Buradasınız
Haklarımızı Ne Kadar Biliyoruz?
Gülsuyu’ndan bir işçi
Geçenlerde dinlediğim bir haber ve haberin yorumlanışı oldukça dikkatimi çekti. Haberde büyük bir restoranda yaşanılan bir olaydan söz ediliyordu. Burada çalışanlardan birini kedi ısırıyor ve bu işçi bir süre sonra rahatsızlanarak müdüründen izin istiyor. Viziteye çıkacağını söylemesine rağmen izin verilmiyor. Akşam iş çıkışında doktora gittiğindeyse geç kalınmış oluyor ve 10 gün sonra restoran çalışanı hayatını kaybediyor. Kedi ısırması nedeniyle, milyonda bir rastlanılan bir hastalığa yakalandığı, erken teşhis edilmesi durumunda belki de kurtarılabileceği söyleniyor. Haberin bir diğer dikkat çeken tarafı ise buradan sonra başlıyor. Haberi veren kanal bu olayın herhangi bir Avrupa ülkesinde yaşanması durumunda çok farklı olacağını, Avrupa’da insana daha çok değer verildiğini söylüyordu. Habere konu olan restoran, Avrupa’daki bir restoranla kıyaslanıyordu. Çünkü olayın yaşandığı restoranın orada da şubeleri vardı.
Oysa bizler biliyoruz ki haklarımızı bilmediğimizde ya da bildiğimiz halde savunamadığımızda, nerede olursak olalım, uygulama değişmeyecektir! Bugün baktığımızda Avrupa ülkelerinde işçilere bize göre daha insani davranılıyor olabilir. Ama bu, oradaki patronların bizdekilerden daha insani olmalarından ya da işçileri daha çok düşündüklerinden böyle değil. Patronlar dünyanın neresinde olursa olsun tek bir şeyi düşünürler: Nasıl daha fazla kazanabilirim? Evet, bu olay Avrupa’da yaşanmış olsa farklı olabilirdi. Bu konuda haberde bir yanlışlık yok. Haberdeki yanlış orada işverenlerin daha duyarlı olduğu vurgusunu öne çıkarmasıydı. Oysaki aradaki fark işverenlerin duyarlılığı meselesi değil. Avrupa işçisinin geçmişten gelen bir mücadele geleneği ve bu mücadeleler sonucu kazanılmış hakları var. Ve belki de en önemlisi Avrupa’da bir işçinin viziteye çıkmak istediğinde bunun en doğal hakkı olduğunu ve buna kimsenin engel olamayacağını biliyor olması. Bizde ise böyle değil. Hastalandığımızda viziteye çıkmak için bile izin istiyoruz. Alabilirsek şanslıyız, alamıyorsak da ne yapalım işlerin azalmasını, uygun zamanın gelmesini bekleriz. Viziteye çıkmak her işçinin en doğal hakkı ve bu nedenle işveren bizleri işten atamaz. Ama bizler bu haklarımızı ne kadar biliyoruz?
Ben de uzunca bir dönem böylesi haklarımız olduğunu, bu hakları ancak sahip çıkarak savunursak hayata geçirebileceğimizi bilmiyordum. Viziteye çıkacağımız zaman resmen şefe yalvarmak zorunda kalırdık. Şimdi ise viziteye çıkacağımı ve şu tarihe vizite kâğıdı yazmalarını söylüyorum ve yapılıyor. Şu an çalıştığım yerde ilk vizite kâğıdı istediğimde gene yalvartma yöntemini denediler ama ben artık bunun doğal bir hak olduğunu ve buna engel olamayacaklarını söylediğimde karşılarında bilinçli bir işçi olduğunu fark ettiler ve artık bu konuda bir sorun yaşamıyorum. Ben bu haklarımızın olduğunu Uluslararası İşçi Dayanışması Derneğiyle tanıştıktan sonra öğrendim. Ama elbette ki burada asıl önemli olan bunları yalnız bizlerin bilmesinin sorunu çözmediği. Bizler bildiğimiz her şeyi sınıf kardeşlerimizle paylaşıp sorunların gerçek anlamda çözümünün nasıl olacağını onlara da anlatmalıyız. Bizler biliyoruz, sorunlarımızı aşmanın tek yolu bu sorunlarla mücadele etmekten geçiyor. Sağlıktan eğitime, ulaşımdan çalışma koşullarımızın düzenlenmesine kadar her türlü sorunu ancak örgütlü ve bilinçli mücadeleyle çözebiliriz.
