Buradasınız
Taşeronlaştırma: Düşük Ücret, İş Cinayeti, Sendikasızlaştırma!
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Taşeronlaştırma demek, işçilerin uzun saatler boyunca, düşük ücretler karşılığında, kadrolu işçilerin sahip olduğu hakların birçoğundan yoksun halde çalıştırılması demektir. Taşeron işçisinin iş güvencesi olmadığı gibi, iş güvenliği tedbirleri de işyerlerinin duvarlarına asılan uyarı levhalarından ibarettir.
Dünya genelinde 1980’li yıllardan itibaren uygulamaya konan taşeron çalışma sistemi, Türkiye’de 90’lı yıllarda uygulanmaya başlandı. Yaygınlık kazanmasıysa AKP iktidarı döneminde oldu. Son 12 yılda taşeron işçi sayısı 6 kattan fazla artarak 400 binden 2,5 milyona ulaştı. Patronlar için tatlı kâr kaynağı haline gelen ve işçilerin sömürüsünü katmerleştiren taşeronlaştırma sayesinde Türkiye ekonomisi dünya genelinde 17. sıraya yükseldi.
Taşeronluk İş Yasası’nda alt işverenlik adıyla geçiyor. Belli bir işyerinde işin çeşitli bölümlerinin alt işverenlerce yapılması taşeronluk ilişkisi olarak tanımlanıyor. Başlangıçta, tekstil ve inşaat sektörlerinde işyerlerinin yemekhane, temizlik ve güvenlik gibi bölümleri taşerona verildi. Gün geçtikçe asıl işlerin yapıldığı ana bölümler dâhil, teknik hizmetler, bakım onarım, taşımacılık bölümleri de taşeron şirketlere devredildi. Bugün belediyelerden okullara, tersanelerden maden ocaklarına, hastanelerden askeri işyerlerine kadar tüm işkollarında taşeronluk temel iş ilişkisi haline gelmiş durumda. Milyonlarca işçi, kadrolu olarak değil, taşeron firmalara bağlı olarak çalıştırılıyor. Kadrolu işçilerle aynı işi yaptıkları halde ücretleri daha düşük. Patronlar taşeronlaştırma sayesinde kârlarına kâr katıyorlar. Özellikle taşeron şirketler eliyle işçilerin ikramiye gibi sosyal hakları ortadan kaldırıldı, ücretler yerinde saymaya devam etti. Kısa süreli sözleşmelerle çalıştırılan taşeron işçiler, işten atıldıklarında kıdem tazminatı da alamıyorlar. En kötüsü ise, iş cinayetlerinde hayatını kaybeden işçilerin sayısının daha da artmış olmasıdır. 2014’ün ilk 11 ayında 1723 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.
İş Yasası’nda kıdem tazminatı, ikramiye ve yıllık izin gibi haklara tüm işçilerin sahip olduğu ifade edildiği halde, taşeron şirketler işçilerin bu haklarını vermiyorlar. Taşeronlaştırma işçilerin sendikalaşmalarının önüne büyük engeller dikiyor. Taşeron firma, işçilerini birden fazla işyerinde, dağınık halde, üstelik geçici iş sözleşmesiyle çalıştırıyor. Hatta aynı fabrika içinde birden fazla taşeron bulunabiliyor. Bu durum işyerlerinde işçilerin yaşanan sorunlar, hak gaspları vb. karşısında birlikte hareket etmelerini engelliyor. Kadrolu-taşeron ayırımı da işçilerin mücadelesini böldüğü için patronların işine geliyor.
Soma maden faciasının ardından doğacak tepkilerden çekinen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, “Taşeron sistemi emeğin sömürüsüdür” diyerek günah çıkartmıştı. Hatta taşeronluğun kaldırılması gerektiğini ve yeni düzenlemeler gerçekleştireceklerini söylemişti. Faruk Çelik ne zaman sıkışsa taşeron sisteminin kaldırılacağını söylüyor. 2008’de tersanelerde iş cinayetlerinin sıkça gerçekleştiği bir dönemde, DİSK’in 13. Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada “Taşeron sisteminin tümden kaldırılmasını, İş Kanunu’nda yapacağımız değişiklikle sağlayacağız” demişti. Ama tüm bu sözler yalan oldu, çünkü kendisi de bir patron olan Bakan Çelik’in amacı yalnızca işçileri oyalamaktır. Nitekim aradan geçen zamanda taşeronluk sıçramalı bir şekilde yaygınlaştı.
11 Eylül 2014’te yürürlüğe sokulan torba yasa, “taşeron işçiye müjde” denilerek duyurulmuştu. Aylar önce taşerona kadro verileceği söylentisi dolaşıma sokulmuş ve işçilerde olumlu bir beklenti yaratılmıştı. Her zamanki gibi beklenenin aksi oldu. “Kamuda yeterli nitelik ve sayıda personel olmaması durumunda yardımcı işlerde ihaleye çıkılması”nı sağlayan maddeyle kadrolu işçilerin bile durumu tehlikeye giriyor.
İş saatleri uzadıkça, ücretler düştükçe, taşeronlaştırma yaygınlaştıkça sermaye büyüyor. Artan iş yükü madenlerde, inşaatlarda, yollarda, fabrikalarda iş cinayetlerinin artmasına neden oluyor. Sermaye büyüdükçe işçiler ölüyor. Sermayenin doymak bilmez kâr iştahına karşı, kölece çalışma koşullarına itilen işçilerin tek silahı birlik olmak ve mücadele vermektir. İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, “Düşük Ücretlere, Uzayan İş Saatlerine, Taşeronlaştırmaya Hayır!” kampanyasıyla, işçileri kendi çıkarları temelinde birleşmeye, örgütlenip taleplerini haykırmaya çağırıyor.
- İşçi Dayanışması 202. Sayı Çıktı!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Suriyeliler Geri Dönecek mi?
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- İşçi Sınıfının Ortak Mücadele Dili: GREV!
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 201. Sayı Çıktı!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- İşçi Dayanışması 200. Sayı Çıktı!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
Son Eklenenler
- 2025 yılı için asgari ücret zammı, TÜİK’in sahte rakamlarıyla açıklanan enflasyon oranının dahi altında kalan yüzde 30 olarak belirlendi. Patronlar da işçilere bu sefalet zammını dayatıyor. Şubat ayıyla beraber zamlı ücretlerin açıklanması sonrası...
- İş kazaları ve iş cinayetleri dur durak bilmiyor. Sermeyenin aç gözlülüğü işçileri yaşamından ediyor. Balıkesir’de bulunan ZSR Patlayıcı üretim tesisinde, 24 Aralık 2024’te gerçekleşen patlamada 11 işçi yaşamını yitirdi. Patlama sonrasında Balıkesir...
- Maraş ve Hatay başta olmak üzere 11 şehirde çok büyük yıkım yaratan, yaklaşık yüz bin insanın hayatını kaybettiği, on binlerce insanın yaralandığı, milyonlarca insanın yaşamının derinden etkilendiği 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti....
- Siyasi iktidarın ekonomi politikalarının hedefi belli: Ekonomik yıkımın bedelini işçi ve emekçilere ödetmek, on milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin açlığa talim etmesi pahasına sermayeyi dizginsizce büyütmeye devam etmek. Soygunun, talanın...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti. Aradan geçen zamanda depremlerin yarattığı yıkımın, ortaya saçılan yolsuzlukların, usulsüzlüklerin ve boş vermişliğin hesabı sorulmadı. Siyasi gelişmelerle, yaratılan yapay gündemlerle yaşanan felaketin...
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...