Buradasınız
Cepteki Taşlar ve Tecrübe
Adana’dan emekli işçi

Çok erken kalkardı babam. Küçük bir radyosu vardı. Bizler onun uyandığını, dinlediği türkülerden anlardık. Bizler de uyanır, babamla birlikte çay içerdik. Kahvaltısını yaparken, derslerimizi sorar, mutlaka bir de hikâye anlatırdı bizlere: “Çocuklar, anne kuş bir gün tüm yavrularını toplamış başına. ‘Yavrularım bir dalda dinlenirken bir insan gördüğünüzde eğer yere eğiliyorsa, hemen oradan uçup kaçın. Yerden taş almak için eğiliyordur. O taşı size atıp zarar verecektir. Unutmayın hemen oradan uçun, kaçın’ demiş. Annesini dinleyen yavrulardan biri, ‘Anne, ya o insan taşları cebinde taşıyorsa ne yapacağız?’ demiş. ‘Yavrum sen bu hayatta epey dersler almışsın. Senin derse de kursa da bir ihtiyacın yok’ demiş annesi.” Babamdan her sabah radyodan dinlediği türküyle birlikte böylesi hikâyeler, ya da olaylar dinlerdim. Okul tatillerinde de sürekli yanında işe giderdik çocuk yaşta. Diktiği elektrik direklerinin betonlarını sulatırdı bizlere. Haftalıklarımızı da verirdi. O benim babam ve aynı zamanda iş arkadaşımdı.
Zaman aktı. Bizler büyüdük. 1989 yılında yerel yönetimleri, o zaman ki Anavatan Partisinin adayı kaybetmiş SHP kazanmıştı. Belediye işçileri olarak Belediye-İş sendikasında örgütlü işçilerdik. Belediye başkanları değişince, tepeden aldıkları izinle Genel İş sendikasının yetkilileri çalıştığımız yerlerde toplantılar yapmaya başladı. İşyerinde toplanan işçilere konuşmalar yapıyorlardı sendika yetkilileri: “Biz DİSK olarak, 12 Eylül’de bedel ödedik. Belediye başkanıyla görüştük. Sendikanızdan istifa edip bizim sendikaya geçmenizi istiyoruz…”
Anlatılanlar doğruydu. 12 Eylülde sendikaları kapatılmış, bedel ödemişlerdi. Ama üyesi olduğum sendika toplu iş sözleşmesine hazırlanıyordu. Yani mart ayına giriyorduk. Bu durum bir işçi olarak kafama hiç yatmadı. Toplantıda söz aldım.
“Haklısınız sendika olarak bedel ödediniz. Ama sadece siz bedel ödemediniz ki 12 Eylül’de. Bizler de ödedik. Bizler de mahpus damlarında yattık. Şimdi toplu sözleşme ayındayız. İşçileri bölüp toplu sözleşmemizi niçin tehlikeye atıyorsunuz? Sizin de taşınız cebinizde. Bizleri kuş misali, öyle avlamak istiyorsunuz. Ben size üye olmayı düşünmüyorum. Size üye olursam, sendikal rekabetten, karşılıklı olarak yetki savaşına girip bizleri yıllarca toplu sözleşme yapmaktan uzak tutacaksınız. Toplu sözleşme bir sendikanın namusudur. Bırakın sendikamız toplu sözleşmemizi yapsın. Görelim bakalım nasıl bir sözleşmenin altına imza atacaklar. Bu örgütlenmeyi sözleşmeden sonra başlatın. Yani cebinizdeki taşı çıkarıp atın.”
Fakat sonunda olan oldu. Yetki savaşlarına kurban gittik. İki yıl toplu sözleşme yapamadık. Bu sefer bizler üyesi bulunduğumuz sendikaya baskı yapmaya başladık. “İtiraz etmeyin. Bırakın yetki alıp toplu sözleşme yapsınlar” dedik. Sendikamız itiraz etmedi. Yetki alan sendika toplu sözleşmeyi iki yıl sonra imzaladı. Dayanışma aidatı ödeyip toplu sözleşmeden yararlandım. Ama sendikamdan istifa etmedim. İçerde alacaklarımız çoğalmıştı. Belediye ödeyemedi. Bizleri borçlandırıp kendi yaptığı evlerden verip toplu sözleşme farklarından böyle kurtulabildi.
Demem o ki kardeşler bir siyasi parti ya da sendikanın çıkarları işçilerin çıkarlarının önünde olamaz. Olmamalı. Sendikalarımız burjuva siyasi partilerin arka bahçesi haline gelmemeli. Ben böyle düşünüyorum. Aman yere eğilenler kadar cebinde taş taşıyanlara dikkat edelim.
Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
Yolbulan Metal İşçileri Greve Çıktı
- Sınıf Temelinde Örgütlü Olmak Ne Demektir?
- “Sizi Değil, İşgücünüzü Sattık”
- Cepteki Taşlar ve Tecrübe
- Hangi Hasan Olacağız?
- Grev ve Direniş Alanında Bir Muşambadan Ötesidir Çadır!
- Sınıfını Bil, Sen de Birlik ve Dayanışma Çatımızın Altına Gel!
- Örgütlü İşçiler Bin Bilse de Örgütüne Danışır…
- “Sendikadan Vazgeçin, Valizdeki Paraları Size Dağıtacağım”
- Birliğin ve Dayanışmanın Güzelliği
- Genç İşçiler UİD-DER’i Anlatıyor
Son Eklenenler
- İranlı sınıf kardeşlerimiz, Sizlere Türkiye’den yazıyoruz. Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler olarak sizleri en içten duygularımızla selamlıyoruz. On yıllardır Filistin halkına yönelik zulmünü sürdüren İsrail, bugün ABD’...
- 11 Temmuzda Brezilya’nın birçok kentinde on binler, emek karşıtı politikaları ve saldırgan uygulamalarıyla tanınan eski başkan Bolsonaro’nun yargılanma sürecine müdahale ettiği gerekçesiyle Trump’ı protesto etti. Kenya’da geçtiğimiz yıl vergi...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 14 Temmuzda Ankara’da bulunan Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi taleplerini ve mücadele programını açıkladı. Basın...
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...