Buradasınız
Tuzla Organizede Patlama: Patronlar 2 İşçinin Daha Canını Aldı!
Tuzla’dan bir deri işçisi

Yan fabrikalardaki sohbet ettiğimiz işçi arkadaşlar reçine tankının patlamasıyla tankın 500 metre havaya fırlayıp tekrar yere düştüğünü, metal parçalarının yüzlerce metre ötede olan fabrikaların ve caminin çatılarını delip içeri girdiğini söylediler. Yaralanan işçilerden birisi LMA fabrikasının yanındaki Dicle Kimya’da çalışıyordu. Patlamanın etkisiyle vücudunda birinci dereceden yanık oluşmuştu.
Olaydan bir gün sonra, meslek odalarından, işçi sağlığı ve iş güvenliği komisyonundan ve Petrol-İş sendikasından gelen bir heyet, içeri girip inceleme yapmak ve patlamanın sebebini araştırmak istediklerinde LMA patronunun temsilcilerinin sert tepkisiyle karşılaştılar. LMA temsilcisi içeri girmekte ısrar eden heyeti çevik polis ekiplerinin hazır beklediğini ve bir telefonla onları oradan attıracağını söyleyerek tehdit ediyordu. Sizce neden?
Diğer fabrikalardan işçi arkadaşlarla sohbetimizde şunlar söylendi: “Akşam yanan fabrikaya gittik. Hiç kimseye hiçbir şey söylemiyorlardı. Bu patronlar işçilere hiç değer vermiyorlar. Ha bir insan ölmüş ha bir hayvan. Yangından çıkan bir işçinin su istediği ve patronun da bir süre oralı olmadıktan sonra ‘bende vardı galiba bir bakayım’ deyip, yarım şişe suyu işçinin önüne fırlattığını söylerken öfkesini görmeliydiniz.”Başka bir fabrikanın müdürü öğlen molasında işçileri toplayıp, patlamaların nasıl olabileceğini ve ne kadar büyük maddi zarara yol açabileceğini uzun uzun anlattıktan sonra “herkes dikkatli çalışmalı, bakın sonuçta iki de işçi öldü” diyordu. Ölen işçilerin çocuklarının, eşinin ve yakınlarının acısını kim dindirebilir? Yaşamlarını ve canlarını kim geri verebilir? Biz işçiler örgütsüz olduğumuz koşullarda patronların işçi sağlığı konusunda ciddi önlemler almayacaklarını bilmeliyiz. Kimya sektörü de diğer sektörler gibi iş kazalarının ve cinayetlerinin yoğun olduğu bir sektör, daha geçen hafta aynı sanayi sitesinde bir yangın daha çıkmıştı. Patronların kâr çarklarında yaşamımızı yitirmek istemiyorsak mücadele etmemiz gerekiyor.
- İşyerinde Gelen Ölümler
- Çocuk İşçilikle Mücadele İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinin Büyümesiyle Mümkün
- 301’i, Soma’yı, O Günden Beri Hiç Unutmadık…
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- Sorumluluğu İşçiye Yıkmanın Yolu: “Ya Güvenli Çalış Ya Hiç Çalışma”
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
Son Eklenenler
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Ankara Adalet Bakanlığı önünde, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işten atılan emekçilerin görevlerine iade edilmesi talebiyle basın açıklaması düzenledi.
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...