Buradasınız
Patronlar Şirinlere Neden Karşı?

1958 yılında, Belçikalı karikatürist Peyo tarafından bir köy kuruldu, Şirinler köyü. Bir çizgi filmde kurulan bu köy, daha önce ya da daha sonra çizgi filmlerde kurulan köylere benzemiyordu. 1981 yılından itibaren Şirinler adlı çizgi film televizyonda gösterilmeye başlandı. Geçen günlerde Şirinler köyünün yaratıcısı yazarın doğum günü vesilesiyle gündeme gelen Şirinler, yeniden tartışılmaya başlandı. Bir dönem ABD’de yasaklanan Şirinler’in, Türkiye’de yayınlanmasına da tepki gösterilmişti. Bir süre sonra da Şirinler gösterimden kaldırıldı. Niye mi? Çünkü Şirinler paylaşımcılığı, ortak çalışıp kardeşçe paylaşmayı, zorluklara karşı ortak mücadele etmeyi yani dayanışmayı anlatıyor. Oysa patronlar bencilliği, rekabeti, parayı, kârı, patron işçi ilişkisini meşrulaştıran çizgi filmler yayınlanmasını istiyorlar. Çocukların bu filmleri izleyerek büyümesini, düzenin insanları olmasını istiyorlar.
Aşçı Şirin, Usta Şirin, Gözlüklü Şirin, Sakar Şirin, Ressam Şirin, Madenci Şirin, Süpürgeci Şirin ve Şirin Baba Şirinler’den bazılarıdır. Kocaman bir ormanda mantar evlerin içinde yaşayan Şirinler, ortaklaşa bir yaşam sürdürürler. Her biri ayrı bir yetenektir ve bu yeteneklerini hep beraber mutlu bir şekilde yaşamak için kullanırlar. Şirin Baba, tüm Şirinler’in babası gibidir. Deneyimli, bilge, merhametli ve adaletli olması nedeniyle tüm Şirinler’in otoritesi haline gelmiştir. Diğerlerinin, kötülükler karşısında ne yapacağını bilen, erdemli ve adaletli birer Şirin olmasına uğraşır. Şirin Baba’nın tüm uyarılarına rağmen Şirincikler yine de başlarını belaya sokmayı başarırlar ve Şirin Baba imdada yetişir. Şirin Baba, çizgi filmde kötüyü temsil eden ve doymak bilmeyen Gargamel’in gazabından, ne yapar eder korur şirinciklerini. Hep birlikte uyumlu ve mutlu yaşayabilmeyi öğütler onlara. Onlar da Şirinler köyünü adeta cennete çevirirler.
Köydeki tüm Şirinler’in yemeğini Aşçı Şirin yapar. Yüzlerce yemek tarifi bilir ve onları Şirinler için pişirir. Usta Şirin, köydeki onarım, tamir işlerinden sorumlu olmakla beraber sürekli yeni bir icat peşindedir ve teknolojik bilgisiyle ön plana çıkar. Ressam Şirin, pek çok görsel sanatta yetenekli, başarılı bir ressamdır. Madenci Şirin, köydeki madende çalışır. Şirinlerin kullandığı metal eşyaların çoğu onun çıkardığı madenden elde edilir. Koyu mavi, eski bir ceket giyer ve metal bir işçi şapkası takar. Süpürgeci Şirin de bacaları temizlemekten sorumludur. Gözlüklü Şirin, Şirinler üzerinde üstünlük kurmaya çalışması, popüler olma takıntısı ve kendisini övmesi sebebiyle, Şirinler tarafından sık sık köyden kovalanır. Kariyerizm, Gözlüklü Şirin nezdinde mahkûm edilir. Çiftçi Şirin, tarla işleriyle uğraşan Şirin’dir. Tarlasında Şirinler için yiyecekler yetiştirir, hasat zamanında da organizasyondan sorumludur.
Şirinler’in birbirleriyle akrabalığı yoktur. Hatta Fransız aksanıyla konuşan Ressam Şirin, Avustralyalı aksanıyla konuşan Süpürgeci Şirin ve İrlandalı aksanıyla konuşan madenci Şirin, halkların kardeşliğini simgeler. Bu köyde para yok. Tüm Şirincikler birlikte çalışıyor, üretiyor ve paylaşıyorlar. Çalışamayan Şirinler’e çalışabilen Şirinler, karşılık beklemeden bakıyorlar. Şirinler’in bu düzenini dağıtmak isteyen ve Şirinler’i ele geçirmek isteyen Gargamel ise adeta patronlar gibi hareket etmektedir. Çizgi filmi yaratan yazarın niyetini bilmiyoruz, ama Gargamel’in patronların düzeni olan kapitalizmi simgeleyen bir şekilde hareket ettiğini söylemek mümkün. Gargamel’e karşı Şirinler örgütlü davrandıkları, birbirlerine sahip çıktıkları için yenilmiyorlar. Gargamel’in yanında sadece kedisi Azman var. Azman’ın en önemli görevi Şirinler’i yemek ama asla başarılı olamıyor. Gargamel her yenilgide Azman’ı evden atıyor. Şirinler Gargamel’in türlü oyunlarına karşı beraberce mücadele ediyor ve kazanıyorlar.
