Buradasınız
UİD-DER İşçi Sınıfına Bilinç Veriyor
Beylikdüzü’den bir metal işçisi
1 Şubat Pazar günü Esenler UİD-DER Temsilciliğinde sabah futbol organizasyonuna katıldık. Fabrikalardan gelen arkadaşlarımızla maçımızı yaptık. Her zamanki gibi UİD-DER’e yakışır bir şekilde dostluk kazansın dedik. Maç çok keyifli geçti. Maç bittikten sonra derneğimize geldik. Dernekte kalan arkadaşlar ikinci etkinlik için derneğimizi hazırlamışlardı. İkinci etkinliğimiz ise 1929 kriz belgeseliydi. Önce UİD-DER’in düzenlemiş olduğu fragmanı izledik. Bu fragman derneğimizin açılışından bugüne kadar yaptığımız etkinlikleri ve faaliyetleri gösteriyor. Bu fragmanı hazırlayan dostlarımızın eline sağlık. Üç yıldan beri kurulu olan derneğimizin alanlara kızıl bayraklarla çıkmasından, etkinliklerden, kurslardan, işçi tiyatrosundan, çocuk tiyatrosundan çeşitli kareler alınıp yapılması çok güzeldi ve gurur vericiydi. Üç yıldır UİD-DER hiç boş durmamış, biz işçilere yapmış olduğu etkinlik ve eylemlerle bilinç vermiş ve vermeye de devam ediyor.
İkinci etkinlik yine biz işçileri bilinçlendirecek olan tarihsel bir dönemi anlatıyordu.1929 kriz belgeselini izlemeye başladık. Belgeselde işçilerin işsiz kalmaları, para kazanamayınca aç kalmaları, açlıktan ölmeleri, ısınmak için kömür çalmaları, kaldırım taşlarını ahşap olduğu için söküp yakmaları, çiftçilerin fiyatı düşen sütü ve gıda ürünlerini imha etmeleri, kısacası işçilerin yok oluşa sürüklendiği bir felâket dönemi anlatılıyordu. Belgeseli izlerken 80 yıl öncesine baktım, şimdiki zamana baktım, bulunduğumuz koşullar hemen hemen aynıydı. Belgeselde seçim süreci yaşanıyor, Demokrat Parti başa geliyor. Her şeyin düzeleceğine dair umut dağıtıyor insanlara. Fakat sadece bir umut. Aç kalan insanlar Demokrat Partili başkanı bir kurtarıcı olarak destekliyorlar. Ancak sermaye sınıfı ve onun devleti, ekonomik krizi atlatmak için savaş sanayiini körüklüyor. Fabrikalarda savaş için üretime başlanıyor. Silah, askeri elbise, bomba vs. Amerikan sermayedarları insanları savaşa ikna etmişlerdi. Ve dünyada ikinci paylaşım savaşı patlak vermişti. Yaklaşık 60 milyon insanın ölmesine, bir o kadar insanın da sakat kalmasına yol açtı.
Savaş emekçiler açısından korkunç bir yıkım demekti. Oysa patronlar için muazzam kârlar demekti. İkinci paylaşım savaşından patronlar sınıfı kârlı çıktı. İşçi-emekçi insanlarsa sınıf kardeşlerini öldürdü ve öldürüldü. İşte İkinci Dünya Savaşından, işçi sınıfı da birilerinin çıkarları uğrunda bedeller ödeyerek, acı çekerek, kırılarak çıkmıştı.
Krizler yoksulluktan çıkmıyor. Krizler bolluktan, aşırı üretimden çıkıyor. Kapitalizmin anarşik yapısından çıkıyor. Çünkü insanlığın ihtiyacına göre üretim yapılmıyor. Kâra dayalı üretim yapıldığı için krizler patlak veriyor. Bir düşünelim, o kadar üretim yapıyoruz. Tüm insanlığa yetebilecek kadar. Bu kadar bolluğun içinde aç kalmak, açlıktan ölmek akla aykırı bir şey değil midir? Biz işçiler ürettiğimiz şeyleri alamıyoruz, tüketemiyoruz. İnsan gibi yaşayamıyoruz.
