Buradasınız
“Yangın veya Sel Yaz”
İzmir’den emekli bir işçi
Son zamanlarda yangın ve seller her insanda “böylesini hiç görmedik” sözlerine yol açıyor. Evet, ülke, bölge ve sınır tanımayan yangınlar ve seller yüzlerce insanın canını aldı, sayısız hayvanı yakıp kavurdu. Sele kapılan insanlar hâlâ balçıkların altında. Yoksulların onlarca yıl canlarını dişlerine takarak ve kursaklarına girecek lokmalardan keserek aldıkları evlerini sel yerle bir etti. Seldeki görüntülerle “mal canın yongasıdır” sözü anlamını yitirdi. Arabasıyla sele kapılan bir kadının kızı “anne bırak arabayı. Kendini kurtar” diye bağırıyordu. Ve bu durumu yaşayan insanlar 17 Ağustos Gölcük depremini yaşayan insanları daha iyi anlarlar. Suriye’deki savaş başladığında her şeylerini ve hayallerini bile geride bırakıp, dilini ve kültürünü hiç bilmedikleri ülkelere kaçan insanları da çok iyi anlarlar. Fakat olup bitenleri yaşamak yetmiyor. Neyin neden olduğunu kavramak için bir bilince sahip olmak gerekiyor. Mesela ormanlar yağmalanmamış olsaydı seller bu denli yıkıcı olur muydu? Mesela temelden çatıya sağlıklı konutlarda yaşıyor olsalardı, 45 saniyede 18 binden fazla insana mezar olur muydu evleri?
Ancak tarif ettiğimiz insanlar yoksullardır, yani nerden bakarsanız bakın işçi sınıfına mensup insanlar. Bir de ölüye, diriye, yerliye, yabancıya insan olarak değil çıkar gözüyle bakan sermaye sınıfı var. Yani kâr uğruna iliğimizi hortumlamak yetmez onlara. Ücretlerimiz elimize ulaşmadan en az üçte birini çekip alırlar vergi adı altında. Bu da yetmez bu bezirgân beyzadelere. “Kursaklarına ekmek giriyorsa aç değiller” dedikleri ve kursağımıza giren ekmekten, suya, “keyif çayından” tuza kısacası her şeyi alırken KDV adı altında ikinci kez söğüşlerler cebimizdeki parayı. Çalışarak elde ettiğimiz ücretlerimiz döner dolaşır bu sömürücü efendilerin kasalarına geri döner. Buna da “para parayı çeker” derler bu gözü doymaz asalaklar sürüsü.
Peki, bizim cebimizdeki son kuruşa dek onların kasalarına dönmüş olsa da bizden para istemeleri bitti mi? Kocaman bir hayır. Biz son döneme bakalım. AFAD herkese “yangın veya sel yaz 1866’ya gönder” mesajı atarak para istiyor. Elbette devlet ahaliden ilk kez para istemiyor. AKP ahaliden sürekli para istiyor. Hatta AKP ahaliden para istemeyi teknolojinin nimetlerinden de istifade ederek otomatiğe bağladı. Ahali karnını doyuramıyor. İşsizlik diz boyu. Ama durum bu olsa da AKP sürekli IBAN veriyor yoksullara. Hem de ahaliyi gaza getirmek için “milletimiz cömerttir” demişti Mevlüt Çavuşoğlu. Camilerde bile hutbelerin sonunda semiz imamlar ahaliye IBAN verir oldular.
Dayanışmadan, paylaşmadan bizim sınıfımız yani işçi sınıfı ile burjuva sınıf aynı şeyi anlamaz. Burjuva sınıf ve onların devleti her şeyi kendilerinin, kendi sınıflarının çıkarı uğruna yaparlar. Mesela “biz” dediklerinde asla bütün toplumun çıkarını kast etmezler. Örneğin felaket günlerinde birlik-beraberlik diye diye ahalinin cebinden çıkan yardım paralarını nasıl iç ettiklerini görürüz. Fakat örgütsüz her işçi onların sahtekâr olduğunu anlasa bile tek başına hiçbir şey yapamaz. İki okkalı küfür sallayarak rahatlamaya çalışır.
Örgütlü işçi sınıfı ise sözün gerçek manasında dayanışma ve paylaşma içinde güçlenir. Birlik ve beraberlik içinde gerçek dostluklarımız gelişir ve güçleniriz. Dünyanın diğer ucundaki sınıf kardeşlerimizin aç kalmasını dert ediniriz. Onlarla dayanışma içinde oluruz. Mesela Japonya’da egemenlerin kâr hırsı yüzünden nükleer patlama olduğunda sınıf kardeşlerimizle dayanışma içinde olduk. Onların talepleri bizim de taleplerimiz oldu. Biz örgütlü işçiler olarak sermaye sınıfının ve onların çıkarlarının sınıfsal koruyucusu olan devletin yaptıklarına ve söylediklerine asla inanmıyoruz. Lağım kanalı gibi patlayıp ortalığa yayılmasına rağmen düzenlerini hâlâ sürdürüyorlarsa bunu milyonların örgütsüzlüğüne borçlular. Biz de örgütsüz işçi kardeşlerimizin örgütlenip gözlerinin gerçekleri görmesi için mücadele etmeliyiz. Bu her yanından irin, pislik fışkıran sömürü düzenini örgütlü işçi sınıfının yıkacağına olan inancımız sonsuzdur.
Adkotürk Grevine Polis Engeli!
