Buradasınız
“Bir Yemeklik Bamya”
Ankara’dan emekçi kadınlar
Emekçi kadınlar olarak evlerde, işyerlerinde bir araya geldiğimizde doğal olarak sohbet ediyoruz. Bazen konular değişiyor ama bir konu hep gündemde: hayat pahalılığı! Her gittiğimizde bizi yeni bir artışla karşılayan pazar etiketleri gündemimiz olmaya devam ediyor. Mesela geçtiğimiz günlerde bu konu şu vesileyle girdi sohbetlerimize: Eskişehir’de bir pazarcı sattığı bamyaya “bir yemeklik (200 gr) 30 lira, tam yemeklik (335 gr) 50 lira” şeklinde fiyat koymuş. Bir yemeklik bamya 1 porsiyona tam yemeklik ise 2-3 porsiyona denk geliyormuş. Diyor ki pazarcı, “kilosu 100, 150 lira yazınca müşteri kaçıyor. Çünkü vatandaşın alım gücü sıfır. Pazarda durum maalesef içler acısı.”
Gerçekten de durum içler acısı. Her şeyin fiyatı artmaya devam ediyor. Ücretlerimize ise enflasyon oranında zam gelmediği için alım gücümüz sürekli düşüyor. Her şeyi ince ince hesaplamak, kırk kere düşünmek zorunda kalıyoruz. Bir akşam misafir gelecek diyelim, misafirin yediği sayılmaz ama önlerine ne koyacağız, nasıl koyacağız diye kara kara düşünüyoruz. Pazara gidip fiyatlara bakıyoruz, bizim memleketlerimizde üretilen tarlalar dolusu domatesin, salatalığın nasıl bu fiyata satıldığına akıl erdiremiyoruz. Asgari ücret ancak bir ailenin mutfak masraflarına yetecek düzeyde. Bizse asgari ücretle ya da biraz üstüyle kira, faturalar, mutfak masrafları hepsini halletmeye çalışıyoruz. Yaptığımız sohbetlerde kendimiz de her şeye yetişebilmeye çalışmamıza şaşırıyoruz. Zaten aslında yetişemiyoruz. Pazarı bir uçtan bir uca gezerken almak için gittiğimiz bazı şeylerden vazgeçiyoruz, “bugün armut aldım haftaya elma alırım” gibi hesaplar yapıyoruz. Alışverişimizi “bir yemeklik” yapıyoruz. Okullar açıldı, çocukların beslenme çantalarına ne koyacağız, nasıl dolduracağız bilmiyoruz. Bir şekilde karnımızı doyuruyoruz ama nasıl besleniyoruz, neler yiyoruz artık bunlara dikkat edemiyoruz.
Enflasyon ve sürekli değişen etiketler yüzünden hepimiz matematik dehasına dönüştük. Sürekli hesap kitap yapıyoruz. Bu koşullar zaten sabrımızın sınırlarını zorlarken, ülkeyi yönetenler bize daha da sabırlı olun, ekonomi düzelecek masalını okumaya devam ediyorlar. Oysa biz durduk yere hiçbir şeyin düzelmediğini, her şeyin daha da kötüye gittiğini yaşayarak gördük. Bize yoksulluğun dibini gösterip sabırlı olmayı öğütleyenler zenginliklerini büyütmeye devam ediyorlar. Bu yüzden artık öylece oturup beklemeyi reddetmeliyiz. Sorunlarımızı hesap kitaba gömülerek değil, bir araya gelip “artık yeter” diyerek çözebiliriz.
- Bu Cesareti Nereden Alıyorlar?
- İlk Adımlarını Atan Direnişte, “Eylem” Adını Alan Çocuklarımız
- “Kim Uğraşacak Şimdi” Deme, Aradığın Çözüm Sende…
- “Hayal Vergisi” de İster misin?
- Bu Akşam Yemekte Tağşişli Gıda Var!
- “Bir Yemeklik Bamya”
- Kim Viral Olmalı?
- Sınıfına Ters Düşme!
- Asıl Hırsız Kim?
- Ruhumuzu Esir Alan Korkuyu Çıkarıp Atalım
- Konserve Yapmak Çözüm mü?
- “Çocuklarınız Zekiyse Bile İş Bulamaz!”
- Avrupa Bizi Kıskanırken Market Raflarına Ne Oldu?
- Biri Yıllık İzin mi Dedi!
- Annelerin Acıları Bize Ne Anlatıyor?
