Buradasınız
“Psikopat Gibi Çalışmalıyız”
Sarıgazi’den bir işçi

Dostlarım, çalıştığım işyerinde yaşadıklarımı sizinle paylaşmak istiyorum. Bir hayal nasıl gerçekleşir? Bu kimin hayali? Asıl hayali gerçekleşenler kimler? Bunları anlatmak istiyorum.
İşyerinde yıllık izinler her yıl toplu olarak kullandırılıyor ve patron, işçilerin yıllık izinlerinin yarısını kırpmak için her yıl aynı oyunu oynuyor. Bayram tatili ile yıllık izin tatilini birleştirip toplamda iki hafta izin yapmış işçilerin senelik izinlerinin yarısını kırpmış oluyor. Bu yıl da sipariş edilen işler, işçiler izindeyken beklemesin, en azından birazı yetişsin diye kurnazlık düşünen patronun oyunu her zamanki gibi hazırdı. İzin haftasından hemen önceki hafta patron yanımıza gelerek “Arkadaşlar bu hafta psikopat gibi çok çalışmalıyız, bu siparişlerin yetişmesi lazım ki müşteriden para alalım, ben de size maaşlarınızı verebileyim. O parayı alamazsak size de para veremem” dedi. İşçi kardeşlerim de “para alamazsak izinde beş parasız ne yaparız?” korkusuyla patronun dediği gibi psikopatça yoğun ve hızlı bir tempoyla çalıştılar, uzun saatler boyu mesailere kalmak zorunda bırakıldılar.
Haftanın son günü patron bütün gün ortalıkta görünmedi. “Müşterileri dolaşıyor, para almaya çalışıyor” denildi. Tam mesai bitimine yakın geldi ve “uçağa yetişmem lazım” diyerek parayı bırakıp gitti. Meğer patronun düşündüğü işçilerin alacakları değil kendi tatiliymiş! O Afrika’da safari hayalini gerçekleştirmek için uçağa binerken maaşlarını alan işçiler resmi bayram tatili dışında kalan günlerin maaşlarından kesildiğini gördüler. Zaten senelik izinlerinin yarısını kullanamayan işçiler bu yetmezmiş gibi bir de 2,5 günlük ücretlerinden oldular.
Böylece bu yoğun çalışmanın sonunda kazanan, hayalleri gerçekleşen yine patron, hayal bile kuramayan kaybeden de biz işçiler olduk. Patron bizi oyuna getirdi, kandırdı. İşçi kardeşlerim büyük bir hayal kırıklığına uğradılar. “Neden böyle yapıyorsunuz? Bu haksızlık!” diye isyan eden de oldu, bu haksızlık karşısında susan da. Seslerimiz hep birlikte yükselmedikçe duyulması elbette zor olacaktır.
Patronların oyununa gelmeyelim. Onlar hayallerini bile işçilerin emeğini sömürerek gerçekleştiriyorlar. İşçilerin tatili ancak memleketlerine gidebilmek oluyor, hayalleri memleket ötesini geçemiyor. Ama patronumuz işçilerden kestiği parayla kendi hayallerini gerçekleştirdi. Afrika’da safari yaptı! Ya biz işçiler hangi hayallerimizi gerçekleştiriyoruz? Ne kadar ücret alıyorsan hayalin de o kadar oluyor. Ya da düşük ücret alırken hayal kurmaya bile hakkımız olmadığını düşünüyoruz.
Patronların oyununa gelmemek için bilinçlenip örgütlenirsek, dayanışma ağını kurmak için mücadele edersek, o zaman hayallerimiz gerçekleşebilir. Hayallerimizi gerçekleştirecek olan sensin işçi kardeşim. Senin hayaline umut olacak kişi benim. Hayallerimiz de umutlarımız da birbirimizde. Yeter ki birbirimize inanalım, güvenelim, örgütlenelim.
3-5 Liralık Hayale Dair…
Erzurum’da İnşaat İşçilerinden Eylem
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...