Buradasınız
İşçiler Dur Demezse Kim Dur Diyecek?

Kapitalizmin krizi tüm dünyada sürüyor. Çeşitli nedenlerden dolayı Türkiye, küresel krizi hafif sıyrıklarla atlatmıştı. Fakat kriz etkisini gösterir göstermez, “biz bir aileyiz” söylemini pek seven patronlar işçileri kapının önüne koymuşlardı. Yani krizin bedelini biz işçiler ödemiştik.
Şimdi krizin yeni bir dalgası geliyor. Türkiye ekonomisindeki büyüme yavaşladı, krizin ne zaman patlak vereceğinin hesapları yapılıyor.
Patronlar, kapalı kapılar ardında sürekli toplantılar yapıyor ve krizle birlikte ne yapacaklarını tartışıyorlar.
Peki, patronlar için krize hazır olmak ne demek?
İşçilerin işten atılması, çalışma temposunun ve iş saatlerinin daha da arttırılması, fazla mesai ücretlerine el konulması, ücretlerin düşürülmesi!
Patronlar, bir taraftan bu yönde hazırlıklarını sürdürürken, öte taraftan da AKP hükümeti eliyle taşeronluk sistemini ve esnek çalışmayı alabildiğine yaygınlaştırmak, kıdem tazminatına el koymak ve işçileri adeta köle haline getirmek üzere çalışıyorlar.
Aynı daha önceki hükümetler gibi, AKP hükümeti de patronlara hizmet ediyor.
Çalışma Bakanı Faruk Çelik, ardı ardına açıklamalar yapıyor ve işçilere “müjde” veriyor. Bakanın en son yaptığı açıklamaya göre, Ekim ya da Kasım ayında Meclis’e bir paket sunulacak.
Patronlar ve hükümet temsilcileri adet haline getirdiler; ne zaman işçilerin haklarına saldırmak ve ortadan kaldırmak isteseler “müjde” veriyorlar. İnsan bazen şaşırıyor: Meğer ne düşünceli patronlarımız ve hükümetimiz varmış! Duy da inanma!
AKP hükümeti reklâm mantığıyla hareket ediyor ve işçilerin çıkarına olmayan bir şeyi, işçilerin çıkarınaymış gibi sunuyor. Buna aynı zamanda “halkla ilişkiler” deniyor. Yani halkı aldatma!
Gelin, Meclis’e sunulacak paketin ayrıntılarına bir bakalım ve işçileri nasıl “düşündüklerini” görelim:
Taşeronluk sistemi
Taşeronluk sistemi yeniden düzenlenecek. Bugüne kadar sadece asıl işin dışında kalan, teknoloji gerektirmeyen yardımcı işler taşerona verilebiliyordu. Yeni sistem yasalaşırsa tüm işler taşeron şirketlere verilebilecek. Yani tüm çalışma hayatına taşeronluk egemen olacak. Taşeronluğun ana çalışma biçimi olmasıyla ücretler daha da düşecek, hiçbir işçinin iş güvencesi olmayacak, sigortasız çalışma daha da yaygınlaşacak, iş güvenliği önlemleri alınmadığı için iş kazalarında ölen işçilerin sayısı artacak.
Kölelik büroları
Şu anki mevzuata göre İş-Kur gibi işleyen özel iş bulma büroları, işçi istihdam edemiyorlar. Yeni düzenlemeyle birlikte Özel İstihdam Büroları kurulacak. Bu bürolar, patronlara kiralamak üzere işçi istihdam edecekler. Böylece işçiler aynı köleler gibi kiralanabilecekler. İşçilerin birleşmesini istemeyen patronların, çalıştırdıkları işçileri değişik bürolardan kiralayacağı çok açıktır. Böylece işyerlerinde işçilerin bir araya gelmesi ve sendikalaşması alabildiğine zorlaşacak.
Kıdem tazminatı
Uzun bir süredir patronlar kıdem tazminatını ortadan kaldırmak istiyor; AKP hükümeti de bu yönde hazırlıklar yapıyor. Hükümet, gelen tepkiler üzerine geçici olarak geri adım atmıştı, fakat kıdem tazminatının ortadan kaldırılması yeniden gündemde. Kıdem tazminatı, “tüm işçiler kıdem tazminatı alacak” yalanı eşliğinde bir fona devredilerek zamanla ortadan kaldırılmak isteniyor. Böylece patronlar, hiçbir engele takılmadan işçileri istedikleri gibi işten çıkartabilecekler. İşçinin hakkı olan kıdem tazminatı parası ise patronların kasasına akmış olacak.
