Buradasınız
Tükiye Japonya’yla Nükleer Santral İnşası İçin Anlaştı!
Başbakan Tayyip Erdoğan ile Japonya Başbakanı Şinzo Abe arasında sürdürülen görüşmelerin ardından, 3 Mayısta iki ülke arasında stratejik ilişkiler anlaşması imzalandığı duyuruldu. Bu anlaşmayla birlikte daha önce imzalanan nükleer işbirliği anlaşması taahhüt altına alındı. Bu anlaşmaya göre Japon Mitsubishi ve Ayava firmaları Sinop’ta bir nükleer santral inşa edecekler.
Söz konusu nükleer santralin inşaat maliyetinin 22 milyar dolar olacağını açıklayan Başbakan Erdoğan, Fukuşima’da yaşanan nükleer felâketi hatırlatarak anlaşmaya karşı çıkanlara, “uçak düşebilir diye uçağa binmeyecek miyiz?” diyerek son derece yüzeysel, konunun kapsamından uzak ve ucuz bir yanıt verdi. Enerji kullanımındaki artışın medeni oluşun bir ifadesi olduğunu savunan Erdoğan, Fukuşima’daki ölümler için “Bunlar olağan, olabilecek olaylardır, ama hayat devam ediyor ve şimdi daha ileri teknolojiyle bu noktada çok daha başarılı adımlar atılıyor” dedi.
Erdoğan bu sözlerle, enerji ihtiyacının, yani Türkiye sermayesinin büyüme ihtiyacının insan hayatından daha önemli olduğunu açıkça söylemiş oluyor. Enerji santrallerinin, insanların ihtiyaçlarını karşılamak ve yaşam kalitesini yükseltmek amacıyla değil, kâr amacıyla inşa edildiği ortadadır.
Japonya hükümeti, kendi ülkesinde felâkete yol açan nükleer teknolojisini başka ülkelere pazarlayarak, içine düştüğü ekonomik krizin etkisini hafifletmek istiyor. Başta Doro-Çiba sendikası gibi işçi örgütlerinin öncülüğünde gerçekleşen protestolar karşısında nükleer santralleri kapatma kararı alan Abe hükümeti, santralleri yeniden açmak için fırsat kolladığının işaretlerini vermektedir. Japon hükümeti, kendi ekonomisini düze çıkarma, Türk hükümeti ise dünyanın en büyük ekonomileri sıralamasında daha üst basamaklara çıkma hırsıyla insan sağlığını ve yaşamını tehlikeye sokuyor.
UİD-DER, Fukuşima’da yaşanan felâketin ardından Doro-Çiba sendikasının yaptığı uluslararası dayanışma çağrısına yanıt vermiş ve “Tüm Nükleer Santraller Kapatılsın!” talebiyle bir imza kampanyası düzenlemişti. İmza kampanyası sonunda toplanan on binlerce imza Doro-Çiba’ya ulaştırılmış, Japonya’da yapılan mitingde Japon işçi-emekçilerine duyurulmuştu.
Bu kampanyayla aynı zamanda Türkiye’de inşa edilmek istenen nükleer santrallere karşı da emekçiler uyarılmıştı. Bugün Türkiyeli emekçiler olarak karşı karşıya kaldığımız tehlike çok daha somuttur. Mersin Akkuyu’ya ve Sinop’a yapılmak istenen santraller milyonlarca insanı ve doğayı tehdit etmektedir. Sermayenin kâr hırsının nasıl felâketlere yol açabildiği bizzat Fukuşima’da görülmüştür. En ileri teknolojiyi uygulayacağını söyleyen Japon, Rus ya da diğer emperyalist ülkelerin tekellerinin ve onları denetleyen burjuva kurumların tek kıstası kârdır. Çernobiller, Fukuşimalar, Three Mile Island’lar vb. de vaktiyle sözümona “en ileri teknoloji”yle kurulmuş ve “tüm güvenlik önlemleri alınmıştı”. Gerçek şu ki, nükleer santrallerde binlerce küçük “kaza” yaşanmaktadır ve büyük kaza oranı da nükleercilerin iddia ettiği gibi milyonda bir değil, yüzde birden fazladır. Yani gerçek risk nükleercilerin iddia ettiğinin on bin katıdır. Yalan söylüyorlar ve kâğıt üzerindeki önlemleri bile gerçekte almıyor, uygulamıyorlar. Çünkü kârı sınırlayan her önlem, aşılması gereken bir engeldir onlar için. Sonuç Çernobil’dir, Fukuşima’dır ve üstü örtülüp gizli tutulan yüzlerce diğer nükleer santral kazalarıdır. İnsanlık ve doğa sermayenin kâr hırsı nedeniyle radyasyona boğulmaktadır.İşçi sınıfı sermayenin bu girişimleri karşısında sessiz kalmamalı, meydanı burjuvaziye bırakmamalıdır. Tüm dünyada nükleer santrallerin derhal ve acilen kapatılması ve yenilerinin yapımının durdurulması için sesimizi yükseltelim. Yeni katliamlara geçit vermeyelim.
Yaşamın işçisi olmak..
- İş Cinayetlerine, Düşük Ücretlere, Sendikal Baskılara Karşı Eylemler
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Sağlık Çalışanlarından Sağlıkta Şiddete Karşı Eylem
- Ücret Gasplarına, Düşük Ücretlere ve Baskılara Karşı Mücadeleler Sürüyor
- 2024: Emeklilere Zulüm Yılı
- İşçiler Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor, Kazanıyor
- Tahsin İncirci Yaşamını Yitirdi, Besteleri Yaşayacak
- Faruk Türkoğlu Sonsuzluğa Uğurlandı
- “Emekli Boş Durmasın, Çalışsın Diyenlerdir” Bu Toplumun Sırtına Yük!
- 84 Yaşında Bir İnsan Neden İş Arar?
- Sendikal Baskılar Mücadeleyle Aşılıyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Çıkışsızlık Sarmalındaki Gençler
- İş Kazaları Kader Ya da Fıtrat Olamaz
- Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu Kuruldu
- Sel Gider Kum Kalır
- İlet’ten İliç’e Mükellefiyetten Bugüne
- Bizim Çocuklarımız Onlar
- “Eşimle Birlikte Kahvaltı Ancak Yıllık İzinde”
- İliç Maden Faciası Kadıköy’de Protesto Edildi
Son Eklenenler
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...