Buradasınız
Ya elleri olmayanlar!
Gebze'den bir işçi
Merhaba dostlar,
Son zamanlarda yoğun olarak rastladığım iş kazalarını daha dikkatlice sorguladığımda sizlerle paylaşmak istediğim birkaç konu çıktı. Bu dünyadaki altı milyar insanın ezici çoğunluğu işçi sınıfının bir parçası. Yaşadığımız bu topraklardaki insanların çok büyük bir bölümü de hayatını her gün bir fabrikada, atölyede, ofiste, tarlada, insanlık dışı koşullarda çalışarak kazanmaya çalışıyor. Fakat ne tuhaftır, bu dünyada sınıf kardeşlerimizin yaşadığı iş kazaları sonucunda ölenler/sakatlananlar ne medyada gündeme alınıyor, ne de ciddi bir tartışma konusu olarak tartıştırılıyor. Neden?
Her gün borsalardaki hisse senedi fiyatlarının, döviz kurlarının, bunların sonuçlarının değerlendirildiği haber programlarının, ihracat, ithalat rakamlarının ve bunlar üzerine değerlendirme programlarının, futbolcuların ve futbolun konu edildiği programların, ulusal damat, gelin ve kaynana programlarının ısrarla gündemimize sokulması, bizleri insani olan her şeye duyarsızlaştırma çabasının bir ürünüdür. Boyalı, takım elbiseli, ses tonları etkileyici “haber” sunucularının anlattığı konular her gün yaşadığımız iş kazalarından daha ilgi çekici, daha önemli hale getiriliyor. Çalıştığımız fabrikalarda, atölyelerde vs. yanı başımızda kolunu, parmağını veya hayatını haybeden insanların dramı bizlerin bilincinde birkaç saatlik yer bile tutmaz oluyor. İşçi sınıfı bu olanlara en ufak bir tepki veremez durumda. İnsan olmanın gereklerini dahi kaybetmek üzereyiz. Kim ne derse desin işçilerin, emekçilerin çok büyük çoğunluğu bilincini medya şarlatanlarına teslim etmiş durumda.
Yukarıda medyanın neden iş kazalarına yer vermediği sorusunu sormuştuk. NEDEN? Benim cevabım açık. Para babalarının yani patronların, yani patronların sınıfı olan burjuvazinin, yani onların sistemi olan kapitalizmin memurları olan medyanın ve program yapımcılarının bizden yana program yapması şöyle dursun, biz işçileri, emekçileri hatırlamasını ve iş kazalarını doğru bir temelde açmasını ummak bile yanlış olur. Bizim için medyada olmak değil işçi sınıfının gündeminde olabilmek asıl olandır. Bizce sorun medyanın gündemine yeterince girememek değil, medyanın yarattığı bu mantıksızlaşma, hafızasızlaştırma ve kişiliksizleştirme durumundan kurtulabilmektir. Bizce asıl başarı işçi sınıfını medyanın gündeminden kurtarabilmektir. Bunun için bizler gündemimizi gerçeklerle doldurmalıyız, masallarla değil. İş kazaları ve ölümler GERÇEKLİĞİN ta kendisidir. İş kazalarında ölenler işçiler, emekçilerdir. Suçlusu kapitalist dünya sistemidir, patronların sistemidir. Her yıl on binlerce işçi iş kazaları sonucunda hayatını kaybediyor. Birçoğumuz sakat kalıyor. Gerçek olan gündem budur. Hepimiz bu gündemi kendi çevremizde her gün bıkmadan usanmadan teşhir etmeliyiz. Şimdi sizlerle, yaşadığım bölgede kaynak yapmak için galvaniz kazanın üzerine çıkıp oradan kazanın içine düşüp, haşlanarak hayatını kaybeden işçi kardeşimizin anısına yazdığım, fakat bütün iş kazalarında hayatını kaybedenlere ithaf ettiğim şiirimi paylaşmak istiyorum.
YA ELLERİ OLMAYANLAR
Derler ki gelecek
Ellerinizdedir …
… gelecek kimin?
“İnsan” olan herkesin mi?
Peki insan olan hangimiz, yaşadığımız bu insan cehenneminde?
Çook yorulanlar mı?
Ne dersiniz, koşturanlar, çalışanlar desek…
Koşturulup çalıştırılanlar, cüzzamını iyileştirmeye çabalarcasına…
Korkunun ve acıların bolluğunu, derin bir sessizlik gibi, katledilişlerimizin ıssızlığında büyütenler.
Binlerce yıldır biriktirilip, kutsal elleri ile, bu “akıl köleliğine” esir edilenler.
SİZİN SOYUNUZDANDIR ONLAR
İŞÇİLER
ELLER
Rahmeti ve serveti yaratan, yağdıran hep onlar.
Çeliğe etini akıtıp, bir zerrenin uçuşması gibi gökyüzünde, soyumuzu kâinatta gezdiren hep onlar
ELLER
ELLER
İŞÇİLER
ELLER
Bugünü demir yaratmadı, bildiklerimizi de,
Kuantum fiziği değil uzayda dolaşmamıza vesile olan,
Kanını böğrüne akıtan kurşun mu diyorsun hâlâ?
