Buradasınız
Polenleri Rüzgârlara Ulaştıralım
Sefaköy’den bir kadın işçi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Her gün aydınlanan güne uyanıp, günlük hayat koşturmamıza başlıyoruz. İşe, okula giderken bir kısmımız yolu haber okuyarak, bir kısmımız da sosyal medyaya bakarak geçiriyor. Peki, hangi sabah bu haberlere ve gelişmelere bakarken bir cinayet veya istismar olayını okumuyoruz? Eminim bu haberlere hepimiz denk geliyoruz. Çocuk istismarı, taciz, tecavüz, cinayet haberleri peş peşe sıralanıyor. Daha önceki haberin etkisini üstümüzden atamazken bir yenisi ekleniyor. Ve en son eklenen haberlerden biri geçtiğimiz haftalarda yaşandı. Yine bir kadının ismi, son nefesini verirkenki görüntüsü hepimizin hayatına girdi. Evet, birçoğumuzun hemen anımsadığı Emine Bulut cinayeti. Eminim her birimiz haberi okuduğumuzda veya görüntüleri izlediğimizde içimizde bir acı yaşadık. Bu acının yerini sonrasında kin ve öfke aldı. Belki de birçoğumuz hâlâ etkisini üstünden atamamıştır. Fakat hepimiz biliyoruz ki bu cinayet ne ilkti ne de son oldu. Bir gün sonrasında doğum yapan kadını hastane odasında bıçaklayan eşin, eski eşini ve kızını vuran babanın haberleri yapıldı. Daha birinin acısı yüreklerde kıvılcım yaratmışken üst üste yenileriyle içimiz yandı. Ve maalesef böyle haberler okumaya da devam edeceğiz.
Kadın, kapitalist sistemde çifte ezilen cinstir. Emekçi kadın şiddete, zulme, ayrımcılığa, yok sayılmaya, değersiz görülmeye mahkûm edilir. Küçük yaşlardan bugüne dek ailemizde veya çevremizde hor görülen, “elinin hamuruyla erkek işine karışma!” denilerek konuşmasına bile izin verilmeyen kadınları görüyoruz. “Eşitlik, özgürlük, hak sizin neyinize?” diyen egemen anlayış, kadınlar üzerinde baskı kurmaya devam ediyor. Emekçi kadın hem sınıfı hem de cinsi nedeniyle çifte ezilmişliğe mahkûm ediliyor. Kapitalist sistemde bilinçli olarak erkek egemen anlayış kışkırtılıyor, kadının ezilmesi meşrulaştırılıyor. Haliyle şahit olduğumuz üzücü olaylar da her geçen gün artıyor. Ve üstüne üstlük taciz, tecavüz, cinayet gibi acı olaylardaki davalar, egemen zihniyetin verdiği kararlar neticesinde trajik şekilde sonlanıyor. Kardeşler, hepimiz biliyoruz ki toplumu bu hale getiren kapitalist sistemdir. Erkek, kadın, çocuk ayırt etmeden; düşünmeye, fikir üretmeye, örgütlenip değiştirmeye, izin vermeyen bir modern kölelik sisteminin içinde yaşatır bizleri. Birlik olmaktan uzak, bölünmüş ve yutulmuş işçiler yaratmaya çalışır. İşçi sınıfını bastırmak ve ezmek için elindeki her yolu dener.
