Buradasınız
Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
Ankara’dan genç bir işçi

İngiliz egemenleri, sömürge döneminde ticaret gemilerini, donanmalarını korumak için vahşi bir yöntem geliştirmişler. “Yamyam fare yöntemi” olarak adlandırılan bu yöntem şöyle: Açık denizdeki gemilerde fareler çoğalınca önce bir fare yakalanır, boş bir tenekeye hapsedilir. Günlerce aç bırakılır. Sonra küçük bir fare daha yakalanır ve günlerdir aç olan farenin yanına konulur. Aç fare bu küçük fareyi yer. Bu döngü tekrarlanır. Fare yine günlerce aç bırakılıp yanına küçük fareler konulur. Böylece kendi cinsini yiyen bir yamyam fare elde edilir. Bu yamyam fare iyice semirip kuvvetlenince boş tenekeden çıkartılıp gemide serbest bırakılır. Yamyam fare gemideki diğer farelerin yanına, yuvalarına rahatlıkla sokulur ve alıştırıldığı üzere yakaladığı fareyi yemeye başlar. Nihayetinde gemi farelerden temizlenir.
Bugünün egemenleri de gemilerini yürütmek için yamyam fare yöntemine başvurmuyorlar mı? Sömürücü egemenler ağız birliği etmiş gibi tüm dünyada milliyetçilikle emekçileri bölüp ayrıştırıyorlar. Sosyal medyada, televizyonlarda, eğitim kurumlarında milliyetçilik öne çıkartılıyor. Ülkesine göre Filistinlilerin, Kürtlerin, Müslümanların, Yahudilerin, Yerlilerin, Siyahların vs. kanının dökülmesinin şart olduğuna inanan insanlar ortaya çıkarılıyor. Hitler gibi azılı bir faşist “askeri deha” olarak sunuluyor. Nazi sempatizanlığı gençler arasında yaygınlaştırılıyor. Peki, kimin işine yarıyor milliyetçilik, düşmanlık, nefret? Milliyetçiliğin, düşmanlığın, faşizmin güçlenmesi hayatımızı nasıl etkiliyor?
Milliyetçilik tuzağına kapılmak, kendi sınıfımızdan olan bir insana yapılan zulme ortak olmak, o zulme alkış tutmak demektir. Bugün tüm dünyada göçmenlere yöneltilen düşmanlık bunun en somut örneği. Oysa gerçekte onların bize bir zararı yok, düşmanlarımız ortak. Bizi sömüren, zehirleyen egemenler bu gerçeği gizlemek için her sorunun sebebi olarak göçmenleri gösteriyorlar. Hedef şaşırtıyorlar.
Toplumda milliyetçilik arttığında o toplumda sefalet ve sömürü de artar. İşçileri milliyetçilik tuzağıyla bölen patronlar ve iktidarlar, meydanı boş buldukları için her türlü saldırıyı yapmaktan çekinmezler. Sermaye sınıfı ve iktidarın pervasızca haklarımızı gasp etmesinin bölünmüş, parçalanmış olmamızla ilişkisi yok mu? Milliyetçilik bizleri ayrıştırarak mücadelemizin gelişmesini, dayanışmamızın büyümesini engelliyor. Egemenlerin milliyetçiliği kullanarak insanları yamyam farelere dönüştürmeye çalışmaları boşuna değil. Bizi sınıfımıza yabancılaştırmak ve kendi sınıfımızdan insanlara düşman yapmak istiyorlar. Onların bu emellerini boşa çıkartmak için birbirimize ve mücadelemize kenetlenelim.
- Sırrı Abimizi Mücadelemizde Yaşatacağız
- Erol Eğrekler ve İşçi Sınıfı
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
Son Eklenenler
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...