Buradasınız
Yunanistan’dan Türkiye’ye Yangın ya da Kapitalist Felaket!

Son birkaç haftadır dünyanın birçok bölgesinde ormanlar yanıyor. Akdeniz havzası Türkiye’den Yunanistan’a kül oluyor. İnsanlar, hayvanlar, bitkiler yanarak can veriyor. İnsanın baktığında içini ferahlatan yemyeşil ormanlar can acıtan devasa bir kül yığınına dönüyor. Göğe yükselen alevler ve “yardım edin” feryatları içimizi yakıyor. Şehirler, kasabalar, köyler sular altında kalıyor. Canlılar telef oluyor, insanlar evlerini terk ediyor. Yaşam alanları yok oluyor. Sadece Türkiye’de değil, onlarca ülkede benzer manzaralar yaşanıyor.
Geçtiğimiz günlerde başkent Atina’da başlayan yangınlar, Yunanistan’ı boydan boya alevler içinde bırakarak yayılmaya devam etti. Sadece üç gün içinde 150’den fazla yangının çıktığı ülkede kelimenin gerçek anlamıyla bir can pazarı yaşandı. Evia adasını saran ve kısa süre içinde dev bir yangına dönüşen alevler nedeniyle adada yaşayan insanlar tahliye edildi. Tahliye sırasında bir geminin güvertesinden çekilen ve sosyal medyada paylaşılan görüntüler ise dehşet uyandırdı.
Passengers escaping the shores of Lake Evia in Greece.
— Euronews Green (@euronewsgreen) August 7, 2021
This terrifying footage shows just how real and current the climate crisis is. pic.twitter.com/JCrmMUjFgL
Yangından kaçmaya çalışan insanların söylediği üzere “nasıl tarif edeceğimizi bilmiyoruz, kıyamet gibiydi.” Gerçekten de yaşananlar bir kıyameti andırıyor ve tüyler ürpertiyor. Ancak diğer yandan meselenin ne kadar can yakıcı ve güncel olduğu; önlem alınmadığı takdirde doğa olaylarının felakete dönüştüğü kapitalist sistemin gezegenimizi nasıl bir yok oluşa sürüklediği bir kez daha görülmüş oldu.
Yunanistan’dan Kaliforniya’ya, Türkiye’den Almanya’ya ortaya çıkan görüntüler kapitalizm için kıyamet vaktinin geldiğini gösteriyor. Kapitalist kâr düzeni çoktandır iflas etmiş durumda. Ancak kendiliğinden yıkılmayacağı da ortada. Doğanın ve bütün bir gezegenin kapitalistlerin insafına terk edildiği her gün, emekçiler için yeni felaketler demektir. Gezegenimizi ve tüm insanlığın geleceğini egemenlerin kirli ellerinden kurtarmanın zamanı geldi de geçiyor.
İster iklim krizi ister küresel ısınma ister başka bir şeyle ifade edelim, tüm emekçileri ilgilendiren önemli bir sorunla karşı karşıyayız. Hiç kimse yaşananlar karşısında görmüyorum, duymuyorum, konuşmuyorum diyemez. Söz konusu olan gezegen üzerindeki tüm canlı yaşamın kaderidir. Kapitalizm uzunca bir süredir gezegenimizi tehdit ediyor ve tehdit her geçen gün büyüyor. Dünyanın her yerinde doğa olaylarını felaketlere dönüştüren de kapitalist sistemdir. Çünkü sermayenin hareket tarzı her yerde aynıdır. Sermaye sahipleri doymak bilmez kâr iştahıyla uyguladıkları politikalar sonucunda ekolojik dengeyi alt-üst ediyorlar. Dokundukları her şeyi kirletiyor, kurutuyor ve yok ediyorlar. Toprağı zehirleyen maden sahaları, havayı zehirleyen sanayi tesisleri, yerleşim yeri haline getirilen doğal yaşam alanları, nükleer santraller, dereler üzerine kurulan HES’ler, denizlere daldırılan sondaj kuleleri, okyanuslara, denizlere, su kaynaklarına deşarj edilen çöp ve kimyasallar, kaçak ve uygun olmayan zeminlerde yapılan binalar, betona dönüştürülen kentler, kurutulan göller, dereler, çaylar ve ormanlık alanların tahribatı… Peki sonuç? Aşırı sıcaklıklar, kuraklık, söndürülemeyen yangınlar, sel felaketleri, depremler, heyelanlar... İşte kapitalizmin doğayı talan etmesinin bedelini tüm insanlık böyle ödüyor. Aslında gerçek bedeli yine canları pahasına emekçiler ödüyor. Yaşanan felaketlerde yüzlerce emekçi yaşamını yitiriyor. Hayatta kalanlar ise geçim araçları ve yaşam alanları yok edildiği için yaşayan ölülere dönüşüyor. Üstelik henüz küller soğumamışken, iktidar sahipleri yeni yatırım alanlarının, inşaat projelerinin hesaplarını yapıyor ve utanıp sıkılmadan bunlarla övünüyor. Elbette bu bir akıl tutulması değil. Aksine egemenlerin zihniyetini ve hareket tarzını yansıtıyor. Onlar ağacın yeşiline değil, doların yeşiline meftundurlar. Ve bunun için yapamayacakları şey yoktur.