ÖRGÜTLÜYSEK HER ŞEYİZ, ÖRGÜTSÜZSEK HİÇBİR ŞEY!
Kaplumbağalar da Uçar!
Telekom İşçilerini Ziyaret Ettik
- Bu Kalp Nasıl Atmaya Devam Edecek?
- Egemenlerin Değil, Sınıfımızın Gözüyle Bakalım!
- “Kendini de Beni de Yaktın Celal!”
- Uğruna Mücadele Ettiğimiz Bizimdir
- Grev Çocukları
- “Felsefe Yapma Birader!”
- Şeytanla Dost Olunmaz!
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- “60 Bin Maaşla Çoban Bulunmuyor.” Yersen!
- Bu Kandırmacalara Verilecek Cevabımız Var!
- İşçi Sınıfının Yareni Kim?
- Kapıldığımız Trendler ve Gerçek Sorunlarımız
- Her Yer Bizim Düzenimiz Olsun Diye
- Neden Bu Kadar Stresliyiz?
- “Beni Bırak, Gözünü Bebekten Ayırma Sakın”
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
Son Eklenenler
- Kültür Radyo Televizyon (KRT) çalışanları, düşük ücret dayatması, aylardır maaşlarının, yemek haklarının ödenmemesi, ağır çalışma koşulları, artan iş yükü ve baskıya karşı iş bırakma eylemlerini sürdürüyor. 4 Hazirandan bu yana iş görmekten kaçınma...
- İngiltere hükümeti işçi haklarına yönelik saldırılarını arttırdı. 7 Haziranda başkent Londra’da bir araya gelen işçiler, öğrenciler, sendikalar ve kampanya grupları, hükümetin kemer sıkma ve savaş politikalarını protesto etti. “Savaşa Değil Emekçiye...
- Bir sabah uyandığımızda tekerleğin icadı sonrası hayatımıza giren tüm icatlar ortadan kalkmış, unutulmuş olsa ne olurdu? Şöyle bir düşünelim; tekerlek icat edilmeseydi çark olmazdı, çark olmasaydı değirmen olmazdı. Ne üretim ne ulaşım gelişirdi....
- Kültür Radyo Televizyonu (KRT) çalışanları Mart ayından bu yana ödenmeyen ücret ve sosyal hakları için 4 Haziranda iş bıraktı. 5 Haziranda İstanbul Maslak’taki KRT binasının önünde “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” diyerek toplanan kanal çalışanları,...
- İstanbul Tuzla’da bulunan ve Petrol-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Reckitt Benckiser fabrikasında 27 Mayısta başlayan grev kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler olarak, bayrama mücadeleyle giren grevci işçileri grevlerinin...
- ABD ve İngiltere gibi emperyalist devletlerin desteğini arkasına alan İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamları kadın, bebek, çocuk, genç, yaşlı on binlerce masum insanın yaşamını aldı, almaya devam ediyor. Egemenler, kendi çıkarları uğruna...
- Toplumda gelecekle ilgili düşünceler ve planlar genellikle maddiyat üzerinden oluşuyor. İyi bir eğitim, iyi bir iş, iyi bir kariyer… Bunları yerine getirince ekonomik ve sosyal açıdan rahat yaşamak mümkünmüş gibi düşünülüyor. Ama sömürü düzeni olan...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...