Buradasınız
Teknoloji Çağında Koronavirüs
Gebze’den bir işçi
İnsanoğlu geçmişten bugüne uzun bir yolculuğu sürdürmektedir. İnsan, varlığını devam ettirebilmek için beslenme, barınma ihtiyaçlarını vahşi doğayla mücadele ederek karşılamış, bunu başararak hayatta kalmıştır. Yerleşik hayata geçmek yüz binlerce yıl almıştır. Yerleşik hayata geçmek, avcılık-toplayıcılık yerine, ekmek, biçmek, hayvanları evcilleştirmek, kabileler arasındaki takas yaşamı ileriye taşımıştır. Tarih kitapları insanlığın başından itibaren ne kadar uzun bir yol aldığını anlatır.
Bugün insanlık teknolojik gelişmeler, yeni buluşlar konusunda çokça yol kat etti. Bir koyunun genetiği kopyalanarak Dolly adında bir koyun üretildi. Çocuk sahibi olamayan aileler tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi olabildi, farklı iklimlerde yetişen binlerce besinin genetik kodu değiştirildi. GDO’lu gıdalar her mevsim satışa hazır hale getirildi. Savaşlarda kullanmak üzere insansız hava araçları, yüzlerce kilometrelik menzili olan füzeler, kök hücre teknolojisi, üç ve beş boyutlu makineler, insan beyninin kontrol edebildiği yapay uzuvlar, yapay zekâ gibi yüzlerce teknolojik buluşa şahit olduk. Hatta yıllarca teknolojik gelişmeler sayesinde, insanların rahat edeceği, üretimin artacağı, yoksulluğun azalacağı, barış içinde bir dünyanın olacağı vaat edildi.
Oysa biliyoruz ki teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin kapitalizm altında gerçek bilgiye, refaha ulaşmak imkânsızdır. Son olarak tüm dünyanın “savaş açtığı” koronavirüs bunun bir örneğidir. Teknoloji ve tıp o kadar gelişmişken, ortada veba muamelesi yapılan bir hastalık varken tek çaremizin sosyal mesafe, su ve sabun olduğu söyleniyor.
Teknoloji sermaye sahiplerinin elinde ve onların tek derdi kapitalist sistemlerini korumak. Sermaye sahipleri ve onların hizmetindeki iktidarlar teknoloji ve bilimi kullanarak tüm dünyada bir korku imparatorluğu yaratmaya çalışıyorlar. Egemenler ellerindeki medya aygıtını kullanarak yedi-yirmi dört kitlelerin zihinlerini esir alıyorlar. Milyonlarca insanı küçücük evlere hapsediyorlar. Her yeni güne medya aracılığıyla korona vakalarındaki artış ve ölüm haberleriyle başlıyoruz. Olaylara sınıf penceresinden bakmayan her insan TV ekranlarından kendilerine seslenen profesör, bilim adamı ve devlet başkanlarının söylediklerini sorgulamadan en doğru olarak kabul ediyor, korku tüneline itiliyor.
Oysa zamanın ruhu bambaşka, gerçekler bambaşka! Bunu anlamak için işçi sınıfının penceresinden bakmak gerekiyor. Bizler de İşçi Dayanışması bülteni ve UİD-DER’in internet sitesinde çıkan yazı, haber ve mektuplardan besleniyoruz. Böylelikle bunca çarpıtma ve yalanın içinde akıl sağlığımızı korumayı başarıyoruz. Şunu biliyoruz: Teknolojinin, bilimin bu kadar ilerlediği bir dönemde insanlar açlıktan, susuzluktan, emperyalist savaşlardan, kanserden, gripten, sıtmadan ölüyorsa bunun tek bir sorumlusu vardır. O da kapitalist sistemdir. Çünkü kapitalizm altında teknoloji ve bilim insanlığın ortak çıkarları için değil bir avuç kapitalistin çıkarları için kullanılıyor. Bu düzen ancak işçi sınıfı birliğini kurarsa değişir. İnsanlığın ileriye doğru yürüyüşü devam eder, daha güzel günler gelir.
