Buradasınız
“Essah mı Abi? Reis Bize Bunu Yapar mı?”
Adana’dan UİD-DER’li bir işçi
Saat sabah 05.50. Muhtelif sektörlerden işçiler olarak altıyı beş geçe gelen 174 numaralı belediye otobüsünü bekliyoruz. Belediye otobüsü değil de sanki işçi servisi gibi. Aynı saatte bu hattı kullanan işçiler günlük sorunlarını paylaştıkları gibi siyasal meseleleri de tartışıyorlar. Bizim bu hattın müdavimleri kimler peki? On beş civarında belediye temizlik işçisi, beş civarında ev işçisi kadın, iki otel çalışanı, üç lokanta çalışanı, iki belediye evrak dağıtıcısı, üniversite hastanesinde çalışan hasta bakıcılar ve yemekhanesinde çalışanlar, dört-beş inşaat işçisi ve sohbetlere katılmadıkları için hangi meslekten olduğunu bir türlü anlayamadığımız üç işçi daha. Öyle ki o gün durağa gelmeyen olsa “acaba neden gelmedi” diye merak eder olduk, aramızda oluşan yakınlıktan dolayı.
Neler konuşulmuyor ki bizim sabahki belediye servisinde; taşeron işçilik, çalışma saatlerinin uzunluğu, düşük ücretler, hak gaspları, pahalılık… Kayserili temizlik işçisi bir ablamız var, tamı tamına bin lira ücrete sigortasız çalışıyor. Adı Yeter. İki çocuğu var, ikisi de öğrenci. Eşi emekli. Yeni emekli olmuş, devlet 950 lira maaş bağlamış. Şimdi de sağlığı elverdikçe inşaatta çalışıyormuş.
“Devlet kocama 950 lirayı hak gördü. Kendileri bu parayla yaşayabilirler mi? Ak Partiye oy verdim, bizim halimizden o anlar diye. Ama işte ortada halimiz. Hani bir bakanları vardı bunların neydi adı?” dedi Yeter Abla. Evrak dağıtan Osman hatırlattı; “Zafer Çağlayan, abla.” Yeter Abla devam etti: “Atana rahmet, işte her ne b.. ise. Asgari ücret yeter demişti, simit yiyin demişti. Bu milletin hakkı gözlerine dizlerine dursun. Bir daha onlara oy verirsem de Allah benim layığımı versin.”
Üniversite hastanesinde çalışan Cumali sözü aldı: “Devlet şimdi grevleri yasaklıyor. Biz de, bilirsiniz hani haklarımızı almak için grev yapmıştık da devlet bizi de coplamış, grevimizi kırmak için elinden geleni yapmıştı. Ne diyor Reis? “OHAL’i kullanıp grevleri yasaklıyoruz.” Şimdi merak ediyorum, fabrikaları kapatılan şeker işçileri, grevleri yasaklanan işçiler, haksız yere soruşturmalarla işlerinden edilen, biçare bırakılan işçilerin, memurların aileleri gene bu adama oy verecekler mi?” Öğretmen olan oğlu soruşturma geçirip işten atılan inşaat işçisi emekli Halis Dayı araya girdi. “Benim oğlumu işten attılar Fetöcü diye. Ben oy vermedim ama benim avrat ona oy vermişti. Şimdi öldürseniz vermez. Kolay mı, oğlu işten atılmış!” dedi. Temizlik işçisi Kibara Abla girdi lafa. Sivaslı. Üç çocuğu var. Biri okulu bitirmiş, Türkçe öğretmenliğini. İkisi okuyor. Kocası ölmüş. On yıl olmuş öleli. O tek başına büyütmüş çocuklarını. Onun bunun pisliğini temizleyerek. Azarlanıp horlanarak. “Ben kızımı zorlukla okuttum, bu günlere getirdim. KPSS mi ne zıkkımsa bir şey çıkarmışlar. Onu geçiyor ama bir de mülakat yapıyorlar, o neyse! Kızım sınavdan iyi alıyor ama hep ikincide kalıyor. Kızımın hakkını, benim emeklerimi yiyenlerin gözlerine dizlerine dursun. Niye böyle oluyor kızım, dedim. ‘Kendi adamlarını alıyorlar anne, kadrolaşıyorlar’ dedi bana. Bir de ‘örgütlenmek mücadele etmek lazım, başka yolu yok’ diyor ama ben anlamam o işlerden. Yaşım elli olmuş zaten…”
