Buradasınız
Üç Üzüm Tanesi
İstanbul/Avcılar’dan genç bir işçi

Merhaba dostlar, dikkatimi çeken ve aslında biraz da trajikomik bir durumu sizlerle paylaşmak istedim. Hepinizin şahit olduğu gibi patronlar sınıfı işçilerin gözlerini boyamak için özel günlerde birtakım “jestler” yapar. Örneğin bayramlarda seyranlarda işçilere dağıtılan şekerler, çikolatalar, lokumlar böyledir. Özellikle de bunları “hayır” teması altında yapmayı çok severler. Şimdi size patronumuzun bize layık gördüğü ve kendisiyle de gurur duyduğu “jestini” anlatacağım.
Fabrikanın patronu çalıştığımız esnada iyilik timsali gibi dolaşır etrafımızda. Öncelikle kendi aramızda konuştuğumuz zaman uyarıda bulunur. Sonra hızlı çalışmamız için bizleri teşvik eder. Özellikle de Cuma günleri “hayırlı Cumalar” dilemeye gelir. Yaz aylarındaydık, yine bir Cuma günü eli boş gelmedi sağ olsun! Elinde bir poşet taze üzümle geldi. Eh malum kalabalığız hepimize poşet dolusu üzüm veremez ya, çözümü de şöyle buldu. Bizi sıraya dizdi ve avuçlarımızın içine üç üzüm tanesi bırakmaya başladı. Çok şanslı olanların eline dört beş tane koyuverdi. Durum bu dostlar malum ekonomik kriz var. Bu durumdan fabrika sahibi patroncağızımız da etkilenmiş. Şakası bir kenara bu durum beni hem güldürdü hem de sinirlendirdi açıkçası. Bir kez daha sermaye sınıfına öfkelenmemi sağladı. Çünkü adam bizimle dalga geçer gibi avucumuzun içine taneyle üzüm bıraka bıraka gitti ve herkesin ağzından çıkan “Allah kabul etsin” cümlesi oldu. Aslında herkes tıpkı benim gibi sinirlenmişti ama sesini çıkaramamıştı. O an düşündüm ki bir an önce örgütlenmemiz gerekiyor.
Eğer örgütlü işçiler olsaydık avcumuza sadaka dağıtır gibi koyduğu o üzümleri kafasına fırlatır, öğle yemeklerimizde besleyici yemekler, meyveler talep ederdik. Ama ne yazık ki herkes korkuyor. “Yanlış bir şey dersem işsiz kalırım” korkusuyla böyle aşağılayıcı durumlara boyun eğiyoruz. UİD-DER’den öğrendim ki tek tek işçilerin en büyük yanılgısı yalnız olduklarını düşünmeleri. Bir avuç asalaktan güçlü olduğumuzun farkında değiliz. Biz işçiler örgütlenmediğimiz sürece, gücümüzün farkına varmadığımız sürece bir avuç asalak bizimle rahat bir şekilde alay eder gibi davranabilir ne yazık ki. Ben UİD-DER sayesinde olaylara kendi sınıfımın penceresinden bakabilen genç bir işçiyim. Patronların oyunlarını daha rahat görebiliyor, yalanlarına kanmıyorum. Biliyorum ki işyerlerimizde sabırla öreceğimiz işçi bağları ve örgütlülüğümüz sayesinde koşullarımızı değiştirebiliriz.
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- Sınavlar, Gelecek Kaygısı… Çözüm Nerede?
- Nehirler Akmaya, Gençlik Mücadeleye Devam Eder!
- Yaşımız 19…
- UİD-DER’de Çocukların Anlattıkları
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Üniversite Hayalleri ve Hayatın Gerçekleri...
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- “Babamıza Bile Güvenemeyecek miyiz?”
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- Yalnızlık ve Korku Duvarını Hep Birlikte Yıkalım!
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Örgütlüysek Her Şeyiz!
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- “Kafasını Telefona Gömen Gençlerden Değiliz!”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
Son Eklenenler
- Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli mücadeleler, dönemeç noktaları vardır. 1970 Haziran’ı bu tarihte önemli bir yere sahiptir. Bugün halen aşılamamış bir zirve olan 15-16 Haziran direnişi sürecinde, işçi sınıfı yapay kutuplaştırma...
