Buradasınız
Kutuplaşmak mı, Birlik Olmak mı?
Gebze’den bir metal işçisi
Seçim sürecinde iktidarın ve medyanın daha da kızıştırdığı propagandalar nedeniyle yoksul işçi ve emekçiler arasında yaratılan bölünme, yapay ayrışma hayatın her alanında etkisini hissettiriyor. Özellikle son zamanlarda kutuplaşma kendini iyice dışa vuruyor. İşçiler kendilerini bazen o kadar kaptırıyorlar ki kelimeler sertleşiyor, zaman zaman küfre dönüyor. İşçiler olarak birbirimizi kırmamıza, ayrışmamıza yol açabiliyor. Şimdi çalıştığımız fabrikadan bir sohbeti sizlere aktaracağım.
Seçimlerden önceydi. Yemek molasında yemekler yendikten sonra bir araya geldiğimiz çardakta oturuyorduk. İçimizde AKP’ye, MHP’ye, CHP’ye ve diğer partilere oy vermiş arkadaşlar vardı. Genel olarak fabrikamızda CHP’ye oy vermiş arkadaşlar çoğunlukta. MHP’ye oy vermiş bir arkadaş oy verdiği partinin iktidarla kurduğu ittifaktan rahatsız olduğu için bir önceki seçimlerde oy vermediğini ve bu seçimde de oy vermeyeceğini söylüyordu. Bu arkadaş söz konusu ittifaka oy verecek olan diğer arkadaşlara kızıyordu. O kadar kızgındı ki sanki karşısındakiler aynı tezgâhta çalıştığı işçi arkadaşları değil de iktidarın ta kendisiydi. Aslında iktidarın yaptıklarına kızmakta haklıydı ama o kızıp hakaret ettikçe iktidara oy veren işçiler de ona öfkeleniyor ve aynı şekilde hakaret ediyorlardı. Bazı politikalarını kendileri de tasvip etmedikleri halde iktidarı cansiperane biçimde savunuyorlardı. Tartışma sırasında hakaretlerin dozu giderek arttı. Bir müddet arkadaşlarımı dinledikten sonra dayanamayarak söze girdim. Yaşça da benden büyük olan abiye “Abi, lütfen üslubunu düzeltir misin? Yaptığın ayıp. Eğer ki bu iktidara oy veren insanların değişmesini istiyorsan onlara saldırmak yerine hükümetin icraatlarını eleştir. Hükümetin işçilere yönelik düşmanca politikalarını anlat. Bu insanların suçu ne? Yasaları bu arkadaşlarımız çıkarmıyor. Senin hakkını gasp eden yasa ona ayrıcalık tanımıyor. Olan ona da oluyor. Sonuç olarak onlar da görüyor bunu ya da görecekler. Sen şuan tam olarak işçi düşmanı siyasetçilerin istediğini yapıyorsun. İşçi arkadaşlarınla kavga edip onların ekmeğine yağ ve bal sürüyorsun” dedim. İktidarın işçi düşmanı politikalarını hatırlatarak işçiler olarak birbirimize bunları anlatmamız, birbirimize gerçekleri göstermemiz gerektiğini söyledim. Sonra şunları anlattım:
“Biz ekmeği için birlikte çalışan, ekmeğini büyütmek için birbirine ihtiyaç duyan işçileriz. Böyle yaparsak eğer, ayrışıp kutuplaşırsak yarın bir sorunumuz olduğunda nasıl bir araya gelebiliriz ki? Sorunumuzu nasıl çözeriz o zaman? Bu gün kızdığın, hakaret ettiğin insanlara yarın ‘bak bu sorunumuz var, gelin çözelim, bir hal çaresine bakalım’ dediğinde bu insanların aklına bu yaptıkların gelmeyecek mi? Abi işçinin işçiden başka dostu olmaz. Bugün hangi partiye oy vermiş olursak olalım bizim sorunlarımız ortak. A fabrikasında da olsak B fabrikasında da olsak sorunlar bir ve ortaktır. Biz birlik olmalıyız, kutuplaşıp bölünmemeliyiz. Karşı karşıya değil yan yana olmalıyız. Patronların da, hükümetlerin de amacı bu zaten; bizler bir araya gelmeyelim, birlik olmayalım istiyorlar. Ya onların dediğine gelip kutuplaşacağız ya da birlik olup onlara bir ders vereceğiz. Seçim bizim. Şunu da ekleyeyim abi, biz bu fabrikada günümüzün 8 saatini geçiriyoruz belki ailelerimizden çok birbirimizi görüyoruz. Biz burada bir aile gibiyiz. Burada birimize bir şey olsa herkesin içi cız eder, herkes üzülür. Bunu da unutma” dedim. Çoğu işçi arkadaşım bu sözlerimi onayladı, hak verdi. Tabi mola kısa, 30 dakikamız doldu ve hepimiz makinelerimizin başına doğru yola düştük.
Eminim ki bu sohbetler sadece benim çalıştığım fabrikada yaşanmıyordur. İşçileri kutuplaştıran, ayrıştıran zehirli dilin etkisinde kalmayalım. Toplumdaki esas bölünmenin sömürücü patronlar ve sömürülen işçiler olarak gerçekleştiğini görelim. Kimin yanında kimin karşısında durmamız gerektiğini bilelim. Çevremizdeki arkadaşlarımıza kızmakla sorunlarımızı çözemeyiz. Bilmeliyiz ki derde derman olacak olan yine biziz. Yeter ki gücümüzün farkına varalım. Bunun yolu da kutuplaştırma çabalarına inat, işçiler olarak birlik içinde olmaktan geçer.
Ortak Mücadeleye!
