Buradasınız
Sadece Hayatta Kalıyoruz
Gebze’den bir kadın işçi
Ekonomik krizin etkileri her geçen gün biz işçiler tarafından çok daha derinden hissediliyor. Gıdadan temizlik maddelerine, giyimden ev eşyasına her şeye zam üstüne zam geliyor. Enflasyon karşısında eriyen maaşlar, yılsonunda maaşlardan yapılan vergi kesintilerinin etkisiyle iyice kuşa dönmüş durumda. Kriz işçilerin gündeminde ilk sırayı alıyor. Kimisine göre kriz yok. Çünkü fabrikalarda fazla mesailer devam ediyor. Kimisine göre kriz var ama patronlar bunu fırsata çeviriyor. Bu sohbetler her gün dönüp duruyor.
Çalıştığım fabrikada arkadaşlarımla moladayken size bir fıkra anlatayım mı diye sordum. Hepsi de “anlat” dediler. Bazıları “uzun zamandır ne fıkra anlattık ne de fıkra dinledik” dediler. Ben de İşçi Dayanışması bülteninin son sayısında çıkan “Havyar da mı Yemeyelim?” okur mektubunda geçen fıkrayı arkadaşlarıma anlattım. Hepsi pür dikkat dinlediler gülecekleri yerin gelmesini bekler gibi. Fıkra bitince hepsinin yüzünde öfkeyle karışık bir tebessüm belirdi. Hepsinin ortak fikri “ne kadar doğru, resmen bizi anlatıyor” şeklindeydi.
Evli ve iki çocuk babası olan arkadaşım “beni anlatıyor bu fıkra” dedi. “Geri kalan parayı nereden buluyorlar bilmiyoruz demiş ya? Cevabı çok basit. Kredi kartına yüklendikçe yüklendik. Artık şişti. Balon gibi oldu. Her an elimde patlayacak diye korkuyorum. Ek iş bulsam ona gideceğim ama krizden dolayı insanlar zaten işsiz kalıyor. Ek işi bırak iş bulmak bile şu anda zor” dedi.
Bir başka arkadaşım “eskiden hiç böyle değilmiş. Bir kişinin maaşıyla evin babası ev geçindirip, çocuklarını büyütüyor, okutuyor, onları evlendiriyormuş. Şimdi ailede herkes çalışsa yine de yetmiyor” dedi.
Yirmili yaşlarının başlarında olan başka bir arkadaşımın söyledikleriyse içinde bulunduğumuz durumu birkaç kelimeyle özetlemeye yetti. “Abla biz aldığımız maaşla sadece hayatta kalıyoruz.” Sonra şöyle devam etti: “Hayatta kalıyoruz, ertesi gün işe geliyoruz, çalışıp eve geri gidiyoruz. Yaşamak değil bunun adı. Bizim hiçbir kazancımız yok ama patronun buradan kazancı dünya kadar. Bakıyorum çevreme herkes mutsuz. Niye? Geçim sıkıntısı yüzünden. Hayatlarımız açık cezaevi gibi olmuş. Bizi böylesi kötü yaşamlara mahkûm etmiş birileri. Ekstra bir masraf çıksa ki mutlaka çıkıyor. Her şey tepetaklak oluyor. Bu sefer fazla mesailerle toparlamaya çalışıyorsun.” Düşüncelerini anlatırken biraz kızgın biraz umutsuzdu.
Bu sohbetin sonunda geldiğimiz nokta içinde bulunduğumuz durumun değişikliğe uğrayıp uğramayacağıydı. Tam sohbet koyulaştı derken molanın bittiğini söyleyen işbaşı zili çaldı. “Sonra devam ederiz” diyerek bu koyu sohbeti yarıda bırakıp tekrar işimizin başına döndük. Çalışırken de aklım hep arkadaşlarımla yaptığımız sohbetteydi. “Herkes mutsuz!” Bu sözler kulaklarımda çınlayıp durdu. Kapitalizm biz işçiler için mutsuzluk ve umutsuzluk üretiyor. Bunu yaymaya devam ediyor. Biz işçilerin böylesi bir düzenden ne beklentisi ne de bir çıkarı olabilir.
Bizim İşyerinde “Kreş” Var
Krizi Emekçi Kadınlara Sorduk
- Biz Bu Masalları Ayaküstü Çok Dinledik
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
Son Eklenenler
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Rus yazar Tolstoy “acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyuyorsan insansın” der. Tolstoy’un bu ifadeleri özü itibariyle insanlaşmayı anlatır. İşçi sınıfı olarak, sömürücü efendilerden insanlık için insanlaşma...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Aralık ayı yıllık enflasyonunu yüzde 44,38, 12 aylık ortalama enflasyonu ise yüzde 58,51 olarak açıkladı. Kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyon ise yüzde 15,75...
- Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi, 3 Ocakta basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında kamu işçilerinin toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecine, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına ve Harb-İş üyesi işçilerin yaşadıkları ekonomik...
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...