“Almış dizginleri eline
Bir avuç vurguncu müteahhit toprak ağası
Onların kemik yalayan dostları
Onların sazı cazı villası doktoru dişçisi
...Merhaba. Ben Ankara’dan bel fıtığı nedeniyle çalışamayan işsiz bir kadın işçiyim. Bel fıtığımın nedeni ise çoğumuzun başına gelen, fabrikada ağır yük kaldırmak. Çalışamadığım için geçimimi çocuklarımın desteğiyle sağlıyorum.
Bu yıl yine çoğumuzun derdi olan yüksek kira artışları sorununu ben de yaşadım. Ev sahipleri her şey çok pahalandı deyip kendi kafalarına göre kira artışları yaptılar. Kiracılar da “ev sahibinin istediğini yapmazsam aramız bozulacak, huzurum kaçacak. Çıksam istediği artıştan daha uyguna ev bulamayacağım. Bir de taşınma, emlakçı masrafı olacak” diye düşünüp aslında ödeyemeyecekleri kira artışlarına boyun eğdiler. Çocuklarının ekmeklerinden kesip, ek işe gidip yüksek kiraları ödemeye çalışıyorlar.
Benim de ev sahibim bu ortamdan güç alarak kiramı yüzde yüz arttırmak istedi. Yanlış anlaşılmasın bunu teklif etmedi. “Böyle yapıyorum, işine gelirse” dedi. Başta bocaladım, genel algının baskısı altında kaldım ben de. Sanki bu normalmiş, zaten öyle olması gerekliymiş gibi hissettim. Belki ev sahibiyle mücadele etmektense kabul edip bu sorunu kendim çözmek daha kolay geldi. Nasıl çözecektim peki sorunu? Ya gidip iş bulacak ve bel fıtığıma rağmen ne iş olsa yapacaktım ya da çocuklara daha fazla yüklenmek zorunda kalacaktım.
Fakat ilk şoku atlattıktan sonra bir şeylerin ters olduğunu düşünmeye başladım. Çünkü UİD-DER’in “Artık Yeter, Şimdi Birlik ve Mücadele Zamanı” kampanyasında “Ev Kiraları Dondurulsun” talebimiz var ve biz bunun üzerine konuşurken ev sahiplerinin yüzde 25’in üzerinde artış yapamayacağını konuşmuştuk. Hemen UİD-DER’den arkadaşları aradım. Ne yapmam gerektiğini anlattılar. Bana cesaret verdiler. Hem kendi hakkımı korumam hem de başka kiracılara örnek olmam gerektiğini söylediler.
Aldığım güç ve cesaretle hemen ev sahibini aradım. Ev sahibi benim kararlılığımı ve kendinden emin, bilinçli duruşumu görünce neredeyse hiç ısrarcı olamadı. Bir önceki konuşmadaki buyurgan tavrı uçup gitmişti. Makul bir artış oranında anlaştık. Bir kez daha örgütlü olmanın ne kadar güzel olduğunu, insana nasıl da güç ve gurur verdiğini anladım. Yan yana, omuz omuza olmak, bir araya gelip ortak sorunlarımızı birlikte çözmek, UİD-DER çatısı altında birbirimize güç vermek biz işçiler için çok önemli.
Gelin yapılan haksızlıklara hep birlikte “Artık Yeter” diyelim. Gücümüzü birleştirip mücadele edelim. Biz gücümüzü birleştirirsek hiçbir zaman yenilmeyiz. Hele biz emekçi kadınlar her zaman bir adım önde olmalıyız, hep birlikte haksızlıklara karşı mücadele etmeliyiz.
UİD-DER’de buluşup aydınlık günlerin ağlarını örelim.
“Almış dizginleri eline
Bir avuç vurguncu müteahhit toprak ağası
Onların kemik yalayan dostları
Onların sazı cazı villası doktoru dişçisi
...Bir seçim sürecinde daha burjuva siyasetçiler, yani patronların siyasi temsilcileri sahnedeler. Milyon dolarlık reklam kampanyaları eşliğinde, işçileri yalanlarına inandırmak için kapı kapı geziyorlar. İşçilere, emeklilere...