Buradasınız
Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!

2025 yılı için asgari ücretin son derece düşük belirlenmesi işçileri şaşırttı ve haklı olarak öfkelendirdi. Pek çok işçi, “daha yüksek belirlenmesini bekliyorduk” dedi. Aynı öfke emekli maaşları için de söz konusu. Öte yandan metal işçileri de ücretlerini arzu ettikleri ölçüde yükseltemediler. Patron örgütü MESS’e bağlı 5 işletmede greve çıkan Birleşik Metal-İş üyesi metal işçilerinin grevi Cumhurbaşkanı kararnamesiyle yasaklandı. Ama önceki grev yasaklarından farklı bir deneyim yaşandı. Metal işçileri yasakları tanımayarak greve devam etti. Direndi ve neticede MESS’in ücret teklifinden fazlasını aldı. Metal işçilerinin ücretleri ortalama ücretlerin üzerine çıktıysa da talep ettikleri oranda arttırılamadı. Çoktandır kronik hale gelen yüksek enflasyon ve sürekli artan hayat pahalılığı karşısında “durum çok kötü, artık geçinemiyoruz” diyen işçiler, haklı olarak öfkeliler. Bu koşullarda nasıl olup da bu kadar düşük zamlarla yüz yüze bırakıldıklarını anlamaya çalışıyorlar. Oysa aslında perşembenin gelişi çarşambadan belliydi.
Gözden kaçırmamamız gereken bir gerçek var: İşçiler olarak asgari ücrete, sadece asgari ücretlilerin meselesi olarak bakarsak, sadece aldığımız ücrete, kendi işyerimizin sorunlarına odaklanırsak, sadece toplu sözleşme süreciyle sınırlı bir anlayışla hareket edersek taleplerimizi elde edemeyiz. Karşımızda ekonomik krizin ve yıkımın bedelini tüm işçilere, yani işçi sınıfına ödetmekte kararlı bir sınıf, sermaye sınıfı var. Tek tek işçiler olarak kalırsak, cılız örgütlenmeleri aşıp işçi sınıfı olarak birleşmeyi başaramazsak sermaye sınıfının saldırıları altında ezilmeye devam ederiz. Karşı karşıya olduğumuz kapsamlı saldırı programını püskürtemeyiz. Serzenişlerin, hoşnutsuzluğun, öfkenin büyümesi tek başına sonuç getirmez. Sermaye sınıfının saldırıları söz konusu olduğunda sonuç getirecek olan şey işçi ve emekçilerin birleşmesi, öfkelerini birlikte açığa vurması, tepkilerini birlikte göstermesi, taleplerini birlikte haykırması, yani örgütlü hareket etmesidir. Büyük bir güç olduğunu ortaya koymasıdır.
Büyük resme baktığımızda neler görüyoruz? Siyasi iktidar, Türkiyeli patronlar bir bütün olarak yürütülen ekonomi programının arkasında duruyorlar. Bu programdan taviz vermeyeceklerini vurguluyorlar. Asgari ücrete yapılacak zamdan MESS grevlerinin yasaklanmasına, vergilerin, katkı paylarının arttırılmasından köprü geçiş garantilerinin belirlenmesine kadar her şeyi bu program dâhilinde ele alıp uyguluyorlar. Uluslararası sermaye kuruluşları da bu programın titizlikle uygulanmasını istiyorlar. JP Morgan gibi finans ve yatırım şirketleri, Morgan Stanley gibi yatırım bankaları daha aylar öncesinden asgari ücret zammının yüzde 30’ları aşmayacağını açıklamışlardı. Sermaye sahipleriyle bir cephe oluşturan siyasi iktidarlar, tüm dünyada işçi sınıfına ekonomik yıkımın bedelini ödetmek üzere sinsi, planlı, örgütlü ve tavizsiz biçimde hareket ediyor. Durum buyken anlamlı ve kalıcı kazanımlar elde etmek için sınıf olarak birleşmemiz, mücadeleyi büyütmemiz gerektiği ortada değil mi? Karşımızda bir sınıf var, biz de onun karşısına bir sınıf olarak çıkmalıyız!
