Buradasınız
Öfkeliyiz! Ama Umudumuz da, İnancımız da, Direncimiz de Dipdiri!
Gebze’den bir metal işçisi

Merhaba arkadaşlar. Ben Gebze’de Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Bildiğiniz gibi, Eylül ayından itibaren metal patronlarının sendikası MESS ile sendikamız Birleşik Metal-İş arasındaki grup toplu iş sözleşmesi süreci yürütülüyordu. Bizler de, ağır çalışma koşullarında gecemizi gündüzüme katarken, düşük ücretlerimizin bir nebze olsun artmasını dört gözle bekliyorduk. İsteklerimizi tüm işçilerin onayını alarak bir taslak hâline getirip sendikamıza sunduk. Nitekim görüşmeler başladı, sendikamıza inancımız da tamdı.
İlk görüşmelerde işverenler biz işçilere sefalet ücretini reva gördüler. Komik rakamlar telaffuz ettiler. Hatta toplu sözleşmemizi iki yıldan üç yıla çıkarmak, esnek çalışmayı dayatmak, denkleştirme uygulamalarını geliştirip biz işçileri daha da sömürmek istediklerini ilan ettiler. Biz kararlı ve inançlı bir biçimde genel merkezimizin haftalık olarak belirlediği eylemleri yerine getirdik. Çünkü işverenlerin saldırılarına, örgütlü ve disiplinli bir mücadele anlayışıyla karşı duracağımızın bilincindeydik. Beş ay kadar süren görüşmelerde, işverenler saçma tekliflerinden vazgeçmeyerek bizden teklifimizi “revize etmemizi” istediler. Son gelinen noktada, sarı sendika diye nitelendirdiğimiz Türk Metal yönetimi, bir gece vakti yüzde 17 gibi komik bir rakama imza attı. Bu kriz ortamında, bunu da üyelerine bir lütufmuş gibi sundu.
Bizler ise sendikamıza güveniyor ve inanıyorduk. Aynı gece, bizim sendikamızın da aynı taslağa imza atılması iştenmiş. Fakat yöneticilerimiz bu teklifin tabana yani işçilere sorulması konusunda ısrarcı olmuşlar. “Söz, karar tabanındır” ilkesiyle genel merkezde, tüm bölge yöneticileri ve temsilcileriyle bir toplantı gerçekleştirildi. Azımsanmayacak sayıda fabrikadan, “Sefalet ücretine HAYIR!” denilerek grev kararı alındı. Bu durum biz işçileri çok umutlandırdı ve mutlu etti.
Bu sıra Gebze şubesinin ikiye bölünmesi dedikoduları yayılmıştı. Grev aşamasında olduğumuz için böylesi bir durum olmayacağını düşündük. Fakat greve günler kala fütursuzca şube ikiye bölündü. Bir tarafta Maden-İş Sendikasının mücadeleci geleneklerini savunan Selçuk Çifci başkanlığındaki yönetim, diğer tarafta seçimi kaybetmiş, mücadeleden yan çizen Necmettin Aydın ve ekibi… Fabrikada çalışan arkadaşlarımızla durumu anlamaya çalışırken, Pazar günü Çalışma Bakanlığının, sendikamız yetkililerini Ankara’ya çağırdıklarını duyduk. Sevinsek mi üzülsek mi bilemedik. Grevlerimizi yasaklayan zihniyet nasıl arayı bulacaktı, aklımız almıyordu. Nitekim Pazar günü, bizim grev kararı aldırdığımız sendikamız, tabana sormadan sefalet ücretine yani yüzde 17 gibi komik bir rakama imza atmıştı. Sonuç kocaman bir hüsran, kızgınlık ve öfke…
İşçilerin kafasında cevaplanması gereken sorular var. Fabrikada herkes konuşuyor ve soruyor. Grev arifesinde Gebze şubesi niye ikiye bölündü? Bilmiyoruz! Bakanlıkta ne konuşuldu? Neden tabana sorulmadan sefalet ücretine imza atıldı? Bilmiyoruz! Bu süreçten sonra sendika yöneticilerimize nasıl güveneceğiz? Fabrikalarda işçiler bu soruların yanıtı bekliyor.
Gerçekleri Biliyor musunuz?
- Sırrı Abimizi Mücadelemizde Yaşatacağız
- Erol Eğrekler ve İşçi Sınıfı
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
Son Eklenenler
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/