Buradasınız
İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası Erteleniyor mu?

Beyefendiler yasa değişikliğinin gerekçesinde “uygulamada yaşanan sorunların giderilmesini teminen İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun yürürlük maddesinde değişiklik” öneriyorlar. Yasa değişikliği kabul edilirse “tehlikeli” ve “çok tehlikeli” sınıfında yer alan 600 bin işletmede İş Sağlığı ve Güvenliği 1 yıl daha ertelenecek.
2005 yılında hükümet, AB ile uyum çerçevesinde anlaşmalar imzalamıştı. Attığı imzalar gereği işçi sağlığı ve güvenliği yasası hazırlaması gerekiyordu. Böyle bir yasa elbette patronlara yeni yükümlülükler getirecek, patronların kârına dokunacaktı. Hükümet uyum yasasını hazırlamayı 7 yıl geciktirdi. Bu arada binlerce işçi iş cinayetlerinde can verdi; sakat kaldı. Sadece 2011 yılında 1700 işçi patronların kârı uğruna kurban edildi. İşçi ölümlerinin ve kamuoyundaki tepkilerin artması sonucunda hükümet, yıllarca beklettiği 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasasını Haziran 2012 yılında gecikmeli de olsa kabul ederek yürürlüğe soktu.
Ne var ki, yasanın gerek içeriği, gerek uygulama ve yaptırımları iş cinayetlerini ortadan kaldırmaya yeterli değildi elbette. Gerekli iş güvenliği tedbirlerini almayan patronlara çok önemli yaptırımlar uygulanmayacaktı. Dayatılan üretim hızı, iş güvenliği aparatlarının ve teçhizatlarının olmayışı ve yetersizliği, uzun saatler çalıştırma gibi durumlarda gelen ölümleri, patronlar hafif cezalarla atlatabiliyorlar. Yine de işyerlerinde iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi bulundurulacak, göstermelik de olsa iş güvenliği kurulları oluşturulacaktı yasaya göre.
Yasa 50 ve üzeri işçi çalıştıran işyerlerinde uygulamaya sokuldu. Kamu kurumları ve 50’den az işçi çalıştıran az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde yasanın uygulanması için 2014 yılına kadar süre tanınırken; 50’den az işçi çalıştırantehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerine ise 1 yıl süre tanınmıştı. 600 bin işletme için süre önümüzdeki günlerde (30 Haziran) dolacak. Ancak patronlar hükümetten yasanın uygulamaya sokulmasının ertelemesini istedi. Nitekim patronların hizmetkârı AKP’li 20 milletvekili de kanun değişikliği önerisini Meclis’e sundu. Daha doğrusu bir torba yasa değişikliği paketinin içerisine sıkıştırıverdiler değişiklik önerisini.
Beyefendiler yasa değişikliğinin gerekçesinde “uygulamada yaşanan sorunların giderilmesini teminen İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun yürürlük maddesinde değişiklik” öneriyorlar. Yasa değişikliği kabul edilirse “tehlikeli” ve “çok tehlikeli” sınıfında yer alan 600 bin işletmede İş Sağlığı ve Güvenliği 1 yıl daha ertelenecek. Kamu kurumları ve 50’den az işçi çalıştıran az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için yasanın uygulanması ise 2016 yılına ertelenmek isteniyor.
Neymiş bu uygulamada yaşanan sorun? On binlerce hekim ve iş güvenliği uzmanı hali hazırda iş bekliyor. Bir hekim ve uzman aynı anda onlarca küçük işyerine hizmet verebiliyor. Yani personel açığı yok. İşçiler ölmeye devam ediyor. Patronlar ise paracıklarına kıyamıyor. Hükümet de patronların bir dediğini iki etmiyor. Böylece sermaye işçilerin canı ve kanı üzerinde yükselmeye devam ediyor.
Bu durumu değiştirecek olan işçilerin birliğidir. Patronların sadık hizmetkârı AKP hükümeti, toplumu kendi çıkarları temelinde kutuplaştırıyor. CHP gibi partiler de bu kutuplaşmadan besleniyorlar. Böylece bu kutuplaşmayla işçi sınıfına dönük saldırılarının üzerini de örtülmüş olunuyor. Artık yeter diyelim, işçi sınıfının çıkarına olmayan yapay kutuplaşmayı parçalayalım! Örgütlenerek ve bilinçlenerek AKP dâhil tüm sermaye partilerini elimizin tersiyle iterek patronların karşısına dikilelim!
- İşyerinde Gelen Ölümler
- Çocuk İşçilikle Mücadele İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinin Büyümesiyle Mümkün
- 301’i, Soma’yı, O Günden Beri Hiç Unutmadık…
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- Sorumluluğu İşçiye Yıkmanın Yolu: “Ya Güvenli Çalış Ya Hiç Çalışma”
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- Başka Bir Gezegen Gibi
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nden Barış Mitingi Çağrısı
- Omsa Metal Direnişiyle Dayanışma
- Hayat Pahalı Değil Ücretlerimiz Düşük!
- Derbide Yeni Sezon Yaklaşıyor!
- KESK’ten “Gazze’de Kıtlık Yaşanıyor” Protestosu
- Digel Tekstil İşçilerinin Hak ve Onur Mücadelesi Devam Ediyor
- 17 Ağustos Depreminin 26’ıncı Yılı: Deprem Değil Yağmacı Düzen Öldürüyor!
- Evrensel Gazetesine Silahlı Saldırı
- Vergi Sorunu
- Kötü Çalışma Koşullarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçiler Mücadele Ediyor
- İşyerinde Gelen Ölümler
- 3 Pişi ve Sabrın Ödülü
- Yas Tutmuyoruz, Mücadele Ediyoruz!
- Bu Bataklıktan Birlikte Çıkmalıyız!
- KESK Taleplerini Duyurmak İçin Alternatif TİS Masası Kurdu
- “Faizi Kim Uyguluyor, Bunu da Desene!”
- Hiroşima’dan Gazze’ye Umut İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinde
- Kamu İşçilerine Sefalet Protokolü
- Kamu İşçilerine Grev Yasağı ve Sefalet Dayatması
Son Eklenenler
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...