Buradasınız
Soma Katliamı Davası Seçim Sonrasına Ertelendi

Soma Katliamı davasının 22. duruşması Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. 3 gün devam eden duruşmanın ardından 5’i tutuklu 51 kişinin yargılandığı dava 27 Hazirana ertelendi.
Duruşma öncesinde madenci aileleri bir yürüyüş gerçekleştirdiler. Soma tren garından mahkeme binasına kadar gerçekleştirilen yürüyüşe emekten yana siyasi partiler, milletvekilleri ve Sosyal Haklar Derneği yöneticileri katıldı. Yürüyüşün sonunda 301 Madenci Aileleri Derneği adına yapılan basın açıklamasında, “Bu dava ailemizi, çocuklarımızı geri getirmeyecek biliyoruz ama bu dava sonucunda ortaya çıkacak adil bir karar bundan sonra yeni Somaların yaşanmaması için alınacak iş güvenliği tedbirlerinde emsal teşkil edecek. Bugün mahkemeden adil bir karar çıkmasını bekliyoruz” denildi.
Duruşma madenci ailelerinin avukatı Selçuk Kozağaçlı’nın dilekçesi okunarak başladı. Kozağaçlı, mütalaayı hukuksal vasıflandırmalardan çok sanıkların yakınıymış gibi yazdığını belirttiği savcıya tepki gösterdi. Avukat Can Atalay da, savunma tarafının olayın oluş nedenini ciddiyetsizlikle ele aldığını söyledi ve mahkeme heyetine hukuka ve dosyaya uygun karar vermekle yükümlü olduğunu hatırlattı. Avukat Nergiz Tuba Arslan ise şöyle konuştu: “Yargılamanın 3. yılındayız, katliam olalı ise 4 yıl geçti. Biz hâlâ katliam olduğunu düşünüyoruz. Bunu hamaset olarak söylemediğimizi de kanıtladık. Tarihsel bir karar vereceğinizin eminim ki farkındasınızdır. Özellikle tayinle gelmiş olmanız nedeniyle de zorlukla karşı karşıyasınız. Ancak şunu bilin ki bu mütalaanın bir bütünlüğü yok.”
Avukatların ardından sanıkların savunmalarına geçildi. Tutuklu yargılanan Soma Kömürleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan yine sorumluluk kabul etmediğini söylediği konuşmasında katliamı “olay” olarak adlandırdı. Verilen raporların ideolojik olduğunu, 4 yıldır kanaatler yüzünden tutuklu olduğunu iddia etti.
Davanın 3 gün süren duruşmasında, tutuklu sanıklar esas hakkında savunmalarını yaptılar. Sanıkların yüzlerce sayfa ve sunumdan oluşan savunmaları duruşmanın uzun sürmesine neden oldu. Sanıklar savunmalarında suçlamaları kabul etmediler, işçilerin ölümünde hiçbir sorumlulukları olmadığını iddia ettiler. Tutuklulardan maden mühendisi ve teknik nezaretçi Ertan Ersoy, 480 sayfalık sunumunu sunarken ocakta gaz sızıntısı olmadığını, birinci ve ikinci bilirkişi raporlarının kurgu olarak hazırlandığını iddia etti. Madenci aileleri Ertan Ersoy’un iddialarına ve uzun sunum hazırlayarak savunma yapmasına “bunun için bu kadar hazırlanacağınıza maden için çalışsaydınız, 301 işçi ölmezdi” sözleriyle tepki gösterdiler. Ertan Ersoy gibi diğer sanıklar da savunmalarında işçilerin ölümlerinde sorumlulukları olmadığını ifade ettiler.
Diğer sorumlular nerede?
301 işçinin hayatını kaybettiği Soma Katliamında, aradan geçen yıllara rağmen katliamın tüm gerçek sorumluları yargılanmadı.
CHP’li Özgür Özel’in davayla ilgili olarak söylediği “Rüzgâr ailelerden yana esiyordu, davaya ilgi azalınca şirketten yana döndü” sözleri davanın durumunu gözler önüne seriyor.
Davanın 27 Hazirana ertelenen duruşmasında karar verilmesi bekleniyor. Ancak Soma davasında tutuklu sanıkların cezalandırılması adaletin yerini bulduğu anlamına gelmeyecek. Katliamın üzerinden 1 yıl geçtikten sonra davanın başlamış olması, maden ocağının rödovansla özel şirkete kiralanmasının yolunu açan ve gerekli denetimleri yapmayan siyasi iktidarın bürokratlarından kimsenin yargılanmamış olması, birkaç kişinin tepkileri dindirmek için göstermelik olarak tutuklu yargılanıyor olması, egemenlerin 301 işçinin ölümüne bakışını özetliyor. Savcının verdiği mütalaada sanıkların bilinçli taksirle cezalandırılmasını talep etmesi, davanın seyrinin nereye doğru gittiğini gösteriyor. Nitekim madenci aileleri ve avukatlar, mütalaaya ve davanın gidişatına dair “sanıkların kurtulmasının yolu yapıldı” değerlendirmesinde bulunuyor.
301 işçinin ölümüyle sonuçlanan Soma Katliamı ardından yaşananlar, hükümetin açıklamaları ve tutumu, işçilerin canının onlar için önemli olmadığını bir kez daha gözler önüne serdi. Soma Katliamının ardından binlerce işçi daha hayatını kaybetti. İş cinayetlerinin, işçi ölümlerinin sonu gelmiyor. Patronlar sınıfı için grevleri yasakladığını her fırsatta utanmadan, sıkılmadan dile getiren iktidar, işçi sağlığı ve güvenliği yasasını da patronlar lehine esnetmekten geri durmamıştır. Denetlemeleri gerektiği gibi yapmayan iktidar da işçi ölümlerinden sorumludur. İşçi sınıfı, ölen kardeşlerinin, gasp edilen haklarının hesabını soracaktır.
Patronlar İster AKP Yapar!
- Soma Katliamından 10 Yıl Sonra Kamu Görevlileri İlk Kez Hâkim Karşısında
- Soma’yı Unutmadık! Tekmecilerden Hesap Sormak İçin Tek Adam Rejimine HAYIR!
- Soma: Acımız ve Öfkemiz Dinmedi, Unutmayacağız!
- Soma Katliamı Davası Sonuçlandı, Adalet Arayışı Sürüyor
- Soma Davasında Yine Adalet Yok!
- Soma Katliamının Hesabını Soracağız!
- Soma Katliamının Altıncı Yılı: Acımız da Öfkemiz de Dinmiş Değil!
Son Eklenenler
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/