Buradasınız
Yazsam Ne Olacak?
Taşeron olarak çalışan bir PTT işçisi
Hemen başlığa bakıp o zaman niye yazdın demeyin. Çalışmakta olduğum işyerinde son dönemde yaşadıklarım bana bu “ne olacak” meselesini yazmam gerektiğini hissettirdi. UİD-DER’in internet sitesi de, bülteni de biz işçilerin sorunlarını ve çözümlerini duyurmak için var. O yüzden UİD-DER’e yazmaya karar verdim.
Sorunlarımız konuşulmaya başlandığında, birlik olalım dendiğinde, işçi arkadaşlarımız sıkça “ne olacak” türünden cevaplar verebilmekte. Bu cevaplarla ilk karşılaştığımda bu kadar dikkatimi çekmemişti ama beni zamanla artık bu kadar da olmaz deme noktasına kadar getirdi.
İşe ilk başladığım zamanlarda bir sabah işe giderken otobüste işyerinden bir arkadaşıma denk geldim. Biraz konuştuktan sonra sohbet işyerindeki sorunlara geldi. İş yükünün çok oluşundan ücretlerin düşük oluşuna, yol ve yemek parasının düşük oluşundan senelik izinlere kadar birçok sorunumuzu konuştuk. Bu kadar sorun konuşulduktan sonra çözüm de konuşulmadan olmaz elbette. Haliyle sıra ona da geldi. Tam birlik olmalıyız, bir de sendikamız olsa diye konuşurken, “sen ben olsak ne olacak, başka gelen olmaz” diye ilk “ne olacak” golünü yedim. Hemen bir atak yaptım ve “böyle başlar, başka gelenler de olur” dedim. İkinci gol geldi: “Birlik olsak ne olacak, hepimizi kovarlar.” 2-0’dan da maç alınır ya da beraberlik olsun diye “o zaman sendikamız olur, kolayca kovamazlar” dedim. Üçüncü gol geldi: “Sendika olsa ne olacak, eski sendikalar yok.” Böylece işyerine mağlup ama bir sonraki maçı almak için ne yapmalıyım diye düşünerek işbaşı yaptım.
Daha sonra bir gün maaşlarımız ödenmediği için hepimiz çalışmayarak grev yaptık. Arada “grev yapacaksınız da ne olacak” deyip katılmayanlar oldu ama bu sayede taşeron şirkete ücretlerimizi ödetmeyi başardık. Bir zaman sonra artık bu yaptığımız grevler de taşeron şirketi yola getirmez oldu. Bu sefer gündemimize bir yürüyüş yapmak girdi, hem de ana şirkete karşı. Bir sendikanın öncülüğünde toplandık ve Kadıköy’de buluştuk. Hem de “siz de gelin arkadaşlar” dendiğinde “yürüsek ne olacak” deyip gelmeyenler hiç de az olmamasına rağmen kalabalık bir yürüyüş yaptık. Bu yürüyüşten sonra taşeron firma ile sözleşme sonlandırıldı. Şimdi maaşlarımızı ana şirket ödüyor.
Bu arada tüm bu yaşadıklarımızdan sonra maçın rövanşını almamız lazımdı ve bu sefer bizim golcü sayımız çoktu. Bir arkadaş “maaşlarınız ödendi mi? diye sohbeti başlattı. Hemen cevap geldi: “Ödenmese ne olacak?” “çalışmayacağız”, “çalışmasan ne olacak?” “grev yaparız”, “grev yapsan ne olacak?” “yürüyüş yaparız”… İşte bunun sayesinde maaşlarımız zamanında yatmaya başladı. Bu attığımız gol arkadaşlarımıza değil yönetimeydi ve 10 gol değerindeydi. Bu sayede bu maçı aldık. Gerçi “zamanında yatsa ne olacak, üç kuruş para” diye bu ne olacaklar bitmedi ama bizim de mücadelemiz bitmedi. Patronların açgözlülüğüne ve bazı işçi arkadaşlarımızın yılgınlık ve güvensizliğine rağmen mücadeleye devam edeceğiz. Ne olacak demeyin, gelin beraber yaşam koşullarımızı değiştirelim.
Büyüyor
Zonguldak’ta Madende Göçük
Son Eklenenler
- Sarayları süsleyen altın, sultanların ve soyluların yaşamında zenginliğin en önemli ölçüsü olmuştur. Fakat bu zenginliği üreten zamanın köleleri ve günümüzün işçileri için bu maden her zaman acı, gözyaşı ve ölüm getirmiştir. Altın madenlerinde...
- Çalıştığım işyerinde uzun yıllardır çalışan ve EYT yasası çıktıktan sonra SGK’ya başvurup emekli olanlar var. Malûm, emeklilik maaşı iktidar eliyle kuşa çevrildi. Bizim patron da sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğu için EYT’li işçileri bir an...
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...