Peki, biz “böyle gelmiş böyle gidecek” mi diyeceğiz? Dehşete kapılıp üzülmekle mi yetineceğiz? Toplumun büyük bir çoğunluğunun yaptığı gibi, sosyal medyadan cinayete ve bu düzene kurban giden isimleri paylaşmayı, kızmayı ahlanıp vahlanmayı yeterli mi göreceğiz? Bizler bu dünyanın değişmesini, bu acıların son bulmasını istiyorsak sessiz kalmamalıyız. Her birimiz elimizi insanlara uzatarak, sistemin içine çektiği bir insanı daha o bataklıktan çıkarmakla işe başlamalıyız. Daha en yakınımızdaki insana ulaşmadan tanımadığımız yüzlerce insana nasıl ulaşabiliriz? Önce kendimizden, sonra bir adım uzağımızdan başlayıp tüm dünyaya sesimizi duyurabiliriz. Tıpkı bir arının taşıdığı polen gibi; arı bir çiçekten aldığı poleni pek çok çiçeğe taşır. Yeni yeni çiçekler açmasını sağlar. Bizler de haklı mücadelemizle eninde sonunda yüz binlerce insana ulaşacağız. Birlik olarak cinsiyet ayrımcılığını körükleyen, insanın insanı ezdiği bu sömürü düzenini yok edebiliriz. Örgütlü mücadelemizin ve işçi sınıfının kadın ve erkekleri olarak omuz omuza tüm dünyayı kucaklamalıyız. Daha iyi bir gelecek, eşitlik, özgürlük ve emek mücadelemizde tuttuğumuz her el bizi büyütecektir. İşçi kardeşlerim, bizler bıkmadan usanmadan, kadın ve erkek işçiler el ele bu mücadeleye devam etmeliyiz. İşçi sınıfı bir oldukça başaramayacağı hiçbir şey yoktur. Yeter ki isteyelim ve bir yerden başlayalım. Gücümüz birliğimizden gelir.
- Bu Televizyonlar Neleri Gösterir, Neleri Göstermez?
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Clara Zetkin ve Ölümsüz Mirası
- Değişen Dünyam ve Dünyayı Değiştirme İsteğim
- Acımız Öfkeye, Öfkemiz Mücadeleye Dönüşsün!
- Emekçi Kadın Mücadeleyle Güzelleşir
- Emekçi Kadınlar Haydi 1 Mayıs’a!
- Yaşıyoruz Sanıyoruz
Son Eklenenler
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santrali işçileri, özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı 10 Şubatta Ankara’ya yürüyüş başlattı.
- ABD merkezli Yum Brands şirketinin KFC ve Pizza Hut restoranlarının Türkiye’deki işletmecisi olan İş Gıda'nın konkordato ilan etmesinin ardından 7 bin işçi Ocak ayı maaşlarını, kıdem ve ihbar tazminatlarını, izin paralarını alamadı. İşçiler şirketin...
- Gebze Plastikçiler Organize Sanayi Bölgesinde otomotiv parçaları üreten Chinatool Otomotiv’de işçiler 10 Şubat sabahı greve çıktı.
- Aralık ayında tüketici fiyatlarının yüzde 1’in biraz üzerinde yükseldiği, yıllık enflasyonunsa azalarak yüzde 44 civarında gerçekleştiği açıklandı. Bu oranlara bakarak enflasyonun hız kestiğine, ücret zamlarının “beklenen enflasyona” göre belirlenip...
- 2025 yılı için asgari ücret zammı, TÜİK’in sahte rakamlarıyla açıklanan enflasyon oranının dahi altında kalan yüzde 30 olarak belirlendi. Patronlar da işçilere bu sefalet zammını dayatıyor. Şubat ayıyla beraber zamlı ücretlerin açıklanması sonrası...
- İş kazaları ve iş cinayetleri dur durak bilmiyor. Sermeyenin aç gözlülüğü işçileri yaşamından ediyor. Balıkesir’de bulunan ZSR Patlayıcı üretim tesisinde, 24 Aralık 2024’te gerçekleşen patlamada 11 işçi yaşamını yitirdi. Patlama sonrasında Balıkesir...
- Maraş ve Hatay başta olmak üzere 11 şehirde çok büyük yıkım yaratan, yaklaşık yüz bin insanın hayatını kaybettiği, on binlerce insanın yaralandığı, milyonlarca insanın yaşamının derinden etkilendiği 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti....
- Siyasi iktidarın ekonomi politikalarının hedefi belli: Ekonomik yıkımın bedelini işçi ve emekçilere ödetmek, on milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin açlığa talim etmesi pahasına sermayeyi dizginsizce büyütmeye devam etmek. Soygunun, talanın...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti. Aradan geçen zamanda depremlerin yarattığı yıkımın, ortaya saçılan yolsuzlukların, usulsüzlüklerin ve boş vermişliğin hesabı sorulmadı. Siyasi gelişmelerle, yaratılan yapay gündemlerle yaşanan felaketin...
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...