Şirinler komün yaşamı sürdürüyorlar, tüm ihtiyaçlarını birlikte çalışarak karşılıyor, her şeyi paylaşıyorlar. Bu durum elbette patronların ve onların medyasının hoşuna gitmiyor. Şirinler’in yerine, gerçeklikle alâkası olmayan, bireysel davranmayı, öne çıkmayı, zorluklar karşısında sessiz kalmayı, korkmayı öğreten çizgi filmler yayınlanıyor. Böylece taze beyinlere kapitalizmin çıkarcı kültürü ve ilişkileri kazınmış oluyor. İşçiler ve işçi çocuklarının gözünde, patronlar ve onların sömürü düzeni meşrulaştırılmak isteniyor. Patronların istediği gibi bencil, güvenilmez, üçkâğıtçı, bön ve korkak değil; bilinçli, güvenilir, dürüst, cesur, paylaşımcı ve mücadeleci insanlar olmalıyız.
Otobüs Olmak ve İşçi Hayali!
“Girelim Selia, Haydi Hatice”
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- “Aile Yılı” İlan Edenler Neyin Peşinde?
- Katliamların Sorumlusu Kim?
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- İşçi Dayanışması 202. Sayı Çıktı!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Suriyeliler Geri Dönecek mi?
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- İşçi Sınıfının Ortak Mücadele Dili: GREV!
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
Son Eklenenler
- 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde yüz binlerce emekçi kadın dünya meydanlarına aktı. Dünyanın dört bir yanında derinleşen ekonomik krize, artan işsizliğe ve yoksulluğa, yaygınlaşan emperyalist savaşa ve yükselen faşizme karşı emekçi kadınlar...
- UİD-DER ve Belediye-İş Sendikası İstanbul 2 Nolu Şube, 8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle 9 Martta, Avcılar Barış Manço Kültür Merkezinde “8 Mart Yol Gösteriyor: Engeller Mücadeleyle Aşılır!” şiarıyla etkinlik düzenledi. Düzenlenen...
- Elinizde tuttuğunuz broşür, İşçi Dayanışması bülteninde yer alan Emekçi Kadın köşemizde yayınlanan yazılardan bir seçki yapılarak hazırlandı. Gururla söylemeliyiz ki Emekçi Kadın köşemizdeki tüm yazılar işçi ve emekçi kadınlar tarafından yazıldı,...
- 8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Gününde İstanbul’dan Diyarbakır’a, Kocaeli’den Antep’e, Hatay’dan İzmir’e Türkiye’nin dört bir yanında binlerce emekçi kadın engellemelere rağmen alanlara çıktı, taleplerini haykırdı. Diyarbakır’da kadınların...
- 8 Mart’ın ortaya çıkışının ve bir gelenek olarak yükselmesinin hikâyesi, emekçi kadınların birlik olup en zorlu engelleri aşmasının hikâyesidir. Gelecek kuşaklara nice deneyimleri, nice hakları miras bırakmasının hikâyesidir. Bu hikâye, bizim devam...
- Bizler 8 Mart’ı yaratan işçi kuşaklarının, emekçi kadınların direncini ve azmini yarınlara aktaracak bugünün işçi kuşaklarıyız. Tüm zorluklara rağmen, azimle mücadele ederek miras bırakılan bu geleneğe sahip çıkmaya devam edeceğiz. Çünkü savaşların...
- 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü, emekçi kadınların çalışma saatlerine, işyerindeki baskı ve tacizlere, düşük ücretlere karşı başlattığı mücadeleden doğdu. 8 Mart ne kadınlara hediye verme günüdür ne de bütün kadınları aynı potaya koyan, hangi sınıftan...
- Bizler farklı hastanelerde, branşlarda ve meslek gurubunda olan sağlık emekçisi kadınlarız. Bir kez daha 8 Mart coşkusu yaşıyoruz. Hastaneler, aile hekimlikleri ve daha nice sağlık kurumu ile evlerimiz arasında mekik dokuyarak geçiyor hayatımız....
- Biz emekçi kadınlar, kadın işçilerin sağlık, güvenlik ve aile yaşamı üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle gece vardiyasının yasaklanmasını talep ediyoruz! Gece vardiyasının kadın işçileri fiziksel ve psikolojik olarak yıpratırken güvenlik riski...
- Bazen insan yaşadıklarını, içinde bulunduğu durumu tam olarak anlamlandıramaz. İşte benim durumum da buydu. Ben metal işkolunda, sendikalı bir fabrikada yıllardır çalışan bir kadın işçiyim. Tüm yaşamım mücadele içinde geçti. Bazen işyerinde verdim...
- Bizler fabrikalarda vardiyalı çalışan metal işçisi kadınlarız. Zorlu ekonomik koşullar altında, mutfakta tencereyi kaynatmaya çalışıyoruz. Bir taraftan evin işlerini sırtımızda taşırken, bir taraftan da çocuklarımızı yetiştirmeye çalışıyoruz. Yeteri...
- Sözde aile içinde birlik beraberliğin korunması gerekçesiyle 2025’i aile yılı ilan ettiler. Ama aile içindeki huzurun bozulmasındaki en büyük nedenin geçim sıkıntısı olduğunu yok saydılar. Bir babanın kiraya, faturalara, çocukların eğitim...
- Bundan 168 yıl önce Amerika’da tekstil işçileri uzun çalışma saatlerine, düşük ücretlere, insanlık dışı çalışma koşullarına karşı mücadele veriyorlardı. Fabrikada çıkan yangında 128 kadın işçi yanarak hayatını kaybetti. 8 Mart işte bu yüzden...