- İspanya’da Sel Felaketinde Can Kaybı Yükseliyor
- Tokat’tan Diyarbakır’a Maden Şirketlerine Karşı Köylüler Mücadele Ediyor
- Tokat’ta Altın Madenine Karşı Direniş
- Yine Yangın, İhmal ve Umursamazlık
- Doğanın Talanına Hayır!
- Diyarbakır ve Mardin’de Yangınlar: Sermayenin Kâr Hırsı Can Alıyor
- Manisa Gördes’te Madene Karşı Direniş Nöbeti Sürüyor
- “Mersin Atatürk Parkında Yeni Liman İstemiyoruz”
- İktidarın Zihniyeti İliç’te de Aynı!
- İliç’te Aileler Arama Çalışmalarının Durdurulmasını Protesto Etti
- İliç’te Maden Faciası: Tonlarca Siyanürlü Toprak Çöktü, İşçiler Altında Kaldı
- Brezilya, Fas, Libya: Kapitalizm Felaket Demektir!
- Akbelen Direnmeye Devam Ediyor!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- Orman Yangınları Devam Ediyor
- Deştin Köylüleri: Çimentocular Topraklarımızı İşgal Edemeyecek!
- Samandağ Halkı: “Deprem Öldürmedi Asbestle Öldürecekler!”
- Depremden Sonra Sel de Felakete Dönüştü
- Pakistan’da Seller Can Almaya Devam Ediyor
- “Yeşil Bursa”ya Ne Oldu?
Son Eklenenler
- Sendikalı, sendikasız, hatta sigortasız çalıştırılan işçi kardeşlerim, her yılın son ayında hepimizin kulak kesildiği asgari ücret tiyatrosu başlar. Bu sene de aynı şekilde adeta bir tiyatro izledik. Sınıf temelinde örgütlü mücadelenin bir parçası...
- Yıllar önce fabrika önlerine gidip işçi kardeşlerimize vardiya çıkışlarında İşçi Dayanışması’nı ulaştırıyorduk. Bu fabrikalar arasında sendikalı olan da vardı olmayan da. Amacımız sendikalı ya da sendikasız olsun fabrikalardaki işçi kardeşlerimize...
- Kocaeli’de Gebze Organize Sanayi Bölgesinde üretim yapan Betek Boya (Filli Boya) işçileri Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinde örgütlendiler. Çoğunluğu sağlayarak yetki belgesini alan sendika, toplu sözleşme görüşmeleri için haftalardır patrona çağrı...
- 24 Aralıkta Balıkesir’de ZSR A.Ş’de meydana gelen patlamada 11 işçi hayatını kaybetti. Katledilen işçilerin kimi henüz hayatının baharında fidan, kimi ana, kimi babaydı. Hepsi bir ananın evladıydı. Patlamanın ardından şirket internet sitesinde...
- Birleşik Metal-İş’in Aralık ayında grev kararı aldığı işletmelerden beşincisi olan Green Transfo Energy’de 25 Aralıkta grev başladı. Kocaeli Çayırova’da bulunan fabrikada çalışan 263 işçi, “sefalet ücreti dayatmasına boyun eğmiyoruz” diyerek şalteri...
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı temsilcileri, 2025 yılı için belirledikleri asgari ücreti düzenledikleri ortak toplantıyla açıkladılar. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol ve Çalışma ve Sosyal...
- 11 fabrikada 2 bin işçiyi kapsayan toplu sözleşme görüşmelerinde metal işçilerinin MESS’e cevabı grev olmuş, Birleşik Metal-İş Sendikası, 4 Aralıkta Hitachi Energy’nin 4 fabrikasında, 13 Aralıkta Grid Solutions ve Schneider Elektrik fabrikalarında...
- Balıkesir’in Karesi ilçesinde bulunan ZSR A.Ş. mühimmat fabrikasında 24 Aralıkta sabah saatlerinde meydana gelen patlama sonucu 11 işçi hayatını kaybederken 3 işçi yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Mühimmat, av, spor ve ses fişeği gibi patlayıcılar...
- Merhabalar dostlar. Yaklaşık 9 yıldır iş güvenliği uzmanı olarak çalışıyorum. Aslında yapmamız gereken çok daha fazla şey varken yasalar, yönetmelikler, patronların baskıları ve işçilerin canını umursamamaları nedeniyle temel olarak yapabildiğimiz...
- Birleşik Metal-İş üyesi 500 işçinin Hitachi Energy’nin Kartal, Tuzla, Dudullu ve Dilovası fabrikalarında 4 Aralıktan bu yana sürdürdüğü grev 20. gününde anlaşmayla sonuçlandı. 14 Aralıkta Cumhurbaşkanlığı kararıyla metal işçilerinin grevi “erteleme...
- Grev ya da direnişe çıkan işçilerin pek çoğu, daha önce yaşanmış grev ve direnişlerden, bu mücadeleleri yaşayan işçilerin deneyimlerinden haberdar olmadıklarını dile getirirler. Greve ya da direnişe çıktıktan sonra bazı şeyleri öğrendiklerini,...
- Sendikal hakları için 150 günden uzun süredir kararlılıkla mücadele eden Polonez işçileri Dayanışma TV’nin hazırladığı “146+Bir: Polonez” belgeselinin galasında buluştu. 22 Aralıkta Çatalca Belediyesi Nazım Özbay Kültür Merkezinde gerçekleşen,...
- İşçi Dayanışması biz genç işçilerin adeta başucu kaynağı. Her konuda, hayatın her alanında fikirlerimizi besleyen, zihnimizi açan bir eğitim kaynağı niteliğinde.