Buradasınız
Sağlıksız Bir Sağlık Anlayışı
Gebze’den bir petrokimya işçisi

Sağlık Bakanlığı’nın son düzenlemeleriyle birlikte Aile Sağlığı Merkezleri (ASM) büyük bir çöküşe sürükleniyor. Halk sağlığını korumakla görevli ASM’ler, sağlık hizmeti sunulan yerler olmaktan çıkarılıp, sağlık emekçilerini cezalandıran, halkı sağlık hizmetinden mahrum bırakan bir yapıya dönüştürülüyor.
Yeni yönetmeliğe göre, kayıtlı olduğunuz ASM’ye 6 ay boyunca gitmezseniz ya da bir yıl içinde 7’den fazla kez hastane başvurusu yaparsanız aile hekiminizden kesinti yapılıyor. Bu uygulama, halkın sağlığa erişimini kolaylaştırmak yerine, hastanın gelmemesinin faturasını sağlık çalışanına kesiyor. Koruyucu sağlık hizmeti veren bir sağlık biriminin başarısı, bireylerin daha az hastalanması ve daha az başvuru yapması değil midir? ASM’lerdeki hekimlerin ağrı kesici, mide koruyucu, antibiyotik gibi ilaçları yazmasını kısıtlayıp sonra da hastanın ASM yerine hastaneye gitmesinin faturası niye sağlık çalışanlarına kesiliyor?
Sağlık hizmeti bir kamu hizmeti olmaktan çıkarılıyor, kâr elde etme amacıyla işletilen şirket mantığına indirgeniyor. Böylece, birinci basamak sağlık hizmetleri halkın sağlığıyla değil, performans puanlarıyla ölçülüyor. ASM’lerde çalışan doktorlar, hemşireler, ebeler, yardımcı personel; düşük ücret, artan angarya ve mobbing ile baş başa bırakılıyor. Performansa dayalı kesintilerle maaşlar düşerken, personel sayısı yetersiz kalıyor, iş yükü katlanıyor. Bu koşullarda kaliteli, bütüncül bir sağlık hizmeti sunmak imkânsız hale geliyor.
Bir başka büyük sorun ise göçmenlere yönelik sağlık hizmetlerinde yaşanıyor. Yönetmeliğe göre göçmenler artık Aile Sağlığı Merkezlerinden hizmet alamayacak, Göçmen Sağlığı Merkezlerine yönlendirilecekler. Oysa göçmenlerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde dahi bu merkezlere erişim mümkün değil. Bu, göçmenlerin temel sağlık hakkının elinden alınmasıdır anlamına geliyor. Ayrıca toplum sağlığı açısından büyük bir tehdit oluşturuyor. Güvencesiz, düşük ücretle çalışan göçmen işçinin aşı, takip ve koruyucu sağlık hizmetinden yararlanamaması aynı zamanda hastalıkların daha kolay yayılması anlamına geliyor.
Bu düzenleme sağlık çalışanlarının dediği gibi “eziyet yönetmeliği” olarak adlandırılmayı hak ediyor. Sağlığın hak olarak görülüp pazarlık konusu yapılmaması için, sağlık emekçilerinin koşullarının düzeltilmesi için, göçmen sınıf kardeşlerimizin dışlanmaması için sesimizi birlikte yükseltelim. Emeğe, eşitliğe, nitelikli sağlık hakkımıza hep birlikte sahip çıkalım!
- Tepegöz, Basat ve Kapitalizm…
- Everest’e Tırmanmak da Sınıfsal!
- Filler, Karıncalar ve Kıssadan Hisse
- “Bu Sene Hiç Kiraz Yediniz mi?”
- Aşçı ya da Doktor… Çocuklarımız Ezilmekten Nasıl Kurtulur?
- Söyleyecek Sözümüz, Verecek Hesapları Olmalı
- Gazze ve İnsanlığın Onur Mücadelesi
- Bizi Güçlü Kılan Birlik ve Dayanışmadır!
- Emekten Yana Bir Bilim İnsanı: Alice Hamilton
- Kölelerin İsyanı, Ücretli Kölelerin Gücü
- İşçi Dayanışması 208. Sayı Çıktı!
- Brecht ve İşçiler İçin Sanat
- Örgütlü Olamayan Ucuz İşgücü Olur
- Komşunun Evi Yanarken…
- İşçi Gençlik Patronların Kölesi Olmayacak
- On Depo Benzin İle Ölçülen Emek
- Yaşadığımız Çağın Sorumluluğunu Almak, Guido Gibi Olmak!
