Buradasınız
Hep Bir Ağızdan Söylenen Bir Türkü Gibi
Kocaeli’den bir işçi
Varlık içinde yokluğu yaşadığımız kapitalist sömürü düzeninde, her şey kâr elde etmek üzere alınıp satılıyor. İnsan ihtiyaçlarını dikkate almayan bir üretim tarzı sürdürülüyor. Her şey para ile ölçülürken, insan ilişkileri de çıkarlara göre belirleniyor. Dayanışmanın yerine rekabet, yardımlaşmanın ve paylaşmanın yerine bencillik, örgütlülüğün yerine bireycilik dayatılıyor. Patronlar sınıfının kâra dayalı bu sömürü düzeninde, her türlü değer hiçleştiriliyor, değersizleştiriliyor. Komşuluk ilişkileri, evlilikler, arkadaşlıklar, dostluklar değerini yitiriyor, yapaylaşıyor. Bunların yarattığı boşluk toplumsal dayanışmayla, sınıf dayanışmasıyla doldurulmadığında işçi ve emekçiler yalnızlaşıyor, güçsüzleşiyor.
Peki, işçilerin yalnızlaşması ve güçsüzleşmesi kimin çıkarınadır? Bir sınıf olduğunun farkında olmayan işçi, patronların gözünde makbul işçidir. “Makbul işçi” sesini çıkaramaz, haksızlıklara karşı tepki gösteremez. Yüreğinde işsizlik, açlık ve yoksulluk korkusuyla süklüm püklüm çalışmak zorunda kalır. Hakkını arayamaz. Daha fazla çalışması istendiğinde daha fazla çalışır. Daha düşük ücretlere razı gelmesi istendiğinde boyun eğmek zorunda kalır. İşçilerin birliği zayıfladıkça ve “makbul” işçiler çoğaldıkça patronların zenginlikleri de artar. Emeğin ürettiği tüm zenginliğe el koyan patronlar sınıfı, sermayelerini durmaksızın büyütürler.
Patronlar üretilen tüm zenginliğe, birikime el koyarken, bize çok çalışmayı öğütlerler. Sanki az çalışıyormuşuz gibi! “Çalışın, birikim yapın, ileride rahat edin” derler. Oysa emek sömürüsü olmadan birikim olmaz. İşçi birikim yapmak ve rahata ermek şöyle dursun, çalıştıkça yoksullaşır, yoksullaştıkça daha çok çalışır, borç yükü altında ezilir. Bu kısır döngüde çırpındıkça varlık içinde yokluğu yaşamaya mahkûm bırakılır. İşçi bu sorunlarına yalnız başına çare aramaya çalıştığında hiçbir sonuç elde edemez. “Hep beraber söylenen bir türkü gibi, hep beraber kardeş elleriyle işlenen toprak” demiş işçi sınıfının şairi Nâzım Usta. Tek başına mırıldanılan bir türkü ile hep bir ağızdan söylenen bir türkünün tadı aynı olur mu hiç? Ses sese karıştıkça, türkü hep bir ağızdan söylendikçe ortaya çıkan ahenk ve güç, ne güzel duygular yaşatır insana. Hep beraber işlenen topraktan alınan verim gibi. Ama birlik ve beraberlik yoksa ne ahenk kalır ortada ne de verim. Hep birlikte ahenk içinde söylenemeyen bir türkü, insandan insana umut dağıtmaz, mutluluk vermez. İşçiler tek tek güçsüz ve etkisizdir. Birleşen işçi sınıfı ise koca bir devdir.
İşçilerin güçlü olmasının, uyum içinde hareket etmesinin, işçi sınıfı olmasının tek yolu örgütlü olmaktır. Örgütlü işçi, bilinçli iradesiyle “makbul işçi” olmayı reddeder. Tek tek işçiler halinde birbirinden ayrışmayı, patronların değirmenine su taşımayı kabullenmez. Birlik olmayı savunur, arkadaşlarına kenetlenir, haksızlıklara karşı sesini yükseltir. Sorunlar karşısında kabuğuna çekilmez, hep birlikte bir çözüm arayışına girer. Sinmek, susmak, havale etmek yerine harekete geçmeyi seçer. İşçilerin çok çalışarak, bu şekilde “birikim” yaparak kurtulamayacağını bilir. Çünkü sömürü düzeni yıkılmadan, paranın saltanatı son bulmadan işçilerin yüzünün gülmeyeceğinin farkındadır.
Tasasız, huzur dolu, güzel bir gelecek istiyorsak, o halde önce tek başına kurtuluş olmadığını bilmeli, her ne istiyorsak hepimiz için istemeyi, birlik olmayı öğrenmeliyiz. Daha güzel yarınlar için deneyimlerden ders çıkarıp ileriye doğru adım atmaktan korkmayanlar, yaşanacak mutlu yarınların yolunu döşeyenlerdir. İnançla, sabırla ve kararlılıkla atılan her adım, bir gün mutlaka karşılığını bulur. İşçi sınıfının en büyük birikimi örgütlü gücüdür.
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
Son Eklenenler
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...
- 2021 yılı sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte MESEM’e (Mesleki Eğitim Merkezleri) kayıtlı kişi sayısında patlama yaşandı. Bugün MESEM’e kayıtlı, 300 bini ise 18 yaşından küçük, 1,5 milyon öğrenci var. MESEM’lerin daha...
- Bizler Gebze’den işçi ve öğrenciler olarak 1 Mayıs yaklaşırken sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Birçoğumuz 1 Mayıs’ı UİD-DER’in geçen sene Uğur Mumcu Kültür Merkezinde gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği ile tanıdık. Bu tanışma...
- UİD-DER’li işçiler, grevlerinin 9. gününde Mersen işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor! Yaşasın Sınıf Dayanışması!” pankartı arkasında grev çadırına yürüyen UİD-DER’li işçiler hep birlikte “Yaşasın Sınıf...
- Emekçi kadın kardeşimiz, nasılsın? Pek sorulmaz nasıl olduğumuz, neler hissettiğimiz ve en önemlisi ne istediğimiz. Bu düzende bir rol biçilmiştir biz emekçi kadınlara ve ona uygun davranmamız, rolümüzü iyi oynamamız beklenir bizden. Hem de öyle...
- Bizler kamuda çalışan sağlık emekçisi kadınlarız. 1 Mayıs yaklaşırken içimizdeki heyecan ve umutla bir araya geldik ve sağlık emekçileri olarak “neler talep ediyoruz?” diye konuştuk. Kadınların oldukça yoğun çalıştığı bir sektörde olmamıza rağmen...
- Sorunlarımız her geçen gün katmerlenerek büyüyor. Mutfak masrafları, faturalar, barınma sorunu, düşük ücretler… Ama yalnızca sorunları sıralamakla bir yere varamayız. Yaşadığımız sorunları çözüme kavuşturmak için öncelikle sorunun kaynağını...
- Mersin Çevre Platformu, MIP AŞ’nin limanı genişletmek amacıyla Atatürk Parkını kapatmasını Özgür Çocuk Parkında basın açıklaması ile protesto etti. Mersin halkı, şehir merkezinde bulunan Atatürk Parkının MIP A.Ş tarafından liman genişletme...