Buradasınız
Fabrikada Can Pazarı
GOSB’den bir kadın metal işçisi

Ben Gebze Organize Sanayi Bölgesinde yer alan bir metal fabrikasında çalışan kadın işçiyim. Dün birilerinin “takdiri ilahi” dediği yürek parçalayan bir duruma tanıklık ettim. Benim gibi bir işçi abim, elini prese kaptırdı ve dört parmağını kaybetti. Etraf kan revan, makinenin içinde parçalanmış parmaklar, gözlerde yaş, ağızlarda vah, vah, vah. O an yapabildiğim tek şey elimi omzuna atıp “dayan abi” demek oldu.
Her işyerinde olduğu gibi, bizim işyerinde de adım başı müdür. Bir tanesi geliyor canıyla cebelleşen adama “bile bile mi yaptın?” diyor. Patronun yeğeni “Hadi bakalım herkes işinin başına” diyor. Birimiz çıkıp da “ulan sen ne diyorsun” diyemiyor. O kadar alışmışız ki kendimizle konuşmaya, içimizden neler söylüyoruz neler.
Akşam iş çıkışı, iş kazası geçiren işçi abimin yanına hastaneye gittim. Ne patron vardı, ne müdür, ne de patronun yeğeni. Sadece ben ve benim gibi işçiler. Patronun ve müdürlerin bu gerçekleşen iş kazasını ve kopan parmaklardan daha değerli işleri vardı. Patron ve yöneticileri bu olaydan sonra, olan oldu paçayı nasıl yağdan kıl çeker gibi temizleriz hesabını yaptılar.
Sabah iş yerinde bir toplantı yapıldı ve timsah gözyaşları dökülüp geçmiş olsun dilediler bize. İş kazası geçiren arkadaşımız için ne gerekiyorsa yapacaklarını, desteklerini esirgemeyeceklerini söylediler. Araya da şunu sıkıştırdılar “Aranızda bu konuyu konuşup yorumlar yapmayın. Presin kendisinin indiğini söylüyorsunuz, öyle bir ihtimal yok, olsaydı benim haberim olurdu. Arkadaşınız çok hızlı çalıştığı için acele edip elini kaptırdı.” Bu sözlerin ne anlama geldiğini çok iyi biliyoruz. Tüm bunları biriktiriyoruz. Mazlumun ahı da kanı da yerde kalmayacak. Bu toplantıdan yaklaşık bir saat sonra bir iş kazası daha yaşandı.
Parmaklarını kaybeden abi de diyor ki “kaç defa uyardım, pres çift basıyor, bakım yapın dedim. Korkuyordum birine bir şey olacak diye. Oldu, olan bana oldu. Elim gitti, ben ne yapacağım şimdi, nasıl çalışacağım?”
Bu iş kazasına ve kaybedilen parmaklara takdiri ilahi diyebilir miyiz? Hepimiz biliyoruz bunu ne olduğunu. Diyorlar ki dikkat etmezseniz elinizi burada bırakır gidersiniz. Bunu söyleyerek tüm suçu işçinin üzerine yıkıyorlar. Sanki hızlı çalışması için bizleri sıkıştıran, işten atmakla tehdit eden onlar değilmiş gibi! Birde şöyle bakalım; iş sağlığı ve güvenliği bu kazaları önlemek için değil midir? Hiçbir tezgâhta özellikle kazanın yaşandığı presler de sensor yok. Preslerden çıkan parçaları almak için maşa yok. Olması gereken koruyucu eldiven ve kolluk yok. Yok, o kadar çok var ki… Ama iş sağlığı ve güvenliği uzmanı ve bu firmayı denetleyen bir devlet var…
Geçmişte bu işyerinde kolunu kaybeden, başparmağını kaybeden, tüm parmaklarını kaybeden, ayaklarının üzerine düşen plaka sacları yüzünden aylarca yataklardan kalkamayan onlarca kişi var. Bu yaşananlardan sonra hiçbir iş güvenliği önlemi alınmadan, tıkır tıkır işleyen bir çark... Ve bu çarkın her dönüşünde kopan bir parmak, el, kol, bacak bulunuyor.
Gün gelecek bizimde sesimiz çıkacak. O zaman patronların rahatı kaçacak. İşte o gün geldiğinde bu yaşananlar unutulmayacak. Ekmek parası için çalışıp elini kaybeden abimiz hatırlanacak. Ama o günlerin hiçbir şey yapmadan, beklemekle gelmeyeceğini de biliyoruz. O günlerin gelmesi için biz işçiler yan yana, omuz omuza, ele ele verip birliğimizi oluşturmalıyız ve örgütlenmeliyiz.
TPIC İşçilerinin Mücadelesi Sürüyor
- İşyerinde Gelen Ölümler
- Çocuk İşçilikle Mücadele İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinin Büyümesiyle Mümkün
- 301’i, Soma’yı, O Günden Beri Hiç Unutmadık…
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- Sorumluluğu İşçiye Yıkmanın Yolu: “Ya Güvenli Çalış Ya Hiç Çalışma”
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
Son Eklenenler
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.