Aynıyız, Aynı Saftayız
- Savaşın Yıldönümünde İsrail Protesto Edildi
- Tarkett Grevine Dayanışma Ziyareti
- Katillerden Merhamet Kapitalizmden Barış Beklenemez
- Fernas Madencileri Yalanlara Sessiz Kalmıyor
- Eker Süt’te Direniş, Elba Bant’ta Grev, Befesa’da Kazanım
- Umudun Gitarı Çalmaya Devam Ediyor!
- Polonez Gıda ve Akcanlar Tekstil’de İşçiler Mücadeleden Vazgeçmiyor
- 78’liler Girişimi: “44. Yılında 12 Eylül Tüm Boyutlarıyla Sürüyor”
- Narin’in Katledilmesi Onlarca Kentte Protesto Edildi
- Kâr Hırsıyla İşlenen Cinayet: Zulmünüze Boyun Eğmeyeceğiz!
- İsrail’de Yüz Binler Ateşkes Talebiyle Meydanlara Çıktı!
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Onlarca Kentte Eylem
- Kendimiz İçin Yürümeli ve UİD-DER Ailesini Büyütmeliyiz!
- Bu İşareti Yapanlar Kim?
- İktidar’ın “Vergide Adalet” Yalanı
- “Kenyalılar Bile” mi?
- Yangınlar da Sorumsuzluk da Aynı!
- Sağlıkta Talan, Hep Yalan Dolan!
- 1999’dan Bugüne Önlem Yok, Adalet Yok!
- “Şu Ablanız Çok İyi Bir Dinleyicidir”
Son Eklenenler
- Bursa Kemalpaşa’da bulunan Eker Süt Ürünleri fabrikası işçileri Tekgıda-İş Sendikasında örgütlendikleri için işten atılmış, direnişe başlamışlardı. Direnişçi işçiler 6 Ekim’de sendikalarıyla birlikte Bursa’da “Eker I Run” koşusu öncesi basın...
- Filistin’de yürüyen savaşın üzerinden 1 yıl geçti. Bugüne kadar 50 binin üzerinde insan İsrail’in saldırıları sonucu can verdi. İsrail devletinin Gazze’de sürdürdüğü soykırım ve katliam devam ediyor. Lübnan’a yapılan son saldırılarla birlikte...
- Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler, grevlerinin 39. gününde olan MKB Rondo işçileri ve aileleri grevlerinin 18. gününde Tarkett grevcilerini ziyaret etti. Dayanışma ziyaretinde “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor”...
- ABD’nin New York’tan Miami ve Houston’a kadar tüm Doğu ve Körfez kıyısı limanlarında 45 bini aşkın liman işçisi toplu sözleşme görüşmelerindeki ücret ve çalışma koşullarındaki anlaşmazlık nedeniyle 1 Ekimde greve gitti. Uluslararası Liman İşçileri...
- Türkiye’de iktidar sözcüleri sık sık “Avrupa bizi kıskanıyor”, “dünya bizi kıskanıyor” diyerek böbürleniyorlardı. Türkiye’nin her tarafında doğalgaz, petrol gibi değerli madenler olduğunu, bu madenleri çıkartarak ekonomide çağ atlayacaklarını iddia...
- Birkaç hafta önce bir ablam ile ettiğim sohbet sonrası kelebeklerin benim için farklı bir anlam kazandığından bahsetmek istiyorum. Sohbet sırasında kelebekleri çok sevdiğimi özellikle de mavi kelebeklerin çok hoşuma gittiğini anlatmıştım. O da mavi...
- Fernas Madencilik işçileri işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınması, ücretlerin arttırılması ve sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması talebiyle haftalardır mücadele ediyorlar. İşçiler, Soma’dan Ankara’ya yaptıkları 8...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) “Artık Yeter! Geçinemiyoruz! Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet İstiyoruz” şiarıyla düzenlediği işçi buluşmalarının sonuncusunu 3 Ekimde Ankara’da Anıt Park’ta düzenlediği mitingle gerçekleştirdi....
- Türkiye’nin çeşitli illerinde grev ve direnişlerden işçiler Emek Partisi milletvekilleriyle birlikte 3 Ekimde Mecliste basın açıklaması gerçekleştirdiler. Sabah saatlerinde Meclis’e gelen işçiler “ziyaretçi yasağı” gerekçe gösterilerek içeri...
- Manisa’nın Soma ilçesinde AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu’na ait olan Fernas Madencilik’te Bağımsız Maden-İş Sendikasında örgütlendikleri için işten atılan madencilerin direnişi sürüyor. 25 Eylülde Ankara’ya yürüyüş başlatan Fernas...
- Fransa’nın en büyük sendika konfederasyonu Genel İşçi Konfederasyonu CGT’nin çağrısıyla 1 Ekimde Fransa genelinde işçi ve emekçiler greve gitti. İşçiler ücretlerin yükseltilmesini, kamu hizmetlerine ayrılan fonların arttırılmasını, işsizlik...
- Katil İsrail devleti, Gazze’deki saldırılarını bir yıldır sürdürürken Lübnan’a yönelik son saldırılarıyla bölgeyi daha da büyük bir yıkıma sürüklüyor. Gazze’de 42 bine yakın insanı öldüren, Lübnan’ı bombalayarak birkaç günde bine yakın insanı...
- 24 Eylülde Avustralya’nın en büyük sağlık sistemi NSW’ye bağlı çalışan binlerce sağlık işçisi iş bıraktı. Eylül ayı içerisinde 2 kez iş bırakan işçiler, Sidney’deki Hyde Park’tan Parlamento Binasına yürüyerek “yüzde 15 zam istiyoruz” sloganlarını...