Bir tarafta günlerce söndürülemeyen devasa yangınlar, diğer tarafta sular seller altında kalan kentler. Bu manzaranın anlattığı çelişki kapitalizmin özetidir. Yunanistan’dan Kaliforniya’ya, Türkiye’den Almanya’ya ortaya çıkan görüntüler kapitalizm için kıyamet vaktinin geldiğini gösteriyor. Kapitalist kâr düzeni çoktandır iflas etmiş durumda. Ancak kendiliğinden yıkılmayacağı da ortada. Doğanın ve bütün bir gezegenin kapitalistlerin insafına terk edildiği her gün, emekçiler için yeni felaketler demektir. Gezegenimizi ve tüm insanlığın geleceğini egemenlerin kirli ellerinden kurtarmanın zamanı geldi de geçiyor. Kaybedecek bir günümüz dahi yok. Kapitalizmin yıkılması, doğanın ve bütün canlı yaşamının kurtuluşu adına yepyeni bir başlangıç olacaktır.
Çaylar Kuyusu
Susturamayacaksınız!
- Dünya Nüfusunun %99’u Kirli Hava Soluyor!
- ABD Colorado’da Yangın: Kapitalist Felaketler Bitmiyor!
- Gezegeni Kirleten Sistemin Temsilcileri Toplandı
- İklim Krizinin Nedeni İnsan mı? Öyleyse Hangi İnsan?
- Mersin’de Kaçak Granül İşletmeleri Zehir Saçıyor!
- Nasrettin Hocanın Akşehir Gölünü de Kuruttular
- İklim Krizi de Kapitalizmin Krizidir!
- Ağaoğlu’nun Cenneti, Bizim Cehennemimiz!
- Doğa Olaylarını Felakete Dönüştüren Açgözlü Sermaye ve Siyasi İktidardır
- Yangınlar, Seller, Deprem ve Konut Sorunu
- Tomrukların Arasında Cansız Bir Beden!
- “Yangın veya Sel Yaz”
- Sürülmüş Toprağın, Nehirlerin ve İşçilerin Bahtı
- Kapitalizm: Bu Deli Gömleği Dünyaya Dar Geliyor!
- 17 Ağustos Depreminden 22 Yıl Sonra: Yine Önlem Yok, Yine Hazırlık Yok!
- Sel Göz Göre Göre Felakete Dönüştü
- Cezayir’deki Orman Yangınlarında En Az 69 Kişi Hayatını Kaybetti
- Karadeniz’de Sel Felaketi: Doğa Değil İktidarın Umursamazlığı Öldürüyor!
- Kapitalizmin Lastik Çöplüğü Kirlilik Saçıyor
- İkizköylüler Akbelen Ormanını LİMAK’a Karşı Savunuyor
Son Eklenenler
- Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR), başkanlık rejiminin asgari ücret, enflasyon, işsizlik, döviz kuru ve bölüşüm ilişkileri üzerinde etkilerini ele alan raporunu geçtiğimiz günlerde yayınladı. “Başkanlık...