- Zamanın çarkları döner, takvim yaprakları birer birer savrulur, yaşananlar birer birer unutulur. Fakat bazı değerler, deneyimler vardır ki, kuşaklar değişse de yitip gitmez, çünkü onlara sahip çıkanlar, onları geleceğe taşıyanlar vardır. İşçilerin...
- İktidar, yıllardır Türkiye’yi “şahlandırdığını”, ekonomiyi büyüttüğünü anlatıp duruyor. Televizyonlarda bol bol rakam gösteriyor, beton kulelerle övünüyor. Ama sokakta, evde, işyerinde bambaşka bir hayat yaşanıyor. Milyonlarca genç ne okulda ne işte...
- Artık eski kuşak bir işçi olarak, gençliğimde başımdan geçen bir olayı anlatacağım. Yıllar evvel “iş kazası” nedeniyle biri ağır iki ayrı ameliyat olmuştum. Sonrasında bir buçuk seneye yakın yatalak kalmıştım. Bu sürenin 7 ayını evde geçirmiştim....
- UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılan bir engelli arkadaşımız, dünyada 1 milyar engelli olduğunu söyledi. Bu rakam 8 milyarlık dünya nüfusunun yüzde 12,5’ine denk geliyor. Yani her 8 kişiden biri engelli! TÜİK verilerine göre de Türkiye’de en az 10 milyon...
- ABD’nin her yıl “özgürlük ve bağımsızlık günü” olarak kutladığı 4 Temmuz, bu yıl resmi törenlerin ve barbekü partilerinin ötesine geçerek işçi ve emekçilerin öfkesine sahne oldu. “Amerika’ya Özgürlük” sloganıyla onlarca şehirde gerçekleşen...
- Şüphesiz ki koşullar insanın ruh halini belirlemede çok etkili olur. Aynı şekilde tersine, bilinçlenen, ruh halleri değişen insanlar koşulları belirlemekte ve değiştirmekte çok etkili olur. Örneğin yoğun bir kış mevsimin yarattığı ruh hali, öyle bir...
- “Kamu imkânlarını amacı dışında kullanmak, kamuya ait işleri yavaşlatmak ya da aksatmak, verilen görevleri layıkıyla yerine getirmemek hem vebal hem de günahtır. Kamu hizmetlerini sunarken insanlar arasında ayrım yapmak, tanıdığı kişilere öncelik...
- Petrol-İş Sendikasında örgütlü grevci TPI Kompozit ve Temel Conta işçileri ile grevlerini kazanımla sonuçlandıran DYO Boya işçileri ve sendika düşmanlığına, işten atma saldırılarına karşı direnen TEKSİF üyesi Digel Tekstil işçileri, İzmir Menemen...
- Yıllar önce çalışıp ayrıldığım işyerinden bir işçi arkadaşım anlattı. Patron ekonomik krizden dolayı iflas ettiğini, işyerini kapatacağını söylemiş işçilere. Sonra patronla birlikte oturup ağlaşmışlar; “ne güzel bir işyerimiz vardı, ne güzel bir...
- Başlıkta yer alan ifadeler, Hakkı Özkan’ın “Grevden Sonra” romanındaki öncü işçi Nuri’nin eşinin sözleridir. Nuri, grevde öncüdür; mayası sağlam, kararlı bir işçidir. Yazar Hakkı Özkan matbaa işçiliği yapmıştır, yaşadıklarını romana aktarmıştır. “...
- Gebze Sendikalar Birliği, İsrail devletinin Gazze’de yürüttüğü katliamı, emperyalist savaşı lanetlemek, Filistin halkının sesi olmak, işçilerin dayanışmasını büyütmek için Filistinli sendikacılarla birlikte Gebze Kent Meydanında bir eylem düzenledi...
- Kenya’da, geçtiğimiz sene Haziran ayında, IMF’nin dayattığı kemer sıkma politikaları doğrultusunda yeni vergi yasası hazırlanmıştı. Bu yasa tasarısı, işsizlik, yoksulluk ve artan hayat pahalılığıyla boğuşan işçilerin ve emekçi gençliğin öfkesini...