Buradasınız
Değişim İstiyorsak İşçi Sınıfının Siyasetini Yapmalıyız
Ankara’dan emekçi kadınlar

Ankara’da emekçi kadınlar olarak bir araya geldik, “Diren” filmini izledik. İşçi Dayanışması’nın 184. Sayısında, Emekçi Kadın köşesinde çıkan “Bu Hayatı Yaşamanın Başka Bir Yolu Olmalı…” yazısında anlatılanlar üzerine filmi merak etmiştik. Kadınların mücadelesinden önemli bir kesit sunan bu güzel filmi izledikten sonra sohbet ettik. Filmin işçi bir kadın olan kahramanı Maud’un yaşamı, filmin anlattıkları, kendi yaşamlarımız ve mücadele üzerine konuştuk.
Önce “bu hayatı yaşamanın başka bir yolu var mı?” diye sorduk birbirimize. Tek başınayken düşündüğünde bu hayatı yaşamanın başka bir yolu olmasını istediğini ama o yolu bulamadığı zaman umutsuzluğa kapıldığını söyledi bir arkadaşımız. Başka bir emekçi kadın arkadaşımız söze girerek “film yıllar öncesini anlatıyor ama aslında yaşadıklarımıza ayna tutuyor” dedi. Filmde 1912’de çamaşırhanede çalışan ve kadınlara oy hakkı için mücadele eden kadın işçilerin yoksulluk, taciz, ağır çalışma koşulları gibi sorunlarla boğuştuğunu bugün de bizim hayat pahalılığı, yoksulluk, ağır baskılar, çocuklarımıza nasıl bir gelecek bırakacağımız gibi sorunlarımız olduğunu anlattı. Depo işçisi genç bir kadın “herkes şikâyet ediyor ama bir araya gelmeden bu şikâyet ya da öfke bir şey ifade etmiyor aslında. Tek başımıza bir şey yapamayacağımızın farkındayız hepimiz. O yüzden duruyor, bekliyor insanlar. Bazı işçiler örgütlenmekten korkuyor, grevden korkuyor. Ama korkacağımız şeyler bunlar değil. Sistemin bizi sindirmesinden, ondan sonra yapacaklarından korkmamız gerekiyor. Elimizi taşın altına koymamız gerektiğini anlamalıyız” dedi. Birlikte olduğumuzda umutlu olduğumuzu, başka bir hayatın kapılarını araladığımızı konuştuk.
Neler yapabiliriz diye sohbet ederken “siyaset yapmak deyince aklımıza ne geliyor?” diye sordu bir arkadaşımız. Biri “tamamen yalan dolan” dedi. Genç bir hemşireyse konuyu şöyle özetledi: “Önceden olsa çekinirdik konuşmaya ama şu an yaşadığımız her şey zaten siyaset olduğu için çekinmiyoruz. ‘Siyaset yapma’ denilmesi bana komik ve saçma geliyor. Çünkü yaşadığımız her şey siyasete bağlı.” Biz emekçi kadınların, gençlerin, işçilerin siyaset yapması gerekiyor. Çünkü patronlar sınıfı ve egemenler bizim karşımızda sürekli siyaset yapıyorlar. Yalanlarla dolanlarla emekçileri kandırıyor, kutuplaştırıyor, kendi çıkarlarını koruyorlar.
Hem “Diren” filminde anlatılan kadınların verdiği mücadele hem de başka örnekler “hak verilmez alınır” gerçeğini güzel bir şekilde ortaya koyuyor. 1917 Ekim Devriminde emekçi kadınlar mücadelenin en ön saflarında olmuşlar. İşçi sınıfı iktidarı alınca birçok köklü değişiklikle birlikte emekçi kadınların dünyası da değişmiş, pek çok hakka sahip olmuşlar. Örneğin filmde de işlenen oy hakkı meselesinin en erken çözüldüğü ülkelerden biri Rusya. 1917’de devrimden hemen sonra kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmış ve bu işçi sınıfının iktidarı ele almasıyla mümkün olmuş. İzlediğimiz film ve sohbetimiz sayesinde anladık ki emekçi kadınlar olarak değişim istiyorsak, işçi sınıfının siyasetini yapmalıyız, mücadelenin en önünde olmalıyız!
