Buradasınız
“Evinde Kal Türkiye mi?”
Esenyurt’tan bir işçi
İçinden geçtiğimiz süreç tam anlamıyla at iziyle it izinin birbirine karıştığı bir dönemdir. Çok masum görünen şeylerin arkasında bile burjuvazinin kandırmacaları olabileceğini akıldan çıkarmamak gerekir. Burjuvazi ve temsilcileri, yaptıkları pislikleri işçi sınıfına, emekçi kadınlara, doğaya fatura ederler. İşledikleri suçları haklı gösterebilmek için türlü bahaneler bulur, toplumun geniş kesimini ikna edebilmek için yoğun bir kara propaganda yürütürler. Onların kirli oyunlarını ancak sınıf bilinçli, örgütlü işçiler fark eder ve teşhir eder.
İşte bu kirli oyunlarından bir tanesi de Koronavirüs meselesidir. Koronavirüs salgınının bu kadar köpürtülmesi ile kapitalist sistemin direklerinin çatırdamaya başlamasının aynı döneme denk gelmesi tesadüf olmasa gerek. Bu salgın vesilesiyle toplumda öyle bir algı oluşturulmuştur ki sanki sokaklarda eli baltalı insanlar geziyormuşçasına bir panik havası yaratılmıştır. Siyasi iktidar bu salgını da fırsata çevirerek, neredeyse bütün muhalefeti susturmuş, zaten işlevsiz hale gelen Meclisi iyice devre dışı bırakmış, yoğun bir işten atma ve hak gaspları furyası başlatmış, neredeyse bütün sosyal faaliyetleri yasaklamış, her türlü hak arama girişimlerinin daha baştan önünü almıştır. Bu salgın, sarsılan kapitalist sistem açısından tam manasıyla Allah’ın bir lütfu olmuştur.
Bir taraftan patronlara milyonlar ayrılıp, vergileri ve borçları sıfırlanırken, diğer taraftan işçi sınıfının kaderine yine işten atılmalar, yine açlıkla boğuşmak düşmüştür. Burjuvazi ve onun siyasi iktidarı, ekonomik çöküşü gizleyebilmek, kapanan işyerleri ve işten atmalarla daha da büyüyen işsizler ordusunu susturmak için çeşitli kampanyalar yapmaktadır. İşte bunlardan bir tanesi de “Evde Kal Türkiye” kampanyası. Bu sloganı neredeyse her yerde duyar olduk, hatta kimileri işi daha da abartıp “sokağa çıkma yasağı ilan edilsin” diyerek akıllarınca iktidara akıl verir noktaya getirdiler. Oysa bu söylem işçileri sorgulamadan, dayanışmadan, mücadeleden uzaklaştıran bir söylemdir, sahiplenilmesi söz konusu olamaz. Çünkü işçi sınıfı burjuvazinin salgınına ve saldırılarına karşı evlere kapanmak yerine mücadele alanlarında buluşmalıdır.
Özetle insanlığın başına türlü felaketler getiren kapitalist sistemin artık katlanılacak bir tarafı kalmamıştır, dünya işçi sınıfını felaketten felakete sürüklemektedir. Geldiğimiz noktada ise işçi sınıfına düşen görev, sistemi tüm pislikleriyle teşhir edip artık bu bataklıktan kurtulmanın zamanının geldiğini her fırsatta bilince çıkarmaktır. Tekrar hatırlamakta fayda var, gecenin en karanlık anı aslında şafağa gebedir.
- Gevrek “Susamlı Tavuk”
- Koronavirüs Sınıf Ayrımı Yapmıyor mu?
- Salgında İşçi Sağlığı Hiçe Sayılıyor!
- Patrondan Covid-19 Önlemleri
- Koronavirüsle Geçirdiğimiz 9 Ayın Bilançosu
- Maskeye Emanet Edilmiş İşçi Sağlığı ve İşten Atmaların Yeni Bahanesi Maske
- Patronlar Koronavirüsü Tepe Tepe Kullanırken Asıl Faturayı Biz İşçiler Ödüyoruz
- Şantiyede Sözde Korona Önlemleri
- Hayat Eve Sığar mı?