Meclis’e sunulacak yasa taslağında, oluşturulacak fon için yalnızca patronlardan değil işçilerden de kesinti yapılacağı ifade edilmektedir. Oysa bu durum, tümüyle kıdem tazminatının mantığına aykırıdır. Üstelik işçiler, fonda biriken parayı ilk 10 yıl kullanamayacaklar; 10 yılın sonunda ise fonda biriken paranın sadece yarısını alabilecekler. Fakat buna karşın hükümet, işçinin parasını istediği gibi değerlendirecek. Bu fondan patronlara kredi ve teşvikler verilecek. Patronlara yapılan kıyağın haddi hesabı yok. Kıdem tazminatı fonu oluşturulacağı için, patronların İşsizlik Sigortası Fonuna ödediği pirim alabildiğine düşürülüyor. Şu an için patronlar, işsizlik fonuna her ay işçinin brüt ücretinin %2’si oranında bir para yatırıyorlar. Bu oran %0,5’e düşürülmek isteniyor. Buna karşın işçilerden yapılan kesinti olduğu gibi korunuyor. Ahlâksızlığın ve fırsatçılığın boyutları inanılır gibi değil ama gerçek.
İşe iade davaları
Patronlar, işçilerin işe iade davalarını kazanmalarından son derece rahatsız oluyorlar. İşe iade davalarının önemli bir kısmının işçilerin lehine sonuçlanması, patronların kudurmasına ve harekete geçmelerine neden oldu. Patronların sözünü dinleyen AKP hükümeti, işe iade davası açma masraflarını yükselterek işçilerin mahkemeye gitmesinin önüne geçmeye çalıştı. Ama bunda çok da başarılı olamadı. Şimdi “işçileri düşünüyoruz” yalanıyla işe iade davalarının yolu işçilere kapatılmak isteniyor. İş Mahkemeleri Kanunu’nun adı “İş Mahkemeleri, İş ve Sosyal Güvenlik Uyuşmazlıkları Hakem Heyetleri Kanunu” olarak düzenlenmek isteniyor. Buna göre, işten atılanlar artık doğrudan dava açamayacak. SGK ve Hakem Kurulu yolu gösterilen işçiler canlarından bezdirilecekler.
İşte AKP’nin ve patronların işçilere müjdesi bunlar!
İşçilerin haklarına saldıran AKP ve patronların en büyük avantajı, ne yazık ki işçilerin örgütsüz, dağınık ve bilinçsiz olmasıdır.
Özellikle AKP ve CHP eliyle kışkırtılan yapay kutuplaşma işçilerin birliğine ve beraberliğine büyük bir zarar vermektedir.
Fabrikada yan yana çalışan, sömürülen ve birlikte ağlayıp birlikte gülen işçiler, toplumda yaratılan yapay kutuplaşma nedeniyle karşı karşıya gelebilmektedirler. Patronların maksadı tam da budur!
Eğer bu kutuplaşmayı aşıp işçilerin birliği ve çıkarları temelinde bir araya gelemezsek, hiçbir sorunumuzu çözemeyiz. İşçileri köleleştirecek yasaları durdurmanın ve krizin bedelini reddetmenin yolu, işçilerin kendi sınıf çıkarları temelinde birleşmesinden geçmektedir.
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
Son Eklenenler
- Kültür Radyo Televizyonu (KRT) çalışanları Mart ayından bu yana ödenmeyen ücret ve sosyal hakları için 4 Haziranda iş bıraktı. 5 Haziranda İstanbul Maslak’taki KRT binasının önünde “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” diyerek toplanan kanal çalışanları,...
- İstanbul Tuzla’da bulunan ve Petrol-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Reckitt Benckiser fabrikasında 27 Mayısta başlayan grev kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler olarak, bayrama mücadeleyle giren grevci işçileri grevlerinin...
- ABD ve İngiltere gibi emperyalist devletlerin desteğini arkasına alan İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamları kadın, bebek, çocuk, genç, yaşlı on binlerce masum insanın yaşamını aldı, almaya devam ediyor. Egemenler, kendi çıkarları uğruna...
- Toplumda gelecekle ilgili düşünceler ve planlar genellikle maddiyat üzerinden oluşuyor. İyi bir eğitim, iyi bir iş, iyi bir kariyer… Bunları yerine getirince ekonomik ve sosyal açıdan rahat yaşamak mümkünmüş gibi düşünülüyor. Ama sömürü düzeni olan...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...