Buradasınız
Gebze’de Genç İşçiler Buluştu
Gebze’den genç işçi ve öğrenciler
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
7 Şubatta UİD-DER Gebze Temsilciliği’nde genç işçi ve öğrencilerle bir araya geldik. Genç işçiler, meslek lisesi ve üniversite öğrencileriyle Dayanışma Tv’nin hazırladığı “Kâr Düzeni Gençliği Çürütüyor” videosunu izledik. Paranın egemenliğine dayanan kapitalist düzenin, bir taraftan gençlere umut verip rekabeti aşıladığını ve onları yarış atı gibi koşturduğunu, diğer taraftan da umutsuzluğa kapılan gençleri uyuşturucu bataklığına itip yozlaştırdığını, çürüttüğünü konuştuk. Patronlar sınıfının kendi düzenlerine isyan etmeyecek, muhalif olamayacak uyuşuk bir gençlik kitlesini nasıl yarattıklarını hep birlikte tartıştık.
Bir işçi-öğrenci, okulda, arkadaşlarında ve akrabalarında uyuşturucu kullananlar olduğunu anlattı. Gençlerin beynini uyuşturduklarını, gençlerin de bunu iyi bir şey sandığını söyledi. Uyuşturucu ile yaşadıklarını unutmaya çalışan gençlerin, bağımlı hale geldiğini, uyuşturucu bulamayınca krize girdiğini anlattı. Bir üniversite öğrencisi, “benim abim yıllarca uyuşturucu kullandı. Ama biliyorum ki, suçlu genç yoktur, suça itilmiş genç vardır. Ben bizzat tanık olduğum için, o anneyi, babayı izlerken kanım çekildi. İzlerken gördük ki, zengin çocukları için hayat şatafattan ibaret. Hepimizin hayatında yoksulluk var, at yarışı gibi koşturulduğun bir eğitim sistemi var. Çalışan gençler için ücretlerin hali ortada. Uyuşturucu, bütün bu çıkışsızlıktan bir kaçış yolu olarak görülüyor” dedi.
Kapitalizm denen bu düzende, bir otobüs dolusu zengin ile dünyadaki 3,6 milyar insanın servetinin birbirine eşit olduğunu tartıştığımızda genç bir işçi, “Anlamadığım bir şey var. Yoksul her şeyden kıstığı halde gittikçe yoksullaşıyor. Zengin savurgan olduğu halde gittikçe zenginleşiyor. Peki, bu nasıl oluyor?” diye sordu. Bütün zenginliği üreten bizler olmamıza rağmen, zenginlerin bizlere ertesi gün işe gelebilecek kadar bir ücret verdiklerini konuştuk. İşçi sınıfının ve çocuklarının bu sistemde yoksulluğa itildiği, safımızı sınıfımızdan yana belirlememiz gerektiği üzerine konuştuk. Bir üniversite öğrencisi, “Biz işçi sınıfıyız. İşçi sınıfının gözüyle bakmak zorundayız. Bir yanda patronlar, onların ihtişamlı yaşantıları, bir yanda işçi sınıfının yoksulluğu. Bütün güzellikleri biz üretiyoruz, ama bunun kaymağını patron sınıfı yiyor. Bizim ilk olarak safımızı iyi belirlememiz, işçi sınıfının gözüyle dünyaya bakmamız gerekir” dedi.
Genç bir işçi, “Peki, işçi olup da kademe kademe yükselip amir, müdür ya da patron olunmaz mı?” diye sordu. Bunun üzerine sistemin bize dayattığı “paçayı kurtarma”, “bencillik” üzerine konuştuk. Patronların, gençlere pembe hayallerle süslü bir gelecek vaat ettiklerini, daha çok çalışıldığında hep daha iyi yerlere geleceğimizi öğütlediklerini konuştuk. Ne kadar çalışsak da çabalasak da kazananın bizler değil, patronlar olduğunu tartıştık. Patronların, kendi düzenlerine isyan etmesinler diye gençleri “bireysel kurtuluş” hayalleriyle kandırmak istediklerini konuştuk.
Patronlar tüm dünyayı kanlı bir savaşa sürüklüyor. Bu savaşta kimler cephelere gönderilecek diye sorduğumuzda, bir genç şöyle söyledi: “Bu durumu bir satranç oyununa benzetirsek, piyonlar bu savaşın askerleridir. Yani, bizler kapitalistlerin piyonlarıyız.”
Patronların, düzenlerine isyan etmesin diye ezikleştirmek, sünepeleştirmek, sinikleştirmek istediği işçi sınıfı gençliği, bu durumdan ancak örgütlü ve bilinçli bir mücadeleyle kurtulabilir. Patronlar, örgütsüz ve bilinçsiz gençleri ağına çekerek düzenlerini sağlamlaştırmak istiyorlar. Ancak örgütlü gençler olarak biz de diyoruz ki, yolumuz işçi sınıfının yoludur! Mücadelemiz işçi sınıfının mücadelesidir! Çürümüş, köhnemiş bu düzen sizin, geleceğimiz bizimdir!
