Buradasınız
Yunanistan’da Tren Faciası: Kaza Değil Katliam!

28 Şubat gecesi Yunanistan’ın Larisa kentinde Yunan demir yolları idaresi Hellenic Train’e ait bir yolcu treniyle yük treni çarpıştı. Bu facia şu ana kadar 43 kişinin yaşamını kaybetmesiyle ve yüzlerce kişinin yaralanmasıyla sonuçlandı. Trende pek çoğu öğrenci olmak üzere 350 yolcunun bulunduğu tahmin ediliyordu. Kazanın ardından hükümet üç günlük ulusal yas ilan etti, bağımsız bir soruşturma başlatıldığını açıkladı. Ulaştırma Bakanı Kostas Karamanlis ise “böylesi bir trajik olaydan sonra hiçbir şey olmamış gibi göreve devam etmek imkânsızdır” diyerek istifa etti. Devletin “uzun süredir devam eden” hatalarının sorumluluğunu aldığını vurguladı. Ancak tüm bunlar Yunan halkının öfkesini dindirmeye yetmedi. Çünkü devletin “uzun süredir devam eden hataları” adım adım katliamı hazırladı. Katliamın ardından sorumluların döktüğü timsah gözyaşları gerçek sorumluları gizlemeye yetmedi.
Çarpışma öncesinde iki tren de yüksek hızda seyrediyordu ancak sinyalizasyon sistemindeki aksaklıklar nedeniyle makinistlerin birbirlerinden haberi yoktu. Demiryolları yıllardır bakımsız bırakılıyor. En az 2100 personel çalıştırılması gerekirken sadece 750 personel çalışıyor. Nitekim Yunan demiryolu sendikaları da kazanın demiryollarındaki kronik sorunları gözler önüne serdiğini, yetersiz personel, sorunlu sinyalizasyon ve eskimiş altyapı problemlerini ortaya koyduğunu belirtiyorlar. Ancak katliamın ardından sadece Larisa’daki istasyon şefi tutuklandı. Özelleştirme saldırısını hayata geçiren, şirketleri ve kamu hizmetlerini denetlemeyen, alt yapıyı yenilemeyen siyasi iktidar, yerel yönetimler ve şirketler hesap vermedi.
Bu nedenle Yunan emekçiler Atina, Selanik ve Larisa’daki eylemleriyle katliamı protesto ettiler. Ülkedeki demiryollarının bakımından sorumlu Hellenic Train şirketinin Atina’daki genel merkezinin önünde toplanan ve parlamento binasına doğru yürümek isteyen emekçiler, polisin gaz ve ses bombalı saldırısıyla karşılaştılar. Polis saldırısına tepki gösterdiler, “Kaza Değil Katliam” sloganları attılar. Diğer kentlerde de Hellenic Train ofislerinin bulunduğu binaların önünde bir araya gelen göstericiler, “Kaza Değil, Cinayet” dövizleri taşıdılar.
Bölgede çok sayıda yolcu henüz kayıp ve arama kurtarma çalışmaları sürüyor. Ancak vagonlarda yangın çıkması ve 1300 dereceye varan sıcaklık nedeniyle çalışmalar tamamlanamıyor, ölen insanlar teşhis edilemiyor. Bu nedenle ölü sayısının artacağı öngörülüyor.
- Elimizi Kim Yönetiyor?
- Belediye İşçileri Neden Öldü?
- Soma’da Sendika Yöneticilerine Gözaltı!
- İSİG Meclisi: “Çalışırken Ölmek İstemiyoruz!”
- İhmalin Bedeli İşçinin Canı!
- 14 Mayıs Seçimleri: İhtiyacımız Bir Kurtarıcı Değil Örgütlülüktür!
- Soma’yı Unutmadık! Tekmecilerden Hesap Sormak İçin Tek Adam Rejimine HAYIR!
- Peru’da Madenci Katliamı: 27 İşçi Can Verdi!
- Emekçi Kadınlar: Yağmacı Enkaz Düzenine, Tek Adam Rejimine Hayır!/1
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Amasra Maden Katliamı Davasında İlk İki Duruşma Görüldü
- DİSK-AR: AKP Döneminde ve Başkanlık Rejiminde İşçiler Neler Kaybetti?
- Amasra Maden Katliamı Davasının İlk Duruşması Görülüyor
- Diyarbakır’daki Operasyonun Amacı Toplumdaki Değişim Arzusunu Bastırmaktır!