Sosyal Yardım mı, Fırsatçılık mı?
“Önümüzdeki Günler Çok Kritik!”
- Gevrek “Susamlı Tavuk”
- Koronavirüs Sınıf Ayrımı Yapmıyor mu?
- Salgında İşçi Sağlığı Hiçe Sayılıyor!
- Patrondan Covid-19 Önlemleri
- Koronavirüsle Geçirdiğimiz 9 Ayın Bilançosu
- Maskeye Emanet Edilmiş İşçi Sağlığı ve İşten Atmaların Yeni Bahanesi Maske
- Patronlar Koronavirüsü Tepe Tepe Kullanırken Asıl Faturayı Biz İşçiler Ödüyoruz
- Şantiyede Sözde Korona Önlemleri
- Hayat Eve Sığar mı?
- İşçi Sınıfıdır Bizim Asıl Ailemiz
- Bakan’a mı İnanalım Yaşadıklarımıza mı?
- Adımız Koronalıya Çıktı!
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Sözde Pandemi Önlemleri ve Küresel Açlık
- “Hijyene Dikkat Edin Ama Fazla Su, Sabun, Peçete Harcamayın”
- “Yeni Normal” Koşullarında Öğrencilerin Sınav Maratonu
- Gebzeli İşçiler Koronavirüsün İşçiler Üzerindeki Etkilerini Anlatıyor
- Gebzeli İşçiler Yeni Normali Değerlendiriyor
- Koronavirüsle Yaşamayı Öğrenmeli miyiz?
- Yağlı Ekmekleri Ballandı!
Son Eklenenler
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2024-2026 dönemi için yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, İZENERJİ, İZELMAN, Ege Şehir Planlama, İZFAŞ şirketlerinde çalışan DİSK/Genel-İş Sendikasında örgütlü işçiler maaş, yılsonu ikramiye ve eğitim alacakları ödemelerinin geç ve eksik yapılmasını protesto etmek...
- UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak, bir grup Polonez direnişçisi kadın kardeşimizle güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Direnişçi bir ablamız “bize hep ‘aman kurulu düzenimiz bozulmasın’ düşüncesini bellettiler” dedi. Bu söz üzerine uzunca sohbet ettik...
- Polonez işçileri 173 gün süren mücadelelerinin kazanımla sonuçlanmasının ardından fabrika önünde kurdukları direniş çadırını halaylarla, sloganlarla kaldırdılar. 7 Ocakta direniş alanında zaferlerini kutlayan işçiler, davul zurna eşliğinde halaylar...
- İktidar ve sermaye sınıfının saldırıları böylesine ağırken işçilerin birlik olamayacağını düşünmek kime yarar sağlar? Bu düşünce doğru bir akıl yürütme yöntemi olabilir mi? Karşımızdaki yıkım tablosu, işçilerin birleşmek dışında bir çıkış yolu...
- İstanbul Çatalca’da bulunan Polonez fabrikasında işçiler Tekgıda-İş Sendikası’nda örgütlendikten sonra gerekli şartları sağlamalarının ardından yetki başvurusunda bulunmuş ve hemen ardından 146 işçi işten atılmıştı. İşten çıkarmaların ardından...
- Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanları, 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ni protesto etmek için 6-10 Ocak günlerinde Türkiye genelinde iş bırakıyor. ASM çalışanları “Eziyet Yönetmeliği” olarak nitelendirdikleri...
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Rus yazar Tolstoy “acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyuyorsan insansın” der. Tolstoy’un bu ifadeleri özü itibariyle insanlaşmayı anlatır. İşçi sınıfı olarak, sömürücü efendilerden insanlık için insanlaşma...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Aralık ayı yıllık enflasyonunu yüzde 44,38, 12 aylık ortalama enflasyonu ise yüzde 58,51 olarak açıkladı. Kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyon ise yüzde 15,75...
- Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi, 3 Ocakta basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında kamu işçilerinin toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecine, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına ve Harb-İş üyesi işçilerin yaşadıkları ekonomik...