Buradasınız
Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
Ankara’dan iş güvenliği uzmanı bir işçi
Avrupa Birliği Copernicus İklim Değişikliği Servisi ve Dünya Meteoroloji Örgütünün yaptığı açıklamaya göre 2023’ün Temmuz ayının ilk 3 haftası bugüne kadar tespit edilebilen en sıcak 3 hafta oldu. Sıcaklar ilerleyen haftalar boyunca etkisini sürdürdü, sürdürüyor. Aşırı sıcakların elbette insan sağlığına ciddi etkileri var. Aşırı sıcak havalarda çalışmak terleme, vücudun susuz kalması, yorgunluk, halsizlik, baş dönmesi, bilinç kaybı, mide bulantısı, kas krampları, astım, spazm gibi sağlık sorunlarına yol açıyor. Su kaybının neden olduğu tansiyon, böbrek hastalığı ve şeker gibi kronik rahatsızlıkları bulunan kişilerin ani kalp krizi riskini artırıyor.
Geçtiğimiz ay artan sıcaklar nedeniyle üç işçi çalışırken yaşamını yitirdi. Osmaniye Kadirli’de Toroslar Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinde (EDAŞ) arıza bakım-onarım işçisi olan 30 yaşındaki Erdem Ezgi, aşırı sıcakta çalışmanın tetiklediği kalp krizi nedeniyle öldü. 42 yaşındaki Posta Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü (PTT) işçisi Berran Özen Kırmızıgül, posta dağıtımı sırasında güneş çarpması nedeniyle geçirdiği beyin kanaması sonucu hayatını kaybetti. Osmaniye’de Ertürk Tekstil işçisi Esin Albayrak basit havalandırma koşullarının bile olmadığı fabrikada fenalaşarak hayatını kaybetti. Bunlar elbette kayıtlara geçenler, haberi duyulanlar.
Hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte uzmanlar “11.00-15.00 saatleri arası sokağa çıkmayın” uyarısı yapıyor. Peki, mevcut durumda işçiler için bu mümkün mü? Şantiye, tarla, tersane, liman, belediye işleri gibi açık mekânlarda çalışmak zorunda olan işçiler işten atılma kaygısını bir kenara bırakıp bu uyarıya nasıl uyacak? Bu saatler arasında inşaat, tarım, belediye çalışanları başta olmak üzere birçok sektörden işçi kavurucu sıcaklar altında direkt güneş ışığına maruz kalarak hayati risk altında çalışıyor. Sadece açık havada çalışanlar değil, kapalı alanlarda yeteri kadar havalandırma olmayan işyerlerinde de risk devam ediyor. Fakat çözüm üretmesi gerekenler ortada öyle bir sorun yokmuş gibi davranmaya devam ediyor.
Türk Tabipler Birliği, insanların hayatlarını rahat bir biçimde sürdürebildikleri hava sıcaklığının 17 ilâ 31 santigrat derece arası olduğunu belirtiyor. “İşyerlerinde termal konfor şartlarının çalışanları rahatsız etmeyecek, çalışanların fiziksel ve psikolojik durumlarını olumsuz etkilemeyecek şekilde olması esastır. Çalışılan ortamın sıcaklığının çalışma şekline ve çalışanların harcadıkları güce uygun olması sağlanır. Dinlenme, bekleme, soyunma yerleri, duş ve tuvaletler, yemekhaneler, kantinler ve ilk yardım odaları kullanım amaçlarına göre yeterli sıcaklıkta bulundurulur. Isıtma ve soğutma amacıyla kullanılan araçlar, çalışanı rahatsız etmeyecek ve kaza riski oluşturmayacak şekilde yerleştirilir, bakım ve kontrolleri yapılır. Yapılan işin niteliğine göre, sürekli olarak çok sıcak veya çok soğuk bir ortamda çalışılması ve bu durumun değiştirilmemesi zorunlu olunan hallerde, çalışanları fazla sıcak veya soğuktan koruyucu tedbirler alınır” diyor. Aşırı sıcaklar sürüyor, yönetmelik kâğıt üstünde yapılması gerekeni belirtiyor ama en temel önlemler bile alınmıyor.