Bu topraklarda yaşanan 1977-78 MESS grevleri ilhamımız olmalıdır. DİSK’in mücadeleci sınıf sendikası Maden-İş’in öncülüğünde örgütlenen bu grevin parolası “DGM’yi Ezdik, Sıra MESS’te” sloganıydı. İşçiler, mücadeleci işçilerin ve sendikacıların yargılanıp cezalandırıldığı DGM’leri ezdikleri gibi işçileri köleliğe mahkûm etmek isteyen MESS’i de ezebileceklerini biliyorlardı. Karşılarında örgütlü sermaye sınıfının olduğunu unutmuyor, talep etmekle kalmıyor, mücadele ediyor, hazırlıklarını çetin mücadelelere göre yapıyorlardı. “Hak Verilmez, Alınır” bilinciyle kuşandıkları için MESS’e kök söktürüyorlardı.
Bugün Türkiye işçi sınıfı, çatlağını arayan su gibi bir kıpırdanış içerisinde. İşçi direnişlerinin sayısı ve sektörel çeşitliliği artıyor. Sanayi kentlerinde, Anadolu kentlerinde polis saldırılarına rağmen direnişler örgütleniyor, grev yasaklarına rağmen grevler yürütülüyor. Sermayenin ve siyasi iktidarın saldırıları karşısında bize lazım olan bu mücadelelerin birleşmesidir. Sendikal ve siyasal örgütlülüğümüzün, mücadelemizin büyümesidir. Unutmayalım ki işçiler olarak taleplerimizi ancak güçlüysek kazanabiliriz. Gücümüzü ise ancak birliğimizden ve mücadeledeki kararlılığımızdan alırız.
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- “Ekonomi Tıkırında” Masallarına Devam!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- İşçi Dayanışması 206. Sayı Çıktı!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Engelli de Saralı da Olsa Çalışacak!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
Son Eklenenler
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi grevinde yaşananlar hakkında Marksist Tutum’da bir makale okudum. Tam da içimden geçenleri, cümlelere dökemediklerimi noktasına virgülüne kadar yansıtan bir yazıydı. Konuyu derinlemesine ele alan bu yazı her mücadelede...
- Zeytinlik alanları maden ve enerji işletmeciliğine açacak yasa teklifine karşı tepkiler sürüyor. Çeşitli illerden Ankara’ya gelen köylüler, talan yasasına karşı TBMM yakınında bulunan Cemal Süreya Parkı’nda direniş nöbetindeler.
- Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli mücadeleler, dönemeç noktaları vardır. 1970 Haziran’ı bu tarihte önemli bir yere sahiptir. Bugün halen aşılamamış bir zirve olan 15-16 Haziran direnişi sürecinde, işçi sınıfı yapay kutuplaştırma...
- Zamanın çarkları döner, takvim yaprakları birer birer savrulur, yaşananlar birer birer unutulur. Fakat bazı değerler, deneyimler vardır ki, kuşaklar değişse de yitip gitmez, çünkü onlara sahip çıkanlar, onları geleceğe taşıyanlar vardır. İşçilerin...
- İktidar, yıllardır Türkiye’yi “şahlandırdığını”, ekonomiyi büyüttüğünü anlatıp duruyor. Televizyonlarda bol bol rakam gösteriyor, beton kulelerle övünüyor. Ama sokakta, evde, işyerinde bambaşka bir hayat yaşanıyor. Milyonlarca genç ne okulda ne işte...
- Artık eski kuşak bir işçi olarak, gençliğimde başımdan geçen bir olayı anlatacağım. Yıllar evvel “iş kazası” nedeniyle biri ağır iki ayrı ameliyat olmuştum. Sonrasında bir buçuk seneye yakın yatalak kalmıştım. Bu sürenin 7 ayını evde geçirmiştim....