Belediye işçilerinden biri söyleyeceklerini herkese duyurmak için ayağa kalkıyor. Elli beş yaşlarında, emekliliğine birkaç sene kalmış. Seksende de birkaç sene yatıp çıkmış. Çok fazla da bir beklentisi yok hayattan, insanca yaşamaktan başka. Duran Abi bu. “Ne kadar zamandır bu otobüste birlikte yolculuk eder işimize gideriz. Ya aynı mahalledeniz ya da karşı mahalleden. İyi kötü bir yaşa geldik. Kimimizin emekliliği yakındır. Emekli olup rahata ermeyecek kıçımız! Erdoğan bize bunu döve döve öğretti. Alacağımız birkaç kuruş tazminatla yapacaklarımızı hayal ederiz. Benim diyeceğim şu ki; AKP kıdem tazminatlarını fona devrederse bizden sonra işe giren günümüz gençleri tazminat alamayacakları gibi bu esnek çalışma yasalarıyla emekli de olamayacaklar!”
Otobüste hiç konuşmayanlardan biri olan yirmi beş yaşlarındaki genç işçinin birden bire dili çözülüverdi ve heyecanla bana doğru dönüp sordu:
- Essah mı abi?
- Ne essah mı?
- Bu abinin dedikleri. Biz tazminat alamayacak mıyız?
- Maalesef kardeşim. AKP’nin çıkardığı yeni yasalarla, kıdem tazminatları fona devredilirse ne emekli olabileceksiniz ne de kıdem tazminatları alabileceksiniz!
- Bizim sendika fonun iyi bir şey olduğunu söyledi bize.
- Sizin sendika hangisi?
- Öz İplik-İş
- Sizin sendika hükümeti destekliyor ve dolayısıyla onun çıkardığı işçi düşmanı yasaları onaylıyor. Sen?
- Valla abi ne desem? Kafam karıştı şimdi… Reis bize bu kötülüğü yapar mı?
- Sence grevleri yasaklayan, habire OHAL’i grevleri yasaklamak için kullandıklarını söyleyen Reis kimin temsilcisi? Bir düşün sen karar ver…
İşte “bereketli topraklar” diyarından biz üretenlerin, işçilerin düşündükleri bunlardır. Biz tek adam rejimine hayır diyoruz, ya siz?
Sağlık İşçileri “Tamam” Diyor
- 14 Mayıs Seçimleri: İhtiyacımız Bir Kurtarıcı Değil Örgütlülüktür!
- Emekçi Kadınlar: Yağmacı Enkaz Düzenine, Tek Adam Rejimine Hayır!/1
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- UİD-DER ve TİP’ten İstanbul/Avcılar’da Ortak 1 Mayıs ve Seçim Çalışması
- Türkiye İşçi Partisi Milletvekili Adaylarını Tanıttı
- Emek ve Özgürlük İttifakı Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde Kararını Açıkladı
Son Eklenenler
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...
- Gebze’de bulunan Grid Solutions ve Schneider Elektrik, İstanbul’da bulunan Hitachi Energy ve Bursa’da bulunan Arıtaş Kriyojenik fabrikaları için Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında yürütülen toplu iş sözleşmelerinde anlaşma sağlanamaması...
- Gün geçmiyor ki her gün bir öncekine rahmet okutacak, canımızı yakan bir olay olmasın. Sistemin iyice çürümesi ve tarifsiz bir bataklığa dönmesiyle birlikte, bu çürümüşlük toplumda derin yaralar açıyor. Bunun sonuçlarından bir yenisi de İzmir’de...
- Bir film sahnesi: İngiltere’de bir madenci bandosu, Rodrigo’nun gitar konçertosunu çalmaktadır. Madencilerin emektar ellerinden ahenkli melodiler akıp giderken arka planda hükümet tarafından kapatılmak istenen bir madenle ilgili toplantılar, yürüyen...