Buradasınız
UİD-DER’li Olmak
Şişli’den bir tekstil işçisi
Hayatımızı pislikler içinde yürütmeye çalışıyoruz; sokaklar, evimiz, işimiz, toplu taşıma araçları, hastaneler, insanlara açık alanlar, her yer, her şey kapitalizm pisliğinin gerçek yüzünün göstergeleri durumundalar. Hayatın her alanında birbirine ve kendi hayatına yabancılaşan hatta yaşadığının, insan olduğunun bile farkında olmayan insanlar üretiyor bu sistem. Aynı işyerinde çalıştığımız işçi arkadaşlarımıza bizim hayatımızı çalmaya çalışan öcülermiş gibi bakıyoruz, sokakta yürüyemiyoruz her an başımıza bir şey gelebilir diye. Yarın başımıza bombalar yağmayacağının garantisi yok, içtiğimiz sudan zehirlenebiliriz, tedavi olmak için gittiğimiz hastanede akla gelmeyecek virüsler kapabiliriz, aşırı sıcaklar yüzünden ölebiliriz, susuz kalabiliriz, şanslıysak ve şu anda işimiz var ise işsiz kalabilir, sokaklara düşebiliriz. Tüm bu pislikleri üreten bir bataklık var ve tüm dünyayı sarmış durumda. Hepimiz bu bataklığın içinde yaşıyoruz. Önümüzde iki seçeneğimiz var; ya bataklığın bir parçası olup yok oluşa sürükleneceğiz ya da bataklığı kurutup yeni bir dünya inşa edeceğiz.
Bu bataklıktan kurtulmak için yüzümüze maskeler takarak dolaşamayız. Bataklığın farkında olmak ayrıcalıktır elbet ama yetmez, mücadele etmek gerekir. Karşımızda bir dünya sistemi olan kapitalizm var, kapitalizm karşısında bireysel olarak mücadele etmemiz elbette imkânsız, bu savaşı ancak işçilerin dünya çapında örgütlü mücadelesi kazanabilir.
“Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği” işte bu yüzden kuruldu ve emin adımlarla ilerliyor. UİD-DER’in bir şubesine girdiğinizde gerçekten burada farklı bir şeyler olduğunu anlarsınız. Dostluk, güven, dayanışma ve gülen gözler… Bu tesadüfen iyi insanların bir araya gelmiş olmasından kaynaklanan bir şey değildir; işçi sınıfının bilimini öğrenen ve işçi sınıfının birliği uğrunda mücadele eden insanların yüzüdür gördükleriniz. Her insan özünde iyidir, kapitalizm onu kirletmeden önce… UİD-DER’de gördükleriniz gerçekten insan olduğunu fark edenlerdir. Ne mutlu bize ki UİD-DER’in kuruluşunun 1. yılındayız. Ne mutlu ki UİD-DER gibi işçi sınıfının örgütlülüğünü sağlamaya çalışan bir derneğimiz var…
Yaşasın UİD-DER; sınıfını bil safa gel!
UİD-DER Bir Yaşında!
Birleşen İşçiler Yenilmezler
- Geçmişten Bugüne Uçurum İnsanları
- Doğru Tarafta, İşçi Sınıfının Safındayım
- Emekçi Kadınlar ve Barış
- Gene Takmışsın Kırmızı Şapkayı, Greve mi Gidiyorsun?”
- “Çöpçü” Demek Hakaret mi?
- Gençlere Örgütlü Mücadele Deneyimi Aktarmak…
- “Kurt Ağladı, Biz de İnandık”
- “Gerekirse Grev de Yap!”
- Sınıfımızın Yaşlılarının Payına Ölüm Düşüyor
- “Sınıfsal Bir Tarafı Var mı?”
- Ana-Baba-Oğul UİD-DER Saflarında Yürüyenlere Selam Olsun
- Bu Kalp Nasıl Atmaya Devam Edecek?
- Egemenlerin Değil, Sınıfımızın Gözüyle Bakalım!
- “Kendini de Beni de Yaktın Celal!”
- Uğruna Mücadele Ettiğimiz Bizimdir
- Grev Çocukları
- “Felsefe Yapma Birader!”
- Şeytanla Dost Olunmaz!
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- “60 Bin Maaşla Çoban Bulunmuyor.” Yersen!
Son Eklenenler
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...