Buradasınız
Mart Ayında En Az 139 İşçi Hayatını Kaybetti!

Sermaye düzeni her ay yüzün üzerinde işçinin canını almaya devam ediyor. Patronlar sınıfı iş güvenliği önlemlerini maliyet unsuru olarak gördüğü ve AKP hükümeti gerekli denetimleri yaparak önlemleri aldırmadığı için iş cinayetleri durmuyor.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin yayınladığı rapora göre, Mart ayında en az 139 işçi hayatını kaybetti. Yılın ilk üç ayında iş cinayetlerine kurban giden işçilerin sayısı 351’e ulaştı.
İSİG Meclisi, yaptığı açıklamada, hava sıcaklığının artmasıyla tarım işçilerinin ölüm haberlerinin gelmeye başladığına dikkat çekti. Şimdiye kadar 41 tarım işçisi hayatını kaybetti.
Şubat ayında hava koşulları nedeniyle birçok inşaatta çalışmaya ara verildiği için bu sektörde iş cinayeti haberleri daha az gelmeye başlamıştı. Mart ayında ise yeniden artmaya başlayan çalışma temposuyla birlikte işçi ölümleri de artmaya başladı. İnşaat sektöründe en az 35 işçi, taşımacılık işkolunda ise 17 işçi hayatını kaybetti.
İSİG Meclisi yaptığı açıklamada, 21 Martta intihar ederek hayatını kaybeden Japon mühendis Kishi Ryoichi’nin ölümünün çalışmaya bağlı olarak gerçekleştiğine dikkat çekti.
Suriye’nin Haseki kentinden Türkiye’ye pancar toplamak için gelen mevsimlik tarım işçilerini taşıyan minibüs, Urfa’da yağış nedeniyle kayganlaşan yolda beton mikseri ve otomobille zincirleme kaza geçirdi. 28 Martta saat 13.45 sıralarında gerçekleşen kazada, aralarında 4 çocuğun da bulunduğu 12 tarım işçisi hayatını kaybetti.
Mart ayında 13 kadın işçinin hayatını kaybettiği ifade edilen açıklamada, kadın işçilerin çalışma koşullarından ve ölümlerinden çok az haber alınabildiğine dikkat çekildi.
İSİG’in açıklamasında 4 çocuk işçinin, emeklilik yaşı gelmiş 47 işçinin ve 16 göçmen işçinin hayatını kaybettiğine yer verildi.
Türkiye sermayesi büyüdükçe iş cinayetleri de artıyor. Patronların çıkarı için yasa çıkaran AKP hükümeti, mevcut haliyle son derece yetersiz olan İş Güvenliği Yasası’nı dahi uygulamada isteksiz davranıyor. İş cinayetlerinin üzerine gitmiyor. Hatta Soma Holding patronu örneğinde olduğu gibi, 301 işçinin ölümünden birinci derecede sorumlu olan bir patronu eli kanlı halde ihale masasına oturtup devasa projeleri teslim edebiliyor.
- Yine Yangın, Yine Katliam!
- Soma’yı Hatırlamak
- Soma'yı Unutma, Örgütlen, Hesap Sor
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- İş Cinayetinde Ölen İşçiler Kusurlu Sayıldı
- Oba Makarna, ZSR, Amasra, Kartalkaya… İş Cinayetleri, Denetimsizlik, Teşvikler
- “Emekliler Yılında” 512 Emekli İş Cinayetlerinde Katledildi
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Amasra Katliamının 10. Duruşması Görüldü
- İş Cinayetleri Artıyor, Hayatımız İçin Mücadele Etmeliyiz
- İran’da Maden Faciası: Kapitalizm Can Almaya Devam Ediyor
- Kocaeli’de Oba Makarna’daki İş Cinayeti Eylemle Protesto Edildi
- Oba Makarna’da İş Cinayeti
- Soma Katliamı Davası: “Parasına Göre mi İşliyor Bu Adalet?”
- Torunlar Center Katliamının 10. Yılında Kâr Hırsı Can Almaya Devam Ediyor
- İşçi Sınıfı Örgütlü Olursa İş Cinayetleri Son Bulur…
- Desan Tersanesinde İş Cinayeti Protesto Edildi
- İş Cinayetinde Ölen Zafer Açıkgözoğlu Anıldı
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Hendek Katliamının Dördüncü Yılında Ailelerin Adalet Arayışı da Yası da Sürüyor!
Son Eklenenler
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...