Buradasınız
Güzel Günler Bizler Sayesinde Gelecek
Sarıgazi’den bir tekstil işçisi

Merhaba!
Ben 15 yıldır tekstil sektöründe çalışan bir işçiyim. Mesleğe ilk başladığım yıllarda çalışma saatleri düzgün, sosyal haklar ise bugüne oranla çok fazlaydı. Örneğin, Cumartesi günleri tatildi. Bugün ise çoğu işyerinde Cumartesileri akşam saat 5’e kadar normal işgünü sayılıyor, fazla mesai ücreti ise verilmiyor. Bayram dışında hiçbir resmi tatil verilmiyor. Senelik izin eskiden iki haftayken şimdi ise bir hafta veriliyor. Artık neredeyse bütün işyerlerinde haklarımız kısıtlanmış ya da gasp edilmiş durumda. Tabii ki, bunun en başlıca sebebi örgütsüz işçiler olmamız. Durum buyken patronlar her türlü sömürü tekniğini deniyor. Örneğin, bizim sektörde son zamanlarda parça başı sistemi yaygınlaştırıldı. Yani, diktiğin işin dikiş fiyatının yarısına yakın ücret alıyorsun.
“Ne kadar çok dikersen o kadar çok para”; kulağa hoş geliyor değil mi? Gelin bir de içeriğine bakalım. Üçlü, beşli gruplar kuruyorsun. İş alıyorsun. Ne kadar çok iş dikersen o kadar para alacağın için gece gündüz çalışıyorsun. En az 16 saat çalışıyorsun. Çünkü işini bitiren grup diğer gruplardan önce yeni gelen işleri alır. Böylece vahşi bir rekabet ortamı yaratılıyor. Bu sömürü tekniği patronların o kadar işine geliyor ki, sigorta yapmıyor, yol parası vermiyor, yemek vermiyor. “Çok çalışan, çok kazanır” yalanı dillendiriliyor. Kapitalizmde biz işçiler için geçim günden güne zorlaştığı için işçi kardeşlerimiz ister gönüllü, isterse gönülsüz üç beş kuruş daha fazla kazanmak için yoğun sömürü koşulları altında çalışıyorlar. Ama burada en büyük eksiklik işçi sınıfının örgütsüz ve bilinçsiz olmasıdır. Ne zaman bir araya gelip bu sorunları tartışıp çözüm aramaya başlarsak, o zaman kaybettiğimiz ekonomik ve sosyal haklarımızı geri kazanır, bu insanlık dışı kapitalist düzeni yıkmak için örgütlülüğümüzü de, mücadelemizi de genişletiriz.
İzmir’de Taşerona Geçit Yok Mitingi
İşçiler Kırmızı Et Yiyebildi!
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
Son Eklenenler
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....