Buradasınız
“Önümüzdeki Günler Çok Kritik!”
Ankara’dan bir sağlık işçisi
Koronavirüs salgını başladığı günden bu yana yetkili ağızlardan “önümüzdeki günler çok kritik” uyarısı duyuyoruz. Türkiye’de resmi olarak ilk vaka 11 Martta açıklandı. Yani üzerinden bir aydan fazla süre geçti. O zaman “önümüzdeki 2 hafta çok kritik” dediler, sonra diğer iki hafta... Şimdi de “20-27 Nisan arası çok kritik, salgının tepe noktasına ulaşmasını bekliyoruz” diye bir açıklama gördüm haberlerde.
Elbette amaçları insanları hastalıktan korumak için uyarmak değil. Yapmaya çalıştıkları şey işçileri sürekli korku içinde tutmak. Korkunun biz işçilere nasıl zararlar vereceği İşçi Dayanışması’nda çıkan “Korku Tüneline İtilmiş Toplumlar Körleşir” yazısında anlatılıyor: “Süreklileşen korku duygusal strese yol açar. Böylece insan doğru düşünememeye başlar ve paniğe sürüklenir. Bu korku sarmalı insanın düşünce bütünlüğünü bozar. Böylece insanlar olaylar karşısında doğru tepkiler veremez, şuursuzca davranmaya başlar. Adeta körleşir!” Egemenlerin sürekli korkuyu ve paniği körükleyerek yapmaya çalıştıkları şey de bu. Bizleri körleştirmek! Kapitalizmin tarihsel krizi nedeniyle işlerin zaten çoktandır kötüye gittiğini, kapitalist zirvelerin sarsıldığını görmeyelim istiyorlar. Korktuğumuz için ücretsiz izinlere razı olalım, ses çıkartmayalım istiyorlar. “İşten atmalar yasaklanıyor” müjdesiyle sunulan yasa tasarısının aslında ücretsiz izinleri yasallaştırdığını görmeyelim istiyorlar. Bizleri hastalık karşısında bireysel önlemler almaya zorlarken, işyerlerinde iş sağlığı önlemlerinin hiçe sayılmasını konuşmayalım istiyorlar. Sağlık sisteminin yıllardır yapılan özelleştirmelerle nasıl yetersizleştirildiğini, koruyucu sağlık hizmetlerinin rafa kaldırıldığını görmeyelim istiyorlar.
Koronavirüs bahanesiyle tüm dünyada kitlesel işten çıkarmaların önü açıldı. Sadece birkaç hafta içinde işsizlik katlanarak arttı. Uluslararası Çalışma Örgütünün raporuna göre birkaç ay içinde en az 195 milyon işçi işsiz kalacak! Egemenler böyle bir saldırıyı ancak büyük ve tehlikeli olduğunu iddia ettikleri bir hastalık bahanesiyle yapabilirlerdi. Çünkü daha haftalar önce işçiler, emekçiler hükümetlerin hak gasplarına, emeklilik haklarına saldırılara, tek adam rejimlerine karşı meydanlardaydılar. Fakat şimdi herkesten ve her şeyden uzaklaşmamız, evde kalmamız gerektiği söyleniyor, sokağa çıkma yasakları konuyor. Bizi yalnızlaştırarak, sürekli korkutarak doğru düşünmemizi ve koronavirüsün ardına gizlenen saldırı dalgasını görmemizi engellemeye çalışıyorlar. Bizler İşçi Dayanışması’ndan öğrendiklerimizle bilincimizi korkunun tutsağı olmaktan koruyor, patronların yalanlarına kanmıyoruz. Koronavirüsle değil, patronlar sınıfıyla savaşıyoruz. Evet, önümüzdeki günler sınıf mücadelesi için çok kritik. İşçi Dayanışması’nı okumalı, okutmalı, dayanışma ve birliğimizi güçlendirmeliyiz.
- Gevrek “Susamlı Tavuk”
- Koronavirüs Sınıf Ayrımı Yapmıyor mu?
- Salgında İşçi Sağlığı Hiçe Sayılıyor!
- Patrondan Covid-19 Önlemleri
- Koronavirüsle Geçirdiğimiz 9 Ayın Bilançosu
- Maskeye Emanet Edilmiş İşçi Sağlığı ve İşten Atmaların Yeni Bahanesi Maske
- Patronlar Koronavirüsü Tepe Tepe Kullanırken Asıl Faturayı Biz İşçiler Ödüyoruz
- Şantiyede Sözde Korona Önlemleri
- Hayat Eve Sığar mı?
- İşçi Sınıfıdır Bizim Asıl Ailemiz
- Bakan’a mı İnanalım Yaşadıklarımıza mı?
- Adımız Koronalıya Çıktı!
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Sözde Pandemi Önlemleri ve Küresel Açlık
- “Hijyene Dikkat Edin Ama Fazla Su, Sabun, Peçete Harcamayın”
- “Yeni Normal” Koşullarında Öğrencilerin Sınav Maratonu
- Gebzeli İşçiler Koronavirüsün İşçiler Üzerindeki Etkilerini Anlatıyor
- Gebzeli İşçiler Yeni Normali Değerlendiriyor
- Koronavirüsle Yaşamayı Öğrenmeli miyiz?
- Yağlı Ekmekleri Ballandı!
Son Eklenenler
- Emekçi kadınlar olarak hayatın her alanında çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sistem bizi sokakta katledip, savaşlarda öldürüyor. Emeğimiz yok sayılıp hayatımız değersizleştiriliyor. Bizler işçi sınıfının kadınlarıyız, ellerimizdeki hünerle...
- Biz işçilerin yaşadığı sıkıntılar, zorluklar gün geçtikçe artıyor. Aldığımız ücretler açlık sınırına denk durumda. Üstelik ücretlerimizin enflasyon karşısında erimesi belimizi iyice büküyor. Çalıştığımız işyerlerinde, fabrikalarda çalışma...
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...