2008’de dünya çapında ekonomik kriz patlak verdi. Üç ay içerisinde Türkiye’de 385 bin insan işsiz kaldı, bu da sigorta kayıtlarına göre, bir de bunun kayıtlı olmayanlarını düşünelim. Beş yüz bin rahat vardır. Her evde muhakkak bir işsiz var. İşsizlik daha da çoğalacaktır. Patronlar krizi nasıl kolay atlatabileceklerinin hesabını yapıyorlar; biz işçiler ise eve nasıl ekmek götürebileceğimizin. Patronlarla bizim kaygılarımızın arasında uçurumlar var. Patronlar sınıfı hiçbir zaman işçi sınıfını kurtarmamıştır. Şimdi de kurtarmayacak. Biz işçi sınıfı bu krizin faturasını patronlar sınıfına ödetmezsek, sonumuz 1929’dan daha beter olacaktır.
UİD-DER’in sayesinde işçi sınıfının mücadele tarihini öğreniyoruz. 1929 kriz belgeselinin üzerine söz alan işçi dostlarımız, “buraya her geldiğimizde yanımızda bir kişi getirmeliyiz, sayımızı çoğaltmalıyız” dediler. Sayıların ne kadar önemli olduğunu vurguladılar. Ancak o zaman bir arada örgütlü oluruz. İşçi dostlarım bize düşen görev örgütlü birliğimizi çoğaltmak. Tuğlaları sağlam örmek, güzel yarınlara taşımak.
Bütün yemişler dallarımızdadır, beklenen güzel günler ellerimizdedir!
Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- UİD-DER Mersin’de 1 Mayıs Etkinliği Düzenledi
- UİD-DER’de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” Etkinlikleri
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
- “Ben Rosa Luxemburg” Oyunu İşçilerle Buluştu
- UİD-DER’in Coşkulu 1 Mayıs Etkinlikleri Devam Ediyor
- UİD-DER’den Coşkulu Etkinlik: 1 Mayıs’ta ve 14 Mayıs’ta Değişim İrademizi Gösterelim!
- Rosa Luxemburg: İnsanlığın Büyük Davasına Adanmış Bir Ömür, Yaşam Dolu Cesur Bir Yürek!
- Bu Heyecan Farklı Bir Heyecan
- Heyecan ve Duygu Dolu Bir Film Şeridiydi
- İşçi Sınıfının Aktarma Kayışı UİD-DER’e Teşekkürler
- Gerçeğin Işığını Taşıyanlara Selam Olsun!
- Ekim’in İzinde: Yeni Bir Dünyaya Mecburuz
- The Strike/Grev Resmi Bana Üniversitedeki Eğitim Seviyesini Hatırlattı
- Geçmişe ve Bugüne UİD-DER’le Bakmak
- 50. Yılında Geleneğimiz UİD-DER İle Sürüyor!
- “Şiirlerle Fotoğraflarla İşçi Sınıfının Tarihini Bizlere Aktaran UİD-DER’e Teşekkür Ederim”
- Tarih Bizim Rehberimizdir
- Sınıf Penceresinden Gerçekleri Öğreniyoruz
- İşçi Sınıfının Çocukları UİD-DER’le Daha Mutlu!
Son Eklenenler
- İngiltere’de geçtiğimiz haftalarda üç çocuğun öldürülmesinin ardından bu cinayetlerden göçmenleri ve Müslümanları sorumlu tutan güruhlar sokaklara dökülmüştü. Ülkede göçmen ve Müslümanları hedef alarak ırkçı saldırılar başlatan faşist çetelere karşı...