Sana, bana kentlerin, varoşlarını yaratan,
Terli ve başsız olan
Sokak kenarlarında isimsiz ve soysuz dolaşan
ama elleri olan
İşte ELLERİN soyundan olan cevaplarsa bulunacak olan…
O, ızdırabın kalelerinde yatan
Soğuğu yenip, kendi, cüruf içinde yanan,
Haykırışları, içinde kalan
Kendini, kendi yarattıklarına satan, kiralayan
Susan,
Acıkan,
“Cahil” olan.
Gürlemesiyle insanı insan yapacak olan.
Türeyip de geldiklerinin düşlerinde dahi göremeyeceklerini yaratan
ELLER
ELLER
Bir tek, tanrının vekilleri “görebilmiş” eller olmadan “yaratılanı”, “gökten düşeni”
Bana pislik içinde yaşamak niyedir diye sorma.
İşte ellerim!
İşte kanım, canım
İşte servetim: ellerim, bileklerim, aklım.
Bir banka hesabı kadar kayıtlı, kolay değil elbet,
Bir banknot gibi kaba, hesapsız da değil,
Tapu senedi gibi garantili de görünmez,
Çatlakları derin ve kararsız,
Kemikleri iri, biçimsiz,
İşine kıvrak, hünerli.
Cevapları sıkılı yumruklar içinde … sessiz.
İŞTE EFENDİMİZ, ELLERİMİZ!
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- Sorumluluğu İşçiye Yıkmanın Yolu: “Ya Güvenli Çalış Ya Hiç Çalışma”
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
Son Eklenenler
- Yaşanan her türlü baskı ve zorbalığa karşı, işçi sınıfı kendi saflarında gücünü birleştirmeli ve öfkesini doğru adrese yönlendirmelidir. 1 Mayıs bu birliğin ortaya çıktığı uluslararası bir mücadele günü olarak önemli bir yere sahiptir.
- 1980 darbesinin üzerinden 45 yıl geçti ama bıraktığı karanlık hâlâ silinmedi. O darbe devrimci hareketi ve örgütlü işçi sınıfını ezmek için yapıldı. Bugün hâlâ baskılarla karşı karşıyayız. Ama nasıl ki o karanlık günlerde Hasanlar, Haticeler...
- Her sene olduğu gibi bu 1 Mayıs’a da büyük bir titizlik ve ciddiyetle hazırlandık. UİD-DER ailesi olarak çocuklarımızla, gençlerimizle kadın erkek hep birlikte kapitalizmi teşhir ettik. Ekonomik, sendikal ve siyasal taleplerimizi dosta düşmana...
- İstanbul Sultangazi’de bulunan Bezmialem Validesultan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinin Okul Müdürü Refik Albayrak’a, İBB’nin dağıttığı ücretsiz yemeğin öğrencilere ulaştırılmasını sağladığı için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kınama cezası...
- Gebze Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Alman sermayeli ERLAU Metal fabrikasında işçilerin direnişi sürüyor. Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubede örgütlenen işçiler kod 46 ile işten atıldı. Direnişin 26. gününde UİD-DER’li işçiler...
- Bazı kayıplar vardır ki ifadesi mümkün olmaz, sanki bir parçamızı alıp götürür. Pazar günü emekçi bir abimizi, bir değerimizi, bir rengimizi, “bu ülkede barışı savunan bir kişi bile kalsa umut vardır” diyen, savunduğu değerlerin bedelini...
- Bu yıl 1 Mayıs’ta Kadıköy’de yan yanaydık! Yağmur da yağdı, çamur da vardı ama biz çocuk, yaşlı, genç, engelli, üniversiteli, liseli, emekli, kadın, işçi, emekçi oradaydık. Omuz omuza, yürek yüreğeydik…
- İzmir’de belediye işçileri birbiri ardına greve çıkıyor. Narlıdere Belediyesi işçileri 6 Mayısta grev başlattı, bir gün sonra talepleri kabul edildi. Konak Belediyesi işçileri ise 7 Mayısta greve çıktı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan...
- Bu 1 Mayıs’a kızım, torunum ve oğlumla katıldım. 1 Mayıs alanında çocuklarımın da yanımda olmasının heyecanımı ve mutluluğumu arttırdığını belirtmek isterim. Ben her yıl 1 Mayıs’a UİD-DER’le katılıyorum ve her zaman çok heyecanlanıyorum.
- TÜPRAŞ Rafineri'de kendilerine haber verilmeden taleplerinin çok altında zam oranlarına ve 3 yıllık sözleşmeye imza atılmasına tepki gösteren işçiler üretimi durdurarak, yürüyüş yaparak sözleşmeyi protesto etti.
- Hiçbir şey siyaset üstü değildir. Ekmekten suya, yediğimiz peynirin kalitesinden oturduğumuz evin sağlamlığına kadar her şey siyasetin içindedir. İş cinayetlerini “kader” diye yutturanlar, depremleri de “fıtrat” diye anlatıyorlar.
- Toplu İş Sözleşmesi (TİS) sürecinde olan belediyeler ile petrokimya sektöründeki fabrikalarda birer birer grev kararları alınıyor. İzmir’de Narlıdere Belediyesi işçileri grevin ilk gününde kazanım elde ederken Konak Belediyesinde 7 Mayısta grev...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü mücadelesi 1889’dan önce başlamıştı. Ancak 1 Mayıs 1889’da, 8 saat çalışma, 8 saat dinlenme ve 8 saat canımızın istediğini yapma talebiyle kitlesel olarak alanlara çıkıldı. 1 Mayıs bu başkaldırının ve daha adil bir...