- Bundan iki yıl önce İşçi Dayanışması’nda yayınlanan bir mektupta şöyle bir hikâye anlatılıyordu. “Vakti zamanında mahallelerde, köylerde, kasabalarda, semt merkezlerinde halkı eğlendirmek için sirk gösterileri düzenlenirmiş. Bu sirkler o kadar...
- Tarihte birçok büyük kriz/buhran dönemleri yaşanmıştır. Eski olanın çürüyüp toplumun gelişmesinin önünde yıkıcı bir engele dönüştüğü ama yeni olanın da doğamadığı krizli, çalkantılı, sancılı dönemler… Var olan düzenin çivisinin çıkması, üretimin...
- Bursa’da faaliyet gösteren TMK Kataforez Teknik Metal Kaplama Fabrikasında işçilerin Türk Metal Sendikasına üye olmasının ardından 24 Haziranda 7 işçi işten atıldı. Sendikal örgütlenmeyi engellemek için işten atma saldırısına başvuran işveren,...
- 25 Haziranda Afrika’nın Sahra altı bölgesinden gelen yaklaşık 2000 göçmen Kuzey Afrika’daki İspanya toprağı olan Melilla kentine girmeye çalışırken Fas sınır güvenliğinin müdahalesiyle izdiham yaşandı. En az 37 göçmen can verdi, yüzlerce göçmense...
- Şili’de devlete ait madencilik şirketi Codelco’da çalışan yaklaşık 50 bin işçi greve çıkarak 20 yılın ardından ilk ulusal çapta madenci grevini gerçekleştirdi. Grev kararı, hükümetin ülkenin ana bakır rafinelerinden biri olan Ventanas tesisinin...
- Bizim mahallede namı “elhamdülillah” olarak bilinen, haline her daim şükreden Songül hanımın “şükür edecek neyimiz kaldı?” sözleri sağanak yağıştan evvel çıkan fırtına gibi, dilden dile tüm mahalleye yayılmış. Düne değin Songül hanımı her şeye...
- Emekçiler, insanı işsiz ve yoksul bırakan, ezip aşağılayan bu sistemde yaşamak istemiyorlar. İşçi sınıfı yeterli bir örgütlülüğe ve sağlam bir önderliğe kavuştuğunda emekçi isyanları mutlaka hedefine ulaşacak ve kapitalist düzen yıkılacak!
- Gebze Organize Sanayi Tembelova Mevkii’nde bulunan güneş paneli üretimi yapan Smart Solar fabrikasında çalışan işçiler 6 ay önce Birleşik Metal-İş Sendikası 1 No’lu şubede örgütlendiler. Ama Smart Solar yönetimi işçilerin sendikal haklarını...
- Basın ve meslek örgütleri, “Dezenformasyon yasası” olarak bilinen sosyal medya ve internet haberciliğini zapturapt altına almak üzere getirilen “Basın Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” teklifini protesto etti. “Sansür...
- Ekvador’da emekçiler yoksulluğa, artan hayat pahalılığına ve hükümetin IMF ile yaptığı anlaşmayla hayata geçirdiği ekonomik saldırılara karşı ayağa kalktı. Brüksel’de kamuda ve özel sektörde çalışan 80 bine yakın işçi, artan hayat pahalılığına karşı...
- İngiltere işçi sınıfı hayat pahalılığına, toplu işten çıkarma saldırılarına, artan enflasyon ve eriyen ücretlere karşı “Artık yeter” dedi ve meydanlara aktı. İngiltere İşçi Sendikaları Konfederasyonunun (TUC) “Daha iyisini talep ediyoruz” sloganıyla...
- 2022 yılının başında patronun düşük zam dayatmasını kabul etmeyerek iş durduran ve bunun neticesinde 2 bin 500 lira zam alan Alpin Çorap’ta işçi kıyımı yaşanıyor. İstanbul/Kâğıthane’de bulunan Ormoteks’te çalışan 5 işçi sendikalaştığı için işten...