- İstanbul Bakırköy Metro şantiyesinde Bayburt Group taşeronu Modüler Teknik firmasında çalışan DİSK Dev Yapı-İş üyesi inşaat işçileri ücretleri aylardır ödenmediği için 12 Ağustosta Bayburt Group önünde eyleme başladı.
- Herkesin dilinde olan basit, masum bir soru… Ama aynı zamanda soranın da cevaplayanın da belli düşünce kalıplarına hapsolduğunu gösteren bir soru: Senin memleket nere? Fabrikada yeni işe başlayan birine, sokakta, otobüste, parkta tanıştığımız birine...
- İki kız kardeş, 15 yaşındaki Esmanur Argun ve 18 yaşındaki ablası Elif Argun, Urfa Viranşehir’den tarım işçisi olarak Bursa’ya gelmişlerdi. İşe giderken onları taşıyan traktörün devrilmesi sonucu hayatlarını kaybettiler. Kısacık yaşamları gibi...
- Tekgıda-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan Polonez işçilerinin sendikalı çalışma hakkı ve işe iade talebiyle başlattıkları direniş sürerken 9 Ağustosta İstanbul Valiliği önüne giderek seslerini duyurmaya çalıştılar. Türk Harb-İş...
- Geçtiğimiz günlerde Cerrahpaşa Üniversitesine bağlı Murat Dilmener Hastanesinin su tesisatının patlaması üzerine, yeni doğan yoğun bakım ünitesinin tavanı çöktü. Solunum cihazına bağlı bir bebek hayatını kaybetti. Solunum cihazına bağlı olan ve...
- UİD-DER’e gelmeden önce de bu dünyada olup bitenlere karşı öfkeliydim. Bir şeyler yapmak istiyordum fakat ne yapacağımı bilmiyordum. Yani öfkemi doğru yerekanalize edebilmiş değildim. UİD-DER sayesinde kapitalist bir sistemde yaşadığımızı ve tüm...
- 31 Mart yerel seçimleri sonrası belediye işçilerine yönelik işten atma ve ücret gaspı saldırıları devam ediyor. İşten atılan işçiler işe iade talebiyle direnişe başlarken ücretleri gasp edilen, düşük ücret dayatılan işçiler de çeşitli eylemlerle hak...
- Sokak köpeklerinin katledilmesinin önünü açan yasa geçtiğimiz günlerde AKP’li ve MHP’li vekillerin oylarıyla Meclisten geçti. Yasa hazırlanırken ve oylanırken yaşananlara baktığımızda nasıl bir düzende yaşadığımızı daha iyi anlıyoruz. Yasa gündeme...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir buçuk yıl geçmesine rağmen deprem bölgelerinde barınma sorunu bile çözülmüş değil. Depremden sonra TOKİ, 18 ilde 674 bin 238 konut yapılmasını hedeflediğini açıklamıştı. Şimdiye kadar teslim edilen konut sayısı...
- İkinci Dünya Savaşının son aylarında ABD’nin Hiroşima’ya atom bombası atması ve yüzbinlerce insanın ölümüne neden olması insanlık tarihinin en büyük katliamlarından biri olarak acıyla hatırlanmaya devam ediyor. Bu büyük katliamın 79. yıldönümü olan...
- 28 Temmuz 1914’te dünyanın o güne kadar gördüğü en kanlı savaş başladı. Tam dört yıl süren ve 20 milyon insanın ölümüne, milyonlarcasının yaralanmasına ve sakatlanmasına, kentlerin yakılıp yıkılmasına yol açan bu savaş tarihe Birinci Dünya Savaşı...
- İspanya’da bir duvarda şöyle yazıyor: “El que nos roba es de aqui y rico no inmigrante y pobre.” Yani “Bizi soyanlar göçmen ve yoksul değil, buralı ve zengin.” Bu kısacık bir duvar yazısı içinde bulunduğumuz durumu çok çarpıcı bir şekilde anlatıyor...