- Borsa’da Sadece Para mı Kaybedilir?
- Tatlı Meyve, Acı Reçete
- Bu Ülkenin Gündeminde Ne Var?
- Su Tasarrufu Çözüm mü?
- Haksızlığın Karşısında UİD-DER Var
Son Eklenenler
- İşyerinde, mahallede, parkta, sokakta, kahvede… Sohbetler döner dolaşır hep aynı soruya bağlanır: “Ne olacak bu memleketin hali?” Soru bakidir, cevabı ise yaşadığımız koşullara, ait olduğumuz sınıfa göre değişiklik gösterir. Çünkü işçi ve...
- Şair “Kuşların vurulduğu zamandır şimdi” demiş. Gerçekten de haksızın haklı, hırsızın namuslu, haydudun yiğit sayıldığı zamandır şimdi. Her gün yeni bir “bu kadarı nasıl olur?” sorusuyla başlıyoruz güne. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir tekstil...
- Yaklaşık iki ay boyunca hakları için mücadele eden, bu süreçte polisin ve jandarmanın saldırısına maruz kalan, gözaltına alınan Fernas işçilerinden biri arkadaşlarından birinin çocuğunun ilk adımını direniş alanında attığını söylemişti. Bir başka...
- Bir an için hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın kim olduğunu, nereli olduğumuzu, yaşadığımız evi, ne iş yaptığımızı hatırlamadığımızı hayal edelim. Bütün yüzlerin, sokakların yabancı olduğunu...
- Bugünlerde kiminle konuşsak, herkes sorunlardan bahsediyor. Tezgâh başında, sokakta, pazarda, toplu taşımada, markette, bir hastanenin ya da bir okulun bahçesinde… Eğitimden sağlığa, kira derdinden geçim sıkıntısına, işçi ve emekçilerin gündemleri...
- İstanbul’da Maltepe Belediyesi ile İzmir’de Buca Belediyesi işçileri, Denizli’de Pamukkale Üniversitesi İktisadi İşletmelerde çalışan işçiler, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktılar. Çeşitli illerden gelerek...
- “Benim derdim ne biliyor musunuz? Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye de öyle yönetilmelidir. Yoksa bileklerine bağlıyorlar prangayı, yürü yürüyebilirsen. Bu ülke bu şekilde sıçramaz.” Erdoğan’ın 2015’te söylediği bu sözlerin amacı işçi...
- İspanya’da 29 Ekimde yaşanan sel felaketi Valencia bölgesinde 250 insanın yaşamını yitirmesine neden oldu. Onlarca insan hâlâ kayıp. Şehir, evler harap olmuş durumda. Felaket boyunca kendi başının çaresine bakmak zorunda kalan, sevdiklerini,...
- Kanada’nın batı eyaleti Britanya Kolumbiyası limanlarında işçiler, 4 Kasım itibariyle 72 saatlik grev kararı aldılar. Geçtiğimiz yıldan bu yana Kanada’nın çeşitli limanlarında gerçekleştirilen kısmi grevlerin ardından gelen yeni grev kararı, devam...
- Son zamanlarda siyasi iktidar vergi düzenlemeleri konusunda sınır tanımayan bir performans sergiliyor. O kadar ki hiç harcamadığımız ya da hiç almadığımız şeylerden bile vergi almak için kolları sıvadı. 100 bin liranın üzerinde kredi kartı limitine...
- “N’olmuş yani, yarın süte daha fazla su karıştırır satarsın, yapmadığın iş sanki!” Kemal Sunal’ın oynadığı “Yüz Numaralı Adam” filminde geçen bu cümle trajikomik bir durumu ifade ediyor. İzlerken gülüyoruz ama yaşadığımız tam da bu. Soralım...
- Tarih boyunca gelmiş geçmiş tüm sultanlar, komutanlar, yöneticiler, iktidarlar insanların ve toplumların algılarını şekillendirmeye, psikolojilerini yönetmeye odaklanmışlardır. Başka türlü egemenliklerini koruyamayacaklarını bildiklerinden toplumun...
- Japonya’da çeşitli sendikalar, 2-3 Kasımda yaptıkları eylemlerle derinleşen kapitalist sömürüye ve emperyalist savaşa karşı mücadele çağrısında bulundular. İnşaat ve Taşımacılık İşçileri Dayanışma Sendikası Kansai Bölgesi Şubesi (Kan-Nama), Metal ve...