- İşçi Sınıfıdır Bizim Asıl Ailemiz
- Bakan’a mı İnanalım Yaşadıklarımıza mı?
- Adımız Koronalıya Çıktı!
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Sözde Pandemi Önlemleri ve Küresel Açlık
- “Hijyene Dikkat Edin Ama Fazla Su, Sabun, Peçete Harcamayın”
- “Yeni Normal” Koşullarında Öğrencilerin Sınav Maratonu
- Gebzeli İşçiler Koronavirüsün İşçiler Üzerindeki Etkilerini Anlatıyor
- Gebzeli İşçiler Yeni Normali Değerlendiriyor
- Koronavirüsle Yaşamayı Öğrenmeli miyiz?
- Yağlı Ekmekleri Ballandı!
Son Eklenenler
- Mersin Çevre Platformu, MIP AŞ’nin limanı genişletmek amacıyla Atatürk Parkını kapatmasını Özgür Çocuk Parkında basın açıklaması ile protesto etti. Mersin halkı, şehir merkezinde bulunan Atatürk Parkının MIP A.Ş tarafından liman genişletme...
- 28 Nisan birçok ülkede iş kazalarında ve meslek hastalıklarında yaşamını yitirmiş işçileri anma günü olarak kabul edilmiş durumda. İlk defa Kanada Kamu Çalışanları Sendikası (CUPE), 1984’te kendi üyeleri için 28 Nisanı Yas Günü olarak ilan etti. Bir...
- ABD’nin New York şehrindeki Columbia Üniversitesi öğrencilerinin başlattığı Filistin halkıyla dayanışma eylemleri ülke çapındaki diğer üniversitelere de yayılarak büyüyor. ABD’nin 22 eyaletinde 40’tan fazla kampüste öğrenciler aynı taleplerle...
- Aralık 2023’te iktidara gelen faşist Javier Milei ve hükümeti, kemer sıkma politikalarıyla krizin faturasını Arjantinli emekçilerin sırtına yıkmaya devam ediyor. İktidara geldiği günden bu yana birçok protesto gösterisiyle Milei hükümetine...
- İşçi sınıfının kadınları olarak birçok sorun yaşıyoruz ve bu 1 Mayıs’ta bizim de yükselteceğimiz taleplerimiz var. Sohbetimiz sırasında emekçi kadın kardeşlerimiz hangi taleplerle 1 Mayıs’a katılacaklarını anlattılar.
- Bizler bir grup petrokimya işçisiyiz. Tüm sınıf kardeşlerimizi 1 Mayıs’ın birlik, mücadele ve dayanışma coşkusuyla selamlıyoruz.
- İşçilerin sendikalaşma hakkı, ücretleri patronlar tarafından gasp edilirken bu duruma itiraz eden, hakkını arayan işçiler cezalandırılıyor, darp ediliyor. Ancak saldırılara, baskılara boyun eğmeyen işçiler mücadeleyi sürdürüyor. İstanbul Finans...
- Tekirdağ Çorlu’da 8 Temmuz 2018’de meydana gelen tren katliamında 7’si çocuk 25 kişi yaşamını yitirmiş, 300’den fazla kişi yaralanmıştı. Katliama ilişkin davanın karar duruşması 25 Nisanda Çorlu Halk Eğitim Merkezi’ne kurulan 1. Ağır Ceza...
- Emekçi kadınlar olarak hayatın her alanında çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sistem bizi sokakta katledip, savaşlarda öldürüyor. Emeğimiz yok sayılıp hayatımız değersizleştiriliyor. Bizler işçi sınıfının kadınlarıyız, ellerimizdeki hünerle...
- Biz işçilerin yaşadığı sıkıntılar, zorluklar gün geçtikçe artıyor. Aldığımız ücretler açlık sınırına denk durumda. Üstelik ücretlerimizin enflasyon karşısında erimesi belimizi iyice büküyor. Çalıştığımız işyerlerinde, fabrikalarda çalışma...
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...