Buradasınız
Patronların Keyfi Dayatmaları
Beylikdüzü’nden bir kadın işçi
Fabrikada üç aydan beri işçiler mesaiden gözünü açamıyor. Neredeyse fabrikada yatıp kalkacaklar. Mayıs ayına kadar böyle devam edecek. Patron işini garantiye almak için bizlere kendi çıkarmış olduğu yasayı dayatıyor. Geçenlerde önümüze imzalamamız için bir kâğıt getirdiler. Kâğıtta şu yazıyordu: “2012 yılı boyunca işverenin isteği üzerine saat ve gün içerisinde fazla mesayi kalmayı kabul ediyorum.” İşçi arkadaşlarımın hemen hepsi kâğıda itiraz etmeden imza attı. Benim bölümüm ve diğer bölümden toplam 10 arkadaş imza atmadık. Kâğıdı getiren personel bize “bunu dosyadaki evrakların içine koyacağız, korkacak bir şey yok” dedi. Ben de içimden hay yalanınız batsın diye geçirdim. Fazla uzatmadan “ben böyle bir kâğıda imza atmam” dedim. İşçi arkadaşlarım bu kâğıdı sorgulamadan imzaladılar. Hatta bana “sen niye imzalamadın, ne var ki, bir kâğıttan ne olacak” diyenler oldu. Ben de “arkadaşlar bu kâğıt yasal değil ve yasal olmayan bir kâğıdı biz niye imzalıyoruz? Bugün yarın işimiz olunca ya da hastalandığımızda mesaiye kalmadığımız durumda bir şey olmaz dediğiniz o kâğıdı patron önümüze koyacak ve kıçımıza tekmeyi vuracak. Bilinçli olmadığımız için de, nasıl olsa imza attık deyip sessizce kapının yolunu tutacağız. Peki, böyle bir kâğıdı imzalamak kimin işine yaradı? Patronun. Adamın eline koz verdik” dedim.
Birkaç gün sonra amir imza atmayanları yanına çağırdı. “Arkadaşlar, bu kâğıt yasa gereği böyle, evrakların içine koyulacak, her sene bunu imzalatmıyor muyuz?”dedi. Bir işçi arkadaşım şunları söyledi amire: “Geçen sene böyle bir şey imzalattınız, mesaiden gözümü açamadım. Kalmadığım zamansa imzaladığım kâğıdı önüme koydunuz. Şimdi zaten mesaiye kalıyoruz 8’e kadar. İlerde bana 16 saat kal diyeceksiniz.” Amir ikiyüzlüce cevap verdi: “Arkadaşlar ben kimseyi zorla mesaiye bırakmıyorum, burada herkes kendi isteğiyle mesaiye kalıyor. Ayrıca bu kâğıda dayanarak ben işçi çıkarmam.”
İçimden, “resmen yalan söylüyor, hem de kuyruklu yalan” diye geçirirken sıra bana geldi. Ben imza atmam dedim. Bana önce bir ters baktı ve sonra da, “Ne demek imza atmam? Öyle bir lüksün olduğunu mu düşünüyorsun? Hem seni zaten mesaiye bırakmıyoruz” dedi. Ben de “mesaiye kalmıyorum diye bunu bana zorla imzalatamazsınız. Hem bu yasal değil. Madem formalite, neden imzalatıyorsunuz? Benim de imzalamama hakkım var” dedim. Amir bana sinirli bir şekilde “sen git bölümüne, ben seninle sonra konuşacağım” dedi. Ben de “ne konuşacaksak işçi arkadaşlarımın yanında konuşalım” dedim. Amirin işine gelmediği için beni dinlemezlikten geldi. Ben de kendi bölümüme inip çalışmaya başladım, diğer arkadaşlarım imzayı attılar.
İşte ne geliyorsa başımıza bilinçsizlikten ve örgütsüzlükten geliyor. Ortak hareket etmiş olsaydık patron bu kâğıdı bizlere imzalatamazdı. Bu imza sayesinde dikbaşlı olanları tespit etmiş oldu. En ufak bir şeyde yolcu edecek. Biz işçiler fabrikalarda her gün patronların yeni yasalarıyla karşılaşıyoruz. Çaresiz bir şekilde boyun eğiyoruz, çünkü bir araya gelmek için emek harcamıyoruz, birbirimize güvenmiyoruz. Böyle durumda da patron bizleri ikna etmiş oluyor. Hep de kendi zararımıza olan şeyleri imzalıyoruz. Niye? Çünkü bilinçlenmek için bir adım atmıyoruz. Halbuki kendi hakkımızı öğrenmek çok zor değil. Düğüm olmuş zincirlerimizi kıralım, bu haksız yasalara, bu haksız düzene son verelim.
