Buradasınız
O Eskidendi!
Bir KDS direnişçisi
Geçenlerde bizzat yaşadığım bir olayı tüm işçi dostlarımla paylaşmak istedim. Bu olay biz işçilerin ne kadar yalnız olduğumuzu, örgütlülüğümüzden başka dayanağımız olmadığını bir kez daha anlamamı sağladı.
Birkaç gün öncesine kadar sendikaları Birleşik Metal-İş’e yeni üyeler kazandıran, sendikalarının gücünü arttıran, sendikal örgütlülüklerine sahip çıkan, işten atılan ama aynı sendika yönetimi tarafından sahip çıkılmayan iki yiğit Legrand direnişçisi kadın işçiyi ziyaret etmiştim. Burada arkadaşlarla kendi süreçlerini ve BMİS yöneticilerinin mücadelelere neden sahip çıkmadığını konuşurken, büyükçe bir kamyonun yanıbaşımızda durduğunu fark ettik. Kamyonun üzerinde çekim yapmakta olan bir ekibin olduğunu fark ettik.
Biz duruma bir anlam vermeye çalışırken, o esnada ekibin yönetmeni:
“Arkadaşlar bizler Gebze Organize Sanayi Bölgesinin belgeselini çekiyoruz, rica etsem şu çiçekler üzerinde duran dövizlerinizi bir kenara alır mısınız?” diye seslendi. Belli ki yönetmenin derdi GOSB içerisindeki büyük, dışarıdan bakıldığında son derece modern görünen fabrikaları ve bu fabrikaların çevresindeki ağaçları ve çiçekleri kısacası güzel görünen yüzüyle GOSB’ u görüntüleyip, insanlara işçilerin son derece modern ve güzel sanayi bölgelerinde istihdam edildiklerini, hayatın güllük gülistanlık olduğunu anlatmaktı.
Yönetmenin bu talebi üzerine bizler de neden bizlerin görüntülerini çekmediğini, dövizlerin ve direnişin bu organize sanayinin bir gerçeği olduğunu, burada her gün binlerce insanın çeşitli hak gasplarına uğradığını, işten atıldığını, iş kazalarında uzuvlarını, kimi zaman hayatlarını kaybettiklerini söyledik. Fabrikaların dışında ağaçlar ve yeşillik var, ama içeride işçiler sömürülmekte ve bu ağaçlara bakmaya ve hayal kurmaya zamanları yok. Fabrikalar cehennemden farksız! Örneğin KDS adlı işyerinde 700 santigrat dereceli potalarda yanar işçi, Legrand’da ve GOSB içindeki diğer fabrikalarda iş tezgâhlarında işkence görür işçi. Buna karşı dik duranlar ise işsiz ve ekmeksiz bırakılır. Yani işçileri bekleyen dizi dizi yıkımlar ve felâketler vardır. Neden bu acı gerçekler de belgeselde görünmüyordu?
Fakat belgeseli çeken yönetmenin yanıtı çok düşündürücü oldu. Kendisi bize bu tür görüntülerin 1980 öncesinde yayımlanıp izlendiğini, şimdilerde ise hiçbir kanal ya da kuruluşun bu görüntüleri yayınlamadığını, bu sebeple direnişçilerin görüntülerinin kendisinin hiçbir işine yaramayacağını söyledi. Ve bize bizi çekmeyeceğini söyleyip “O ESKİDENDİ” diye seslendi.
Bu durum aslında görmemiz gereken bir gerçeği, burjuva basın ve medya kuruluşlarının nasıl taraflı yayın yaptığını gözler önüne seriyor. Sadece patronların istedikleri görüntüler yayınlanıyor, işçiler, işçi mücadeleleri ise görülmezden geliniyor.
Evet işçi dostlarım, bir kez daha gördüm ki biz işçilerin mücadelelilerini ve sorunlarını ancak işçi basını dile getirebilir. Bizler KDS fabrikası önünde direnişteyken de işçi basını bizi gündem yapmıştı, burjuva basın yapmamıştı. İşçi sınıfının daha iyi yaşayacağı bir toplum için mücadele eden fedakâr insanlar ve kurumların önemi oldukça büyüktür. Belki bu duygularımı okuyan bazı işçi kardeşlerim henüz bir mücadele içine girmemiştir, bunu direniş ve mücadele yürüten işçiler daha iyi anlayabilir. Ancak bu önemli ayrıntıyı bütün işçilerin bilmesini ve işçi basınını takip etmelerini gönülden isterim. Çünkü bizleri ilgilendiren haberleri ve bilgileri ancak buralardan okuyabiliriz. Bilinçli ve örgütlü bir şekilde çözümü kendi sınıfımızın örgütlerinde aramalıyız.
Yaşasın işçilerin birliği!
Yaşasın örgütlü mücadelemiz!
- “Kendini de Beni de Yaktın Celal!”
- Uğruna Mücadele Ettiğimiz Bizimdir
- Grev Çocukları
- “Felsefe Yapma Birader!”
- Şeytanla Dost Olunmaz!
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- “60 Bin Maaşla Çoban Bulunmuyor.” Yersen!
- Bu Kandırmacalara Verilecek Cevabımız Var!
- İşçi Sınıfının Yareni Kim?
- Kapıldığımız Trendler ve Gerçek Sorunlarımız
- Her Yer Bizim Düzenimiz Olsun Diye
- Neden Bu Kadar Stresliyiz?
- “Beni Bırak, Gözünü Bebekten Ayırma Sakın”
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
Son Eklenenler
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/