- UİD-DER ve TİP’ten İstanbul/Avcılar’da Ortak 1 Mayıs ve Seçim Çalışması
- Almanya’dan Göçmen İşçilerden Dayanışma Mesajı: Umudumuz Tek Adam Rejiminin Sona Ermesi
- UMUT’tan Yeni Albüm: Kaldırın Başlarınızı Yukarı
- Deştin Köylüleri: Çimentocular Topraklarımızı İşgal Edemeyecek!
- Türkiye İşçi Partisi Milletvekili Adaylarını Tanıttı
- Emek ve Özgürlük İttifakı Seçimlere İlişkin Mutabakat Metnini Açıkladı
Son Eklenenler
- İşçi sınıfımızın üç yürek işçisini Haziran ayında kaybettik. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet, 2 Haziran 1970’te Orhan Kemal, 2 Haziran 1991’de ise Ahmed Arif’in güzel yüreği artık atmaz oldu, söylenecek sözleri yarım kaldı. Fakat kalemlerini...
- Ben metal sektöründe çalışan bir işçiydim. İşçiydim diyorum çünkü hakkımızı aradığımız için işten çıkarıldık. İşveren biz işçilerin ve temsilcilerimizin taleplerini karşılamamak için her yola başvuruyordu. Sorunları çözmek bir yana daha fazla baskı...
- Seçimlerden önce siyasi iktidar türlü vaatler sıralamış, 24 Nisan-31 Mayıs tarihleri arasında kullanılan doğalgazın tamamının ve gelecek yıl Mayıs ayına kadar kullanılacak gazın ise ay bazında 25 metreküplük kısmının ücretsiz olacağını duyurmuştu. “...
- İşçi ve emekçileri ilgilendiren tüm alanlarda devasa bir sorunlar yumağı her geçen gün büyüyor. Ama bunlar seçim meydanlarında gündem olmadı. Sorunların üstü milliyetçilikle, hamasetle örtülmeye çalışıldı.
- Yunanistan'da Pire Emek Merkezi’nin çağrısıyla düzenlenen ve binlerce emekçinin, çeşitli sendikalardan temsilcilerin ve işçilerin katıldığı yürüyüşte “iş cinayetleri durdurulsun” denildi.
- Fransa’da Disneyland Paris işçileri artan hayat pahalılığına ve düşük ücretlere karşı ücret artışı ve çalışma koşullarının düzeltilmesi talebiyle 30 Mayısta iş durdurdu.
- İşçi ve emekçilerin ezici çoğunluğu gidişattan endişeli, hoşnutsuz, sorunların çözülmesini, ekonominin düzelmesini istiyor. Ama öte yandan çok sayıda işçi ve emekçi sorunlarımızın kaynağında olan, hoşnutsuzluğumuzun nedeni olan mevcut iktidara oy...
- İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı bir şirkette çöp işinde çalışan bir işçiyim. Dışarıdan bakıldığında, belediyede çalıştığımız için, insanların gözünde güzel bir işimiz var gibi algılanıyor ve sohbetlerde de dile getiriliyor. Ama işin iç yüzü...
- Bağımsız Maden İş Sendikası Genel Başkanı Gökay Çakır ve sendika yöneticileri Soma Yeni Anadolu Madencilik’te üyelerine yönelik baskı, mobbing ve EYT kapsamındaki ayrımcılığa karşı maden önünde açıklama yapmak istediler. Ancak jandarma tarafından...
- Zorlu bir seçim sürecini geride bıraktık. Seçim sonuçlarının olumsuz etkilerini asıl olarak önümüzdeki dönemde yaşayacağız. Ancak şimdiden toplumun çoğunluğunda giderek baskın hale gelen bir duygunun açığa çıktığını görüyoruz: Umutsuzluk. Tek adam...
- Toplum örgütsüz olsa bile kendisi örgütlü olan bir işçi umutsuzluğa düşmez. Umutsuzluğun panzehirinin örgütlülük olduğunu, sadece istemekle baskı ve zorbalığın son bulmayacağını, bunun için sorumluluk almak ve mücadele etmek gerektiğini bilir....
- İnsanların, toplumların bir tarihi vardır, sınıfların da öyle. Ve bu tarih geleceğe yürürken o sınıflara yol gösterir. Dünya işçi sınıfının bir parçası olan Türkiye işçi sınıfımızın tarihi de bugüne ve geleceğe ışık tutan, unutulmaması gereken...
- Ben 1 Mayıs’a UİD-DER’le katılan gençlerden biriyim. Gençlerin artık seslerini duyurmaya ihtiyacı var. Sesimizi boğmaya çalışanların tuzaklarını aşıp, hiçlik duygusundan çıkıp değişimin öznesi olmak istiyoruz. 1 Mayıs’ta yaşadığımız coşkuda bunu...