Buradasınız
Resmen ve Kanunen Açız: Örgütlenerek Kazanabiliriz!
Gebze’den bir petrokimya işçisi
Krizin yansımaları günden güne artarak ortaya çıkıyor. Her gün bir veya birkaç zam haberini, işten çıkarmaları duymaya başladık. Tüm işçiler olanı biteni tam olarak algılayamasa da bir yerlerde bir problem olduğunun, artık işlerin iyiye gitmediğinin farkında. Kaygı, sıkıntı, huzursuzluk, “kötü bir şey mi olacak” endişesi son dönemde işçilere hâkim oldu.
İş yerimizde çay ve yemek molalarının eski tadı tuzu yok artık. Eskiden şen şakrak sohbetler edilir, kâh maç muhabbeti yapılır, kâh hararetli hararetli siyaset tartışılırdı. İktidar partisine oy verenler iktidarı hararetli bir şekilde savunur, muhalefet partilerini destekleyenler ise ateşli bir şekilde iktidarı eleştirirlerdi. Bir canlılık hâkimdi ortamlara. Şimdi ise sessizlik, omuzlar çökmüş, baş ve gövde öne doğru eğilmiş, beller bükülmüş, eller yanaklarda hep bir düşünme hali mevcut.
Mustafa abi bizim fabrikada enjeksiyon işçisi, 43 yaşında iki çocuk babası bir arkadaşımız. Benim de samimi olduğum şen şakrak bir insandır. Hoş sohbet, her mola saatinde etrafındakilerle gülen, şakalaşan, espriler yapan şen şakrak bir karakteri var. Hem de koyu AKP’li bir işçi arkadaşımız. İktidar partisini yere göğe sığdıramaz, her seçimde de desteklemiş birisidir. Geçen gün yemek molasında onu da çok düşünceli gördüm. Alışılmışın aksine pek durgun, neşesiz bir hali vardı. Yanına oturdum ve bu düşünceli halini izlemeye başladım. Ne düşünüyor acaba, diye geçirdim içimden. Kim bilir? Belki birikmiş borçlarını, belki bu ayki ev kirasını, belki faturalarını, belki iki çocuğunun yaklaşan kırtasiye masraflarını, belki de bin bir umutla desteklediği iktidar partisinin ona yaşattığı hayal kırıklığını. Öyle ya işçiler derinleşen krizin altında yaşam mücadelesi verirken yönetenler zevkusefasından taviz vermiyorlar, lüks ve şatafat içinde yaşamlarını sürdürmeye devam ediyorlar. Mustafa abiye “hayırdır abi?” dedim. Yavaş hareketlerle bana döndü, “durum çok kötü, kolum kanadım kırık, ne olacağını bilmiyorum, bilmiyorum” dedi ve tekrar önüne döndü.
Son dönem döviz kurlarındaki artış ve bunu takip eden zamlarla beraber Türk-İş dört kişilik bir aile için açlık sınırını 1812 lira olarak açıkladığına göre, Mustafa abi 1800 lira maaşa, açlık sınırının altında bir gelirle ev geçindirmek zorunda. Mustafa abi RESMEN ve KANUNEN AÇ bir aile babası! Tıpkı binlercemiz gibi. Omuzlarındaki yük, sırtındaki kambur bir kat daha artmış. Derdi, sıkıntısı bir miktar daha büyümüş. Bu sebepten sönmüş tüm neşesi, kesilmiş muhabbeti. Bu yüzden derin düşüncelere dalıp gitmekte.
Ekonomik krizlerden önce de sonra da yoksul olanlar, bu düzen değişmediği sürece hep yoksul kalacak olanlar, yoksulluğu kader gibi yaşayanlar, “en alttakiler” bizleriz. Normal dönemlere oranla kriz dönemlerinde sorunlarımız daha yakıcı ve amansız biçimde katlanmakta. Egemenler bedelini bize ödeterek krizi atlatmaya çalışıyor. Maliyetleri düşürmek adına işçi çıkarıyorlar. İğneden ipliğe tüm temel ihtiyaçlarımıza zam geliyor. Bu durum hepimizin canını fazlasıyla sıkıyor. Fakat moral bozukluğuna uğrayarak, derin düşüncelere dalarak problemlerimizi aşamayız. Krizin yükünü, faturasını bize kesmek isteyenlere gardımızı düşürerek karşılık veremeyiz. Tarihin işçi sınıfı aleyhine işleyen çarkını tersine çevirmek istiyorsak örgütlü bir şekilde mücadele etmeliyiz.
Dünyaya ve insanlığa hükmeden bir avuç asalağı ve onların sistemi kapitalizmi alaşağı ederek ortadan kaldırmalıyız. Sınıfsız, sömürüsüz, açlığın ve yoksulluğun olmadığı, dünden ve bu günden çok daha parlak bir gelecek yaratmak artık zorunluluk haline gelmiştir.
Dünyaca
TÜMTİS, Aras Kargo’da da Yetkiyi Aldı!
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
- Maaşlar Eriyor: Bu düzen Değişmeli!
Son Eklenenler
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...