Buradasınız
Yalnız Taştan Duvar Olmaz
Ankara'dan genç işçiler
Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana iyi gelen hiçbir şey yapmıyorum”, diyor arkadaşlarımız. Peki, hayat tüm canlılığıyla akıp giderken, dünya bu kadar güzelken, yapılacak bunca şey varken hayat gençlere neden monoton, can sıkıcı geliyor?
24 saat hareketli kentlerde yaşıyoruz. Her gün tiyatrolar, konserler, çeşitli etkinlikler oluyor. Seyahat olanaklarının, eğlenceli uğraşların sonu yok. Ama durup yaşadığımız dünyaya bakmaya, hayatın güzelliklerini fark etmeye, gezip görmeye, eğlenmeye imkân olmuyor. Çünkü çok çalışıyoruz ama az kazanıyoruz ve bu sosyal faaliyetlere ayıracak zaman, enerji ve para kalmıyor. Uzun mesai saatleri ve iş yükünün, geçim derdinin ağırlığı tüm enerjimizi emiyor. Bize reva görülen yaşam, hayatını idame ettirebilmek için köle gibi çalışmak üzerine kurulu. Günümüzün önemli bir kısmını işte ve yolda geçiriyoruz. Bazılarımızın işe gitmesi ve eve dönmesi her gün üç saati geçiyor. Çoğunlukla yalnızca Pazar günleri tatil oluyor ve gençler “hafta içi o kadar yoruluyorum ki o gün yalnızca yatmak istiyorum” diyor. Hal böyleyken elimizdeki cep telefonlarını, bilgisayarları eğlence, oyalanma aracı olarak gösteriyorlar. Cep telefonunu alıp köşemize çekilmemizi istiyorlar. Ama insana lazım olan insandır. Anlamlı dostluklar, birlikteliklerdir. Hayatı birlikte keşfetmektir, paylaşmaktır. Bunlar olmayınca insanın ruhu nasıl doyar?
Yaramıza merhem, derdimize derman olacak elimizdeki telefonlar değil, gerçek hayattaki arkadaşlarımız, dostlarımızdır. Birlikte gülmek, birlikte hayal kurmak, en önemlisi de birlikte mücadele etmek bizi güçlendirir. Yalnız taştan duvar olmaz demiş büyüklerimiz. Tek başına bir taş değil, taşların birleşiminden oluşan sağlam yapılar gibi anlamlı bir bütünlük olmaya ihtiyacımız var. Birlikte üretmek, yaşamı birlikte değiştirmek, anlamlı bir çabanın parçası olmak bizi insan haline getirir. UİD-DER’li gençler olarak bizim örgütlülüğümüzde bulduğumuz şey işte budur: Kapitalizmin yarattığı dipsiz kuyular, sonsuz boşluklar karşısında hayatımıza anlamlı bir yön verebiliyoruz. Bu dünyayı değiştirme mücadelesinin bir parçası olarak kendimizi yalnız hissetmiyor, hayatımıza anlam, ruhumuza enerji katıyoruz.
Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
İşçilerden İşçi Dayanışması’na/5
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Özgür Olmak Demek…
- Asıl Sorumlular Kim? Emekliler mi? Egemenler mi?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Milletvekili Maaşları Seni de Kızdırıyor mu?
- Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- İyi ki UİD-DER’liyim…
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- Bizi “Biz” Yapan Şarkılarımız…
- Nasırlı Ellerin Yumruğu Bugün!
- Kariyer Gelişim Masallarıyla Geleceği Çalınan Gençler
- Bir Şarkının İzinden: Bir Yere Gitmiyoruz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- “Yarın Ölmek Dün Ölmekten Daha Saçma”
Son Eklenenler
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...
- İngiltere’nin başkenti Londra’nın meydanlarında aylardır emekçilerin barış talebi yankılanıyor. 18 Ocak Cumartesi günü, Filistin halkıyla dayanışma kapsamında Londra’da düzenlenen 24. ulusal gösteriye on binlerce kişi katıldı. Sırbistan'da...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...
- İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı...
- İşçi Dayanışması’nın ilk sayısı 2008 Nisan ayında yayın hayatına başlamıştı. Elbette çıkarken kardelenler gibi toprağında kök saldıktan sonra filiz vermişti. İşte o günden beridir 1 Mayıs meydanlarında kırmızı şapka ve önlüklerle gelincik tarlası...
- 24 Ocak 1980’de, sermaye sınıfının ortak talepleri doğrultusunda bir dizi ekonomik karar alınmıştı. Adına “yapısal dönüşüm programı” denilen bu kararların alınmasında IMF, Dünya Bankası gibi emperyalist güçler, bu süre zarfında kurulan hükümetler,...