Özgür Basın, Tutsak Basın
Teknolojinin Gelişmesi İyi de…
Son Eklenenler
- İstanbul’da Maltepe Belediyesi ile İzmir’de Buca Belediyesi işçileri, Denizli’de Pamukkale Üniversitesi İktisadi İşletmelerde çalışan işçiler, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktılar. Çeşitli illerden gelerek...
- “Benim derdim ne biliyor musunuz? Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye de öyle yönetilmelidir. Yoksa bileklerine bağlıyorlar prangayı, yürü yürüyebilirsen. Bu ülke bu şekilde sıçramaz.” Erdoğan’ın 2015’te söylediği bu sözlerin amacı işçi...
- İspanya’da 29 Ekimde yaşanan sel felaketi Valencia bölgesinde 250 insanın yaşamını yitirmesine neden oldu. Onlarca insan hâlâ kayıp. Şehir, evler harap olmuş durumda. Felaket boyunca kendi başının çaresine bakmak zorunda kalan, sevdiklerini,...
- Kanada’nın batı eyaleti Britanya Kolumbiyası limanlarında işçiler, 4 Kasım itibariyle 72 saatlik grev kararı aldılar. Geçtiğimiz yıldan bu yana Kanada’nın çeşitli limanlarında gerçekleştirilen kısmi grevlerin ardından gelen yeni grev kararı, devam...
- Son zamanlarda siyasi iktidar vergi düzenlemeleri konusunda sınır tanımayan bir performans sergiliyor. O kadar ki hiç harcamadığımız ya da hiç almadığımız şeylerden bile vergi almak için kolları sıvadı. 100 bin liranın üzerinde kredi kartı limitine...
- “N’olmuş yani, yarın süte daha fazla su karıştırır satarsın, yapmadığın iş sanki!” Kemal Sunal’ın oynadığı “Yüz Numaralı Adam” filminde geçen bu cümle trajikomik bir durumu ifade ediyor. İzlerken gülüyoruz ama yaşadığımız tam da bu. Soralım...
- Tarih boyunca gelmiş geçmiş tüm sultanlar, komutanlar, yöneticiler, iktidarlar insanların ve toplumların algılarını şekillendirmeye, psikolojilerini yönetmeye odaklanmışlardır. Başka türlü egemenliklerini koruyamayacaklarını bildiklerinden toplumun...
- Japonya’da çeşitli sendikalar, 2-3 Kasımda yaptıkları eylemlerle derinleşen kapitalist sömürüye ve emperyalist savaşa karşı mücadele çağrısında bulundular. İnşaat ve Taşımacılık İşçileri Dayanışma Sendikası Kansai Bölgesi Şubesi (Kan-Nama), Metal ve...
- Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanları 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ni protesto etmek için 5-6-7 Kasımda tüm Türkiye’de iş bırakma kararı aldı. Sağlık emekçileri İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere...
- 7 Kasım 1917’de Rusya’da işçi sınıfı devrim gerçekleştirdi ve siyasal iktidarı ele geçirdi. Bu devrim Rus takvimine göre 25 Ekimde gerçekleştiği için tarihe Ekim Devrimi olarak geçti. Ekim Devrimi, tüm dünyayı sarsmış, 20. yüzyılın akışını kökten...
- Dünya… Masmavi okyanusları, uçsuz bucaksız ormanları, kıtaları dolaşan nehirleri, heybetli dağlarıyla her yanından yaşam ve bereket fışkıran bu rengârenk gezegen… Bu gezegenin gözümüzün önündeki hali içler acısı! Çünkü tüm dünyaya egemen olan...
- İSİG Meclisi’nin raporuna göre Ekim ayında 164 işçi, yılın ilk on ayında ise en az 1540 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Türkiye’de iş kazaları ve iş cinayetleri en yakıcı sorunlardan biri olmaya devam ediyor. Her gün en az 5 işçi hayatını...
- Belediye işçileri artan hayat pahalılığı karşısında biraz olsun nefes alabilmek için ücretlerini yükseltmek istiyorlar. Buna karşılık belediyelerin yönetimleri ödenek olmadığı bahanesiyle işçilere düşük ücret dayatıyorlar. İstanbul ve İzmir’in ilçe...