- Emekten Yana Bir Bilim İnsanı: Alice Hamilton
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Nefes Almak İçin…
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: 8 Mart Yol Gösteriyor, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Emekçi Kadın, Yaşam, Mücadele, Dönüşüm
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- UİD-DER Kadın Komitesi: Sorunlar, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Güvencesiz ve Esnek Çalışma Modellerine Bir Yenisi Eklendi: “Komşu Annelik”
- Bu Televizyonlar Neleri Gösterir, Neleri Göstermez?
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
Son Eklenenler
- Toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan, üreten, hizmet sağlayan, zenginlikleri var eden biz değil miyiz? Aynı sorunlarla boğuşan biz değil miyiz? Çürümeden, yozlaşmadan kurtulmak, nefes almak isteyen biz değil miyiz? Birbirimize ihtiyaç duyan biz...
- KESK, Ağustos ayının ilk haftasında alternatif TİS masası kurarak 2026-2027 Toplu Sözleşmesinde kamu emekçilerinin taleplerini duyurdu. İktidarın ilk zam teklifini açıkladığı gün Çalışma Bakanlığı önünde açıklama yaparak teklifi protesto etti. 13...
- İsrail devleti Filistin halkına yönelik saldırılarını her geçen gün arttırıyor. Filistin halkı yalnızca bombalarla, kurşunlarla değil abluka nedeniyle açlıkla da mücadele ediyor. Bölgede gıdaya erişim neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak İsrail...
- Sırbistan’da geçtiğimiz yıl Kasım ayında Novi Sad şehrindeki bir tren istasyonunda meydana gelen çökme sonucu 16 kişi hayatını kaybetmişti. Yolsuzluk ve ihmalin yol açtığı bu felaketin üzerinden 9 ay geçti, ancak öğrenciler ve işçilerin öfkesi...
- Geçtiğimiz ay Emekçi Kadın köşemizde, 1840’lı yıllarda Ignaz Semmelweis adlı genç bir doktorun annelerin hayatını kurtaran mücadelesine yer vermiştik. Zorluklara, engellere, baskılara rağmen doğru bildiği yolda yürüyerek kadınların ve bebeklerin...
- Bundan 1162 yıl önce, 863’te köleler Abbasi İmparatorluğuna isyan ettiler ve bataklığın ortasında bir şehir kurdular. Bu şehrin adı El-Muhtare idi, yani “Özgürlük Kenti”… Bu bölge, Dicle ve Fırat nehirlerinin Basra Körfezine dökülmeden önce...
- 4 milyon kamu emekçisini ve 2,5 milyon emekliyi kapsayan toplu sözleşme sürecinde iktidarın ilk zam teklifi 2026 yılının ilk 6 ayı için yüzde 10, ikinci 6 ayı için yüzde 6; 2027’nin ilk 6 ayı için yüzde 4, ikinci 6 ayı için yüzde 4 olmuştu. İkinci...
- Kamu emekçilerinin 2026–27 yıllarını kapsayacak toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başladı. Yaklaşık 6 milyon kamu emekçisi var ve aileleri ile birlikte düşünüldüğünde 20 milyon insanı ilgilendiren bir süreç başladı. Kamu işvereni yani devlet, 2026’nın...
- İşçi Dayanışması’nın sayfalarında dünyadan işçi mücadelelerine, yüz milyonlarca işçinin katıldığı grevlere, farklı millet ve inançlardan yüz binlerce emekçinin bir araya geldiği Filistin’le dayanışma eylemlerine, ülkeden ülkeye yayılan emekçi...
- 17 Ağustos 1999 gecesi Türkiye tarihinin en büyük felaketlerinden biri yaşandı. Kocaeli, Yalova, Sakarya, İstanbul ve Düzce’yi sarsan 7,4 büyüklüğündeki depremde 50 binden fazla insan hayatını kaybetti, çok daha fazlası yaralandı. Yüzbinlerce...
- Mersin’in Tarsus ilçesi 1. Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren PMS Tıbbi Cihazlar fabrikasında 12 işçi, sendikaya üye oldukları için işten çıkarıldı. Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS), 16 Ağustosta fabrika önünde basın açıklaması...
- Sakarya Hendek’te bulunan, Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu Koç Holding’in şirketlerinden Türk Traktör’ün tedarikçisi olan SAG Hidrolik fabrikasında bir işçinin işten çıkarılması sonrası 12 Ağustosta direniş başladı. TEKSİF Sendikasına...
- İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırıları ve açlık politikası tarifsiz acılar yaşatmaya devam ediyor. Siyonist rejim, iki milyon Filistinlinin bölgeden sürülmesi anlamına gelecek olan Gazze’yi tam işgal planıyla saldırılarını tırmandırıyor....