- “Greve Çıktık, Elimize Ne Geçti?”
- Sağlıksız Bir Sağlık Anlayışı
- Kim Bu Herkes?
Son Eklenenler
- Dede Korkut hikâyelerinin birinde Uruzlu bir çobanla, bir Peri birbirlerini severler. Ancak bu beraberlik lanetlenmiştir. Peri bir gün çobanı çağırır ve şöyle der: “Bende bir emanetin var ama bu emanet halkının başına bela olacak, bilesin.”
- İngiltere’nin başkenti Londra’da yaklaşık 300 bin kişi, Filistin halkı için bir kez daha meydanlara çıktı. Soykırımın 700. gününde yüzbinler, Gazze’deki zulmü protesto etti ve savaş suçlularından hesap sordu. İngiltere hükümeti, İsrail’in savaş...
- Endonezya’da emekçiler, giderek derinleşen yoksulluk, işsizlik ve gelir adaletsizliğine karşı ülke genelinde kitlesel protestolar düzenliyorlar. Geçtiğimiz aylarda Silahlı Kuvvetler Yasasının parlamentodan geçmesi üzerine toplumdaki tepki kitlesel...
- Genç kadın işçi kardeşimize üç sene önce ilk karşılaştığımızdaki kısa sohbetimizde kendi sözlerini hatırlattım. “Seyrelen orman sele karşı duramaz” demişti. “Evet, ya abi onu bile unutmamışsınız” dedi. “O ifadelerle ne anlatmak istemiştin?” diye...
- 2025-2026 eğitim-öğretim yılının başlamasıyla birlikte, öğrencilerin okul ve kırtasiye masraflarının artması Türkiye’nin birçok ilinde tepkiyle karşılandı. 5 Eylül’de İstanbul’dan Ankara’ya, Edirne’den İzmir’e birçok kentte Eğitim Sen öncülüğünde “...
- Kayyum yönetimindeki Van Büyükşehir Belediyesi tarafından işten atılan 223 işçinin işlerine geri dönme, İzmir Karşıyaka Belediyesi işçilerinin ücretleri için mücadelesi devam ediyor.
- Sonbahar geldi. Ama hâlâ yıllık izne veya tatile çıkmayan arkadaşlarımız, komşularımız ve yakınlarımız var. “Tatile gideyim, şöyle bir kafamı dinleyip koca bir yılın yorgunluğunu atayım” diyebilen insan sayısı her geçen gün azalıyor. Asgari...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu DİSK’in araştırma birimi DİSK-AR tarafından hazırlanan “Enflasyon ve Artan Vergi Yükü” Raporu, 2025 yılının ilk 8 aylık döneminde işçilerin yaşadığı ücret kayıplarını gözler önüne serdi. Raporun sonuçları, 5...
- Her gün yeni bir gündemle uyanıyoruz. “İktidardakilerin dertleri ya da amaçları nedir, neyi hedefliyorlar” gibi sorular sormamız bile tuhaf oluyor. Güya bizi düşündüğünü, bizim için çalıştığını ileri süren iktidar sorunları büyütüyor, içinden...
- ABD’de geleneksel olarak her yıl Eylül’ün ilk Pazartesi günü kutlanan Emek Günü’nde, bu yıl da ülke genelinde yüz binlerce emekçinin katıldığı kitlesel eylemler düzenlendi. New York, Boston, Şikago başta olmak üzere birçok şehirde sokaklara çıkan...
- Afganistan’da on binlerce emekçi, 31 Ağustos gecesi derin bir acıya uyandı. Ülkenin doğusunda yer alan Kunar eyaletinde meydana gelen 6.0 büyüklüğündeki deprem, kısa sürede büyük bir yıkıma yol açtı. İlk belirlemelere göre en az 2200 kişi yaşamını...
- Düşük ücretler, iş güvenliği önlemlerinin alınmaması ve ağır çalışma koşulları nedeniyle işçilerin yaşadığı sorunlar büyüyor. Çalışma yaşamını düzenleyen yasalar yalnızca kâğıt üzerinde kalıyor, patronlar hiçbir yaptırıma maruz kalmadan hukuksuz...
- Sosyal medyaya, Türkiye’nin geleneksel sermaye kesimlerinin önde gelenlerinden olan bir annenin paylaşımı düştü.