- “Kafasını Telefona Gömen Gençlerden Değiliz!”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Özgür Olmak Demek…
- Asıl Sorumlular Kim? Emekliler mi? Egemenler mi?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Milletvekili Maaşları Seni de Kızdırıyor mu?
- Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- İyi ki UİD-DER’liyim…
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- Bizi “Biz” Yapan Şarkılarımız…
- Nasırlı Ellerin Yumruğu Bugün!
- Kariyer Gelişim Masallarıyla Geleceği Çalınan Gençler
- Bir Şarkının İzinden: Bir Yere Gitmiyoruz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
Son Eklenenler
- Yaşanan depremlerin, yangınların, sellerin bir felakete veya katliama dönüşmesinin sebebi patronların kâr düzeni ve kâr hırslarıdır. Dolayısıyla bu yaşananlar sınıfsaldır. Tek tek kişilerin sorunu değil, bir bütün olarak işçi sınıfının sorunudur,...
- Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) Genel Başkanı Mehmet Türkmen 16 Şubatta ikinci kez gözaltına alındıktan sonra 17 Şubatta savcılık tarafından ifadesi alınmadan, tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi ve tutuklandı. Türkmen’...
- İngiltere işçi sınıfı, Filistin halkı için yürüttüğü ulusal eylem günleri kapsamında 15 Şubatta başkent Londra’da bir kez daha meydanlara çıktı. Hükümet binalarının bulunduğu Whitehall’da toplanan çeşitli sendikalardan, siyasi partilerden ve sivil...
- 2025 yılı için asgari ücretin son derece düşük belirlenmesi işçileri şaşırttı ve haklı olarak öfkelendirdi. Pek çok işçi, “daha yüksek belirlenmesini bekliyorduk” dedi. Aynı öfke emekli maaşları için de söz konusu. Öte yandan metal işçileri de...
- Temel Conta işçilerinin grevi 10 Aralıktan bu yana sürüyor. İşçiler, yaklaşık bir yıl önce sendikalı olma kararı almış, Petrol-İş Sendikası Aliağa Şubesi’nde örgütlenmeye başlamışlardı. Petrol-İş Sendikası, Çalışma Bakanlığı’ndan yetki belgesini...
- Sırbistan’ın ikinci büyük şehri olan Novi Sad’in tren istasyonu 2022 yılında cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri kampanyası sırasında yapılmıştı. Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic de istasyonun açılış törenine katılarak, 60 yıl sonra bu istasyonu...
- Urfa’nın Viranşehir ilçesinde Kadıköy Güneş Enerji Santrali’nde (GES) Kalyon ve Eksim Real Enerji şirketlerinde çalışan işçilerin 11 Şubatta başlattığı iş bırakma eylemi tüm baskılara rağmen devam ediyor. Bezmialem Vakıf Üniversitesi şantiyesinde...
- 6 Şubat Maraş merkezli depremlerin üzerinden iki yıl geçti. Söylemesi dile kolay olan bu cümle alt metinde bizlere birçok şey anlatıyor. Dönüp geriye baktığımızda yaşanan onca acı ve keder bizlerin zihinlerinde tekrar tekrar canlanıyor. UİD-DER’li...
- Donald Trump bir kez daha ABD başkanı seçildi. Seçilir seçilmez de ilk bakışta deli saçması gibi görünen açıklamalar yapmaya başladı. Mesela Amerika’nın Grönland’ı alması gerektiğini söyledi. Bu, Trump’ın kafasından çıkmış çılgın bir fikir gibi...
- Antep Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde sefalet zammına karşı direnişe geçen tekstil işçilerinin mücadelesi yasaklarla, baskı ve saldırılarla engellenmeye çalışılıyor. 14 Şubat günü, tüm saldırılara rağmen direnişlerini sürdüren Başpınar...
- Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri (ADSM), Ağız ve Diş Sağlığı Hastaneleri (ADSH) ve devlet hastanelerinde çalışan diş hekimleri ve sağlık çalışanları “Yüksek MHRS sayıları, kısıtlı süreler, eksik istihdam, sağlıksız ve güvenli olmayan birimler, düşük...
- Türkiye’de yasalarda her işçinin özgürce sendikaya üye olabileceği yazıyor. Ama resmi istatistiklere göre çalışanların yüzde 85’inden fazlası sendikasız. Sendikalı çalışmak yasal olmasına ve ücret, ikramiye, sosyal haklar bakımından avantajlar...
- Çok açık ki iktidarın “Aile Yılı” ilan etmesi aileler refaha kavuşsun diye değil, sermayenin ve iktidarın çıkarları içindir. İşçi aileleri için daha büyük yoksulluk, daha kötü çalışma koşulları, acı ve gözyaşı, hatta ölüm getireceği sır değildir.