Buradasınız
Patronların Medyası ve Bizim Gerçeklerimiz
Meslek liseli bir öğrenci

Haklarını arayan, mücadele eden öğrencilere yönelik tutuklamalar devam ediyor. Öğrenciler anayasada var olan parasız eğitim hakkının fiiliyata geçmesini istedikleri için gözaltına alınıyor. Oysaki suçlu olan hakkını arayan öğrenciler değil, anayasada var olan bu hakkı biz öğrencilere vermeyenlerdir. Bir yanda bu tutuklamalar, gözaltılar ve paralı hale gelen eğitim varken; diğer yanda patronlar tarafından uyuşturulan, umursamaz hale getirilen genç beyinler var. Sınav stresinden, ailesinden, arkadaşlarından bunalan gençleri eline geçiren internet var, televizyon var.
Ben de bir öğrenciyim. Zengin olma, sınıf atlama vaatleriyle kandırılan biz öğrenciler sıkıldığımızda, üzüldüğümüzde kendimizi internetin ya da televizyonun başında buluyoruz. Vakit geçirmek, eğlenmek için arkadaşlarımızla konuşmak, sorunlarımızı paylaşmak yerine, bizi kendimizden uzaklaştıran ve başka formlara sokan dizileri izliyoruz. Dizi karakterleriyle gülüp, onlarla ağlıyoruz. Bu dizi karakterleri hiçbir zaman bizden birileri olmasalar bile! Bir süre sonra onlar, onların duyguları öylesine hayatımızın içine giriyor ki onlar gibi olup çıkıyoruz. Kendi sorunlarımızı, kendi sınıfımızı unutuyoruz. Ya da internetin başında saatlerimizi geçirip, bilgisayardan ayrılamaz hale geliyoruz. Facebook, Twitter, forum siteleri, yorum siteleri, oyunlar vs. derken bu sefer de kendimize sanal bir âlem kuruyor, sadece o dünyada yaşıyoruz. Sonra iyice uzaklaşıyoruz kim olduğumuzdan, ne sıkıntılar çektiğimizden ve bu sıkıntıları nasıl aşacağımızı düşünmekten, harekete geçmekten. Patronlar sınıfının istediği de bu zaten. Bizlerden, biz işçi sınıfının genç kuşağından düşünmeyen, sorgulamayan, yalnızca önüne sunulan hayatı yaşayan insanlar yaratmak dertleri. Bunun için biz gençlerin karşısında kullandıkları en büyük silahtır internet ve televizyon. Gündemimiz onların gündemi oluyor çünkü. Hayatlarımızsa onların elindeki kuklalar. Böyle olmaması için, hakkını arayan öğrencilere karşı yapılan iğrenç saldırılara karşı bizler de mücadelenin içinde yerimizi almalıyız.
Unutmayalım ki biz işçi çocukları da işçi sınıfının bir parçasıyız, diğer sınıfta ise ne Fenerbahçe’yi tutanlar, ne Galatasaray’ı tutanlar, ne de aynı sıralarda oturduğumuz Kürt kardeşlerimiz var. Patronlar bize öyle olduğunu söylüyorlar. Oysa diğer tarafta anne-babalarımızın ve bizim emeğimizi sömürerek hayatlarını güzelce sürdüren patronlar sınıfı var. Şimdi, şu zamanda hiç televizyon izlemeden ya da hiç internet kullanmadan yaşayın diyemem kimseye, çünkü bu zor, hatta imkânsız. Ama mesele gerekli ölçüde televizyon izlemek, internete girmek ve onlardan bizim ihtiyacımız olanları, bize yararlı olanları alabilmek. Patronların vermek istediklerini değil.
İstanbul ve Kar
“Anne, Bir İmza da Sen At!”
- Geçmişten Bugüne Uçurum İnsanları
- Doğru Tarafta, İşçi Sınıfının Safındayım
- Emekçi Kadınlar ve Barış
- Gene Takmışsın Kırmızı Şapkayı, Greve mi Gidiyorsun?”
- “Çöpçü” Demek Hakaret mi?
- Gençlere Örgütlü Mücadele Deneyimi Aktarmak…
- “Kurt Ağladı, Biz de İnandık”
- “Gerekirse Grev de Yap!”
- Sınıfımızın Yaşlılarının Payına Ölüm Düşüyor
- “Sınıfsal Bir Tarafı Var mı?”
- Ana-Baba-Oğul UİD-DER Saflarında Yürüyenlere Selam Olsun
- Bu Kalp Nasıl Atmaya Devam Edecek?
- Egemenlerin Değil, Sınıfımızın Gözüyle Bakalım!
- “Kendini de Beni de Yaktın Celal!”
- Uğruna Mücadele Ettiğimiz Bizimdir
- Grev Çocukları
- “Felsefe Yapma Birader!”
- Şeytanla Dost Olunmaz!
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- “60 Bin Maaşla Çoban Bulunmuyor.” Yersen!
Son Eklenenler
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...