Buradasınız
Selin Erdem Davasında Karar

Resmi tatil olan 1 Mayıs’ta da çalıştırılan Selin Erdem’in çalıştığı sette, mola yeri yoktu. Çekim arasında arkadaşlarıyla birlikte mola için kapının önüne çıkan Selin, sete yemek getiren Antik Catering şirketinin aracının altında kalarak can verdi. Araç, kaldırımda duran Selin’i ezmekle kalmadı, bina kapısından da içeriye girdi. Dizinin prodüksiyon firması, yapımcıları, catering firması yetkilileri bu iş cinayetinden yargılanmazken, sadece Selin’i ezen aracın şoförü sorumlu tutulmuştu. Bu korkunç iş cinayeti, trafik kazası olarak gösterilmeye çalışıldı.
Duruşma
Çağlayan Adliyesi’nde 28. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, aracın şoförü İdris Fırat ile tarafların avukatları ve Selin Erdem’in ailesi katıldı.
Duruşmada söz alan Erdem ailesinin avukatı Berrin Demir, Selin Erdem’in iş cinayetine kurban gittiğini, işverenlerin de yargılanmasını, soruşturmanın genişletilmesini, yapım firması ve catering firmasının da yargılanmasını istedi. Fakat hâkim bu talebi reddetti. Dava, araç şoförü İdris Fırat’ın “taksirle öldürme”' suçundan 4 yıl hapisle cezalandırılmasıyla sonuçlandı.
Basın açıklaması
Duruşmanın ardından “Senaryo Değil Gerçek Cinayet!” pankartı arkasında toplanan Selin’in ailesi ve yakınları, Oyuncular Sendikası Başkanı Mehmet Ali Alabora ile tiyatro oyuncuları ve UİD-DER’li işçiler davanın tüm sorumlularının yargılanmasını talep ettiler.
Selin’in avukatı Berrin Demir’in duruşma sonucunu açıklamasının ardından Selin’in ablası Sema Erdem söz alarak, “Yargılama nedense istediğimiz gibi sonuçlanmıyor. Ölüme sebebiyet veren sanık, sadece 4 yılla, yani alt sınırla yargılanıyor. Yüzde yüz kusurlu olmasına rağmen bu nasıl oluyor, anlamıyorum” diyerek tepki gösterdi. Prodüksiyon ve catering firma yetkililerinin de kazada sorumluluğu olduğunu söyleyen Erdem, bu kişilerin de yargılanmasını istediklerini belirtti. Erdem, adalet arayışlarında kendilerini yalnız bırakmayan Bir Umut Derneği’ne, Oyuncular Sendikası’na ve UİD-DER’e teşekkür etti.Selin’in annesi Hacer Erdem, “4 yıl değil 40 yıl da ceza verseler bizim acımız hafiflemeyecek. Ama belki bu sayede bir işçinin daha hayatını kurtarabilirsek bu bize yeter” dedi.
Yüz binlerce işçi de olduğu gibi Selin kardeşimizin canını alan da patronların kâr hırsıdır. Bir mola yeri oluşturulmuş olsaydı, Selin bugün hayatta olacaktı. İşçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini almayan patronlar yüzünden her yıl binden fazla işçinin hayatı son buluyor. O işçilerin ailelerinin de hayatı kararıyor. Selin’in ailesi, acılarının hiçbir zaman son bulmayacağını biliyor. Buna rağmen başka ailelerin yüreği yanmasın diye çırpınıyorlar. Bu sese kulak vermeliyiz! Selin’in davası, bizim de davamızdır. Selin’i ölüme gönderdiği yetmezmiş gibi bir de ekran karşısına çıkıp “beğenmeyen bu işi yapmasın” diyen dizi patronu Hamdi Alkan gibi utanmazlar cezalarını çekmezlerse, yarın başka kardeşlerimizin de ölümüne yol açacaklar.
- İşyerinde Gelen Ölümler
- Çocuk İşçilikle Mücadele İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinin Büyümesiyle Mümkün
- 301’i, Soma’yı, O Günden Beri Hiç Unutmadık…
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- Sorumluluğu İşçiye Yıkmanın Yolu: “Ya Güvenli Çalış Ya Hiç Çalışma”
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
Son Eklenenler
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...