Buradasınız
“Benim Suçumdu Abla”
Gebze’den bir kadın petrokimya işçisi

Gece vardiyasında çalıştığımız bir gün elektrik kesildi. Biz de karanlıkta ayrı ayrı beklemek yerine üretimdeki arkadaşlarla yan yana geldik. Haliyle sohbet etme şansımız oldu. Bir ablamız iş kazası geçirmiş ve işvereni dava etmiş. İş güvenliği önlemlerinin alınmadığı bir alanda düşmüş ve bir parmağının tendonu kopmuş. Ne kadar tedavi görse de kolunda dayanılmaz ağrı oluyormuş. Bunları anlattıktan sonra telefonunu bana uzatarak dava dosyasında yazılanlara bakmamı, hukuk dilini anlamadığı için ona yardımcı olmamı istedi. Ben de okuduklarımdan anlayabildiğim kadarını kendisine anlattım.
Bu sırada bir başka arkadaşımız da yanında oturan delikanlıyı göstererek “abla bu da iş kazası geçirmiş çıraklık zamanında ama dava falan etmemiş. Galiba özel hastaneye götürmüşler, iş kazası olarak işlemesinler diye” dedi. Dönüp delikanlının yüzüne baktım. Yüzünde biraz mahcup bir ifadeyle arkadaşını susturmaya çalışıyordu. Dayanamadım, arkadaşını neden susturduğunu sordum. Adının İsmail olduğunu öğrendiğim delikanlı aynı mahcup ifadeyle “ama abla benim suçumdu kaza geçirmem, kime ne söyleyebilirdim ki” dedi. “Neden senin suçun olsun ki, sen elini bilerek mi kestin?” diye sordum. İsmail bu sefer “aslında sensorlar çalışmıyordu, ondan oldu” dedi. “Peki, patron neden sensorların çalışmadığına ve neden yaptırmadığına dair bir açıklama yaptı mı sana?” diye sordum. Belli ki daha önce bunu düşünmemiş olan delikanlı bu soruyu yanıtsız bıraktı.
İsmail genç ve deneyimsiz bir işçiydi. Belli ki ne haklarını biliyordu ne de haksızlığa uğradığında ne yapması gerektiğini. Ben de ona patronun işyerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini almasının yasal bir zorunluluk olduğunu, aksi takdirde meydana gelen iş kazalarından kendisinin sorumlu olacağını anlattım. Sonra da “senin patronun çalıştığın tezgâhın sensorlarının ve makinenin bakımını yaptırmamışsa sen nasıl suçlu oluyorsun?” diye ekledim. Sessizce beni dinleyen İsmail üzüntüyle başını yere eğdi ve “ne bileyim ben abla, yaşım çok küçüktü, ne yapacağımı bilmiyordum. Aldılar götürdüler özel bir hastaneye. Şimdi anlıyorum, patronun tek derdi ceza almamasıydı. Buldular benim gibi toy çocuğu… Ama babam da ne yapılacağını bilmiyordu ki” dedi. Sonra yanımdaki arkadaşım İsmail’e dönerek dedi ki “bak kardeşim, eğer işçilerin hakları konusunda bilgi almak istersen ablamız UİD-DER’li. Bu konularda bilgi sahibi. Bir daha böyle şeyler yaşamaman için sana haklarımızı anlatsın” dedi.
Geçirdiği iş kazasının kendi kabahati olduğunu sanan İsmail’in elinde kocaman bir yara izi var. Belki de patronu “senin suçun” diyerek kandırmıştır onu. Ama her ne olursa olsun çırak gençlerimizin önce işçi sağlığı ve güvenliği eğitiminden geçirilip, ondan sonra tezgâh başına geçirilmesi gerekiyor. Patronlar maliyet olarak gördüğü için önlem almıyor, bakım yaptırmıyor sonra da iş kazası olduğunda sessizce sonuçlarına katlanmamızı istiyorlar.
Ben de birkaç sene önce iş kazası geçirmiştim. Kazanın ardından üretim alanında iyileştirme yapılması gerektiğini söylediğimizde, işveren, “şimdi zamanı değil, daha öncelikli işlerimiz var, siparişleri yetiştirmemiz lazım” demişti! İşçinin sağlığı patronların umurunda değil! Bu kadar rahat olmalarının en önemli nedeni işçiler olarak yeterince örgütlü ve bilinçli olmamamız. O halde sendikalarımızda ve işçi örgütlerinde yan yana gelebilmeli, örgütlenmeliyiz. Haklarımızı bilmeli, mesela tehlikeli işlerden kaçınma hakkımızı nasıl kullanmamız gerektiğini öğrenmeliyiz. Yoksa biz de İsmail kardeşimiz gibi patronun oyununa geliriz. İşçi kardeş kulak ver sesimize; öğren, öğret, örgütlen ve örgütle sınıf kardeşini… Safları ne kadar çok sıklaştırırsak birliğimizden gelen gücümüz de o kadar çabuk büyür!
Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
Son Eklenenler
- Dünyanın pek çok ülkesinde işçi ve emekçiler, gençler eşitlik ve özgürlük talepleriyle, daha iyi bir yaşam özlemiyle bir araya geliyor, meydanlara çıkıyor. Almanya’da yapılan görkemli eylemlere katılan insanlar bu eylemlerine “iyi insanların isyanı...
- Geçtiğimiz günlerde, sigorta girişleri 1 Ekim 2008’den sonra olanların, emekli olduktan sonra çalıştıkları takdirde emekli maaşlarının kesileceği gündeme geldi. Üç kuruşluk emekli maaşıyla değil geçinmek, zorunlu gıda harcamasını bile karşılamak...
- Gece vardiyasında çalıştığımız bir gün elektrik kesildi. Biz de karanlıkta ayrı ayrı beklemek yerine üretimdeki arkadaşlarla yan yana geldik. Haliyle sohbet etme şansımız oldu. Bir ablamız iş kazası geçirmiş ve işvereni dava etmiş. İş güvenliği...
- Kapitalizm altında sağlık sistemi bolca kâr elde edilen büyük bir rant kapısı haline getirildi. Sağlık sektörü patronları için durum böyleyken sağlık çalışanları açısından tablo uzun çalışma saatleri, can güvenliğinin olmadığı iş ortamı, ağır...
- Ben Tahran Üniversitesinde öğrenciyim. Üniversiteye bağlı bir yurtta kalıyorum. Örgütlü bir şekilde hareket etmediğimiz için her gün yeni bir felaket haberiyle uyanıyoruz. Geçtiğimiz ay 14 Şubat akşamı bir arkadaşımızı kaybettik. Hem yurt hem de...
- Sağlık çalışanları 14 Mart Tıp Bayramında Türkiye genelinde iş bıraktı, hastaneler ve İl Sağlık Müdürlükleri önlerinde, kent meydanlarında basın açıklamaları yaptı.
- Suriye’nin Lazkiye, Tartus, Humus ve Hama kentlerinde 6 Martta başlayan Alevilere yönelik saldırılarda yüzlerce kadın, erkek, çocuk katledildi. “Eski rejim kalıntılarının temizlenmesi” bahanesiyle gerçekleştirilen saldırılarda cihatçı çeteler evlere...
- İstanbul Şişli Belediyesi’nde DİSK/Genel-İş Sendikasına üye işçiler, ücretleri zamanında ödenmediği ve eksik ödendiği için 12 Martta belediye önünde eylem yaptı. İstanbul Tuzla’da bulunan Kuzey Star Tersanesi’nde taşeron şirkette çalışan DİSK/Limter...
- Almanya genelinde Birleşik Hizmet Sendikası Ver.di’nin çağrısıyla 10 Martta ülke genelindeki havalimanlarında 24 saatlik bir uyarı grevi gerçekleştirildi. Grev nedeniyle Frankfurt, Münih, Berlin ve Hamburg gibi en büyük ve en işlek havalimanlarında...
- Kış neredeyse geçiyor ve şu sıralar çevremdeki herkesten “hastalandım, bir türlü geçmiyor, öksürük devam ediyor” gibi şeyler duyuyorum. Ben de bu hastalığı yakın zamanda atlattım. Sonra kafama şu takıldı: Neden hastalıklar bu kadar uzun sürüyor? Bu...
- Hepimizin bildiği gibi sağlığa erişim bizim için neredeyse imkânsız hale gelmiş durumda. Sağlıklı kalmak, yoksullar için Fizan kadar, hatta uzay kadar uzak bir mesele haline geldi. Tıp teknolojisi hızla ilerliyor, ancak sömürü düzeni biz işçileri...
- Kocaeli’nin Kartepe ilçesinde Arslanbey Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren Tezcan Galvaniz’de toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 11 Martta grev başladı. İzmir Narlıdere Belediyesi taşeron şirketi olan NAR-BEL’de...
- İşçilerin bilinç ve örgütlülük düzeyini yükseltmek için çalışan UİD-DER, bu amaçla işçi sınıfının saflarında mücadele eden sanatçıları ve eserlerini işçilere tanıtmaya devam ediyor. UİD-DER Web TV, bu kapsamda filmleriyle işçi sınıfını anlatan...