Hem küresel ısınma ile ilgili acil önlemler hem de çalışma koşulları için acil önlemler alınması gerekiyor. Ancak kapitalizmin kâr odaklı anlayışı önlemlere izin vermiyor. Kapitalistler sonuçlarını bilmelerine rağmen kârları uğruna doğayı diledikleri gibi yağmalamaya, tahrip etmeye devam etmek istiyor. “Dışarı çıkmayın”, “Sık sık su için”, “Açık renkli hafif bol kumaşlardan yapılan giysiler tercih edilmeli” gibi uyarıların ötesine gidilmiyor. Sorun bireylerin çözebileceği bir sorun olarak gösteriliyor. İşçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri derhal alınmalıdır. Açık alanlarda çalışan işçilerin çalışma süreleri düşürülmeli, mola süreleri ve periyotları yeniden düzenlenmelidir. Kapalı alanlarda ise havalandırma ve iklimlendirme yeterli olmalı, kontrolü ve denetimleri sağlanmalıdır. İşçilere dolaşım sisteminde soruna yol açmayacak, vücut sıcaklığını düşürmeye yardımcı, teri dışarı atan, ince malzemeden yapılmış giysiler ve koruyucu ekipmanlar tedarik edilmelidir, vücut dengesini korumaya yardımcı sağlıklı, taze gıdalar verilmelidir. Ancak bu önlemlerin hiçbiri Türkiye’de konuşulmuyor, kişisel korunma tedbirleri önerilerinden öteye gidilmiyor.
Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde işçiler aşırı sıcaklarda çalışmayı reddediyor, greve çıkıyorlar. Bununla ilgili önlemler aldırıyor, kanun düzenlemeleri yapılmasını sağlıyorlar. Örneğin İtalya’da iki işçinin aşırı sıcaklar sebebiyle ölmesinin ardından işçiler ve sendikalar harekete geçerek yüksek sıcaklıkların olduğu günlerde işçilere izin verilmezse grevlere başlayacaklarını açıkladılar. Bunun üzerine Ulusal Sosyal Güvenlik Kurumu (INPS) bir genelge yayımlamak zorunda kaldı. Yüksek sıcaklıklardan etkilenen bazı sektörlerde hava sıcaklığının 35 derecenin üzerine çıktığı durumlarda işçiler işe gitmeme hakkı kazandı. Yunanistan’da Atina Akropolis’inde çalışan, Panhelenik Eski Eserleri Koruma Çalışanları Sendikasına (PEYFA) üye işçiler, 45 dereceye varan sıcaklardaki çalışma koşullarına tepki göstererek 20 Temmuzdan itibaren günde 4 saat iş bırakacaklarını duyurdular. Atina’daki antik kentlerde çalışan diğer işçiler de greve katılacaklarını bildirdiler. Türkiyeli işçilerin de yapması gereken bu talebini ortaya koymaktır.
Kapitalizm işçi ve emekçilere yaşanacak bir dünya sunmuyor, bu dünyada cehennemi yaşatıyor. Kapitalizmin yarattığı ekolojik kriz dünyayı yakıp kavuruyor, bedelini işçi ve emekçiler ödüyor. Son yıllarda çıkan orman yangınları, seller, iklim değişikliği kıyamet alameti değil kapitalist sistemin yarattığı yeryüzü cehennemidir. Yaşanan sellerde, orman yangınlarında köylüler, emekçiler evlerini, canlarını kaybediyor. Basit önlemlerin alınmaması yüzünden işçiler iş cinayetlerinde yaşamlarını yitiriyor. Öyleyse kapitalizmi alaşağı etmek işçi sınıfına ve dünyamıza nefes aldırmak demektir.
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
Son Eklenenler
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...
- Gebze’de bulunan Grid Solutions ve Schneider Elektrik, İstanbul’da bulunan Hitachi Energy ve Bursa’da bulunan Arıtaş Kriyojenik fabrikaları için Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında yürütülen toplu iş sözleşmelerinde anlaşma sağlanamaması...
- Gün geçmiyor ki her gün bir öncekine rahmet okutacak, canımızı yakan bir olay olmasın. Sistemin iyice çürümesi ve tarifsiz bir bataklığa dönmesiyle birlikte, bu çürümüşlük toplumda derin yaralar açıyor. Bunun sonuçlarından bir yenisi de İzmir’de...
- Bir film sahnesi: İngiltere’de bir madenci bandosu, Rodrigo’nun gitar konçertosunu çalmaktadır. Madencilerin emektar ellerinden ahenkli melodiler akıp giderken arka planda hükümet tarafından kapatılmak istenen bir madenle ilgili toplantılar, yürüyen...
- Bugün 18 Kasım. Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir yer tutan Netaş Grevinin yıldönümü… Netaş işçileri, 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin baskı koşullarında bile işçilerin örgütlülüğünün patronları alt edebilecek güçte olduğunu...
- UİD-DER, grevlerinin 81. gününde MKB Rondo işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” pankartı ile grev yerine yürüyen işçiler; “MKB İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”...
- Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ilk olarak 2001 yılında gündeme getirildi ancak AKP iktidarı 2018’de işçilerin iradelerinin dışında bu sistemi zorunlu hale getirdi. 2018 yılından beridir işçilerin maaşlarından her ay bu kandırmacaya para...