Buradasınız
Zehra Kosova: Sömürüsüz Bir Dünya Düşlüyorum
İstanbul’dan bir kadın işçi

Zehra Kosova 1910’da, Bugün Yunanistan sınırları içinde kalan Kavala’da doğdu. Kavala, Osmanlı döneminde işçi hareketinin geliştiği Balkan kentlerinden biri konumundaydı. Kosova, tütüncü bir ailenin kızıydı. Birinci Dünya Savaşı milyonların ölümüne neden olurken, halklar büyük acılar çekmişti. 1923’te Yunanistan ile Türkiye arasında yapılan nüfus mübadelesi anlaşmasının ardından, Kosova ailesi 1924’te Türkiye’ye göç etmek zorunda kalmıştı. Göç eden aile önce Tokat’a yerleşmişti. Kosova, Tokat’ta ilkokula devam ederken abisi, ablası tütün işinde çalışmaya başlarlar. Fakat ücretler çok düşüktür. Ücretlerin yükselmesi için işçiler grev yaparlar. Zehra’nın ablası ve ağabeyi de greve katılırlar. Geçim derdi nedeniyle Zehra okulunu yarıda bırakmak zorunda kalır. Tütün işinde çalışmak için Tokat’tan Erbaa’ya gitmeye karar verirler. Burada artık işçiliğe başlar Zehra. O da babasıyla tütünde denk basma işinde çalışır.
Kosova o dönemi söyle anlatıyor: “Öyle bir yoksulluk var ki tütün işçileri iş bulamıyor. Evlerine ekmek alacak paraları dahi yok. Kış günü soğuk, kar yağmış, çocukların ayaklarında çarık, üstlerinde yamalı şalvarlar. Türkiye’de sanayi daha gelişmemişti. Her şey toprak sahiplerinin elindeydi. Köylü bir gün tok bir gün aç yaşamaya çalışırlardı. Mübadeleden Türkiye’ye gelenler birkaç yıl sonra Yunanistan’a evlerimize döneriz umuduyla yaşıyorlardı. Sonra da herkes bir semte yerleşti. Bir daha dönemedik.”
Aile, Samsun’a göç eder. Kosova, ilk zamanlar Samsun’da öyle kolay iş bulamaz. Günlerce iş arar. Yırtık ayakkabıyla dolaşır Samsun’un sokaklarında. Bu kadar dolaşmanın sonunda nihayet bir tütüncüde iş bulur. Hiç bu kadar mutlu olmamıştır. Dünyalar onun olmuştur. Yoksulluktan, parasızlıktan kilometrelerce yol yürümek zorunda kalmıştır. Eve müjdeli haberi vermeye giderken içinden söyle şeyler geçirir: “Ben iş bulduğuma bu kadar sevindim de benim yaşımdakiler okuluna gidiyor. Ama kimin çocukları tabi ki varlıklı kimselerin, toprak sahiplerinin çocukları okuyor. Şehirde emeğiyle çalışanların çocukları elbette okuyamıyorlardı. Kafama bir şeyler takılmaya başlamıştı. Bu memlekette yanlış giden bir şeyler vardı.” Bu düşüncelerle koşarak eve gider. Zamanla genç yaşında tütünde deneyimli bir işçi haline gelir.
O zamanlarda birçok insanın İstanbul’a gitme hayali vardır. Zehra da İstanbul’u çok merak eder. Halası ve eniştesi İstanbul’a gitmeye karar verince o da onlarla birlikte abisinin yanına gitmek için babasını ikna eder. 1930 yılında Zehra büyük şehre, İstanbul’a gider. Artık onu yeni bir hayat bekliyordur.
Sirkeci’de tütün işi bulur. Fakat babası ölünce evin yükü sırtına kalır. İşsizlik belası burada da yakasını bırakmaz. Zehra Kosova tütün için şöyle der: “Tütüncülük zor zanaat, usulüne göre yapacaksın, tütün zahmetli bir iştir. Kış aylarında iş bulmamız çok zor. Sabahın sekizinden akşamın beşine kadar iş arıyordum. Sabah yediğim bir dilim ekmekle eve aç karna geri dönerdim. Bir hafta değil, bir ay değil, kaç ay böle giderdi. Mart ayında işler yavaş yavaş açılınca iş bulma olanağım oluyordu. Eve benden başka para getirecek kimse olmadığından iş bulmak zorundaydım. Beni uzun bir işçilik dönemi bekliyordu. Fakat bir süredir de kafamda bu adaletsizliğe karşı bir öfke oluşmaya başlamıştı. Yoksulluğu, açlığı, sorgulamaya başlamıştım.”
Zehra Kosova ileriki yıllarda tütün işçilerinin içinde mücadeleci ve sosyalist bir öncü kadın olacak, nefesinin son anına kadar da sömürüsüz bir dünya düşleyecek, 18 Ağustos 2001’de yaşamını kaybedinceye kadar mücadelesini umutla inançla sürdürecekti. Ben İşçiyim kitabında Kosova şöyle anlatıyordu: “Hayatım boyunca bir gün denizin durulacağını, fırtınanın dineceğini, benim gibi milyonlarca insanın sakin ve rahat bir hayata ulaşacağını düşündüm. İnsanların ezilmeyeceği, sömürülmeyeceği bir dünyanın özlemiyle yaşadım. Bugün de doksan yıla yaklaşan ömrümle aynı özlemi taşıyorum.”
Onun düşlerini bugünün genç mücadeleci kadın işçileri sürdürüyor ve insanlık bir gün mutlaka sömürüsüz bir dünya kuracak, emeline ulaşacak! Zehra Kosova’yı ölümünün 20. yılında saygıyla anıyoruz.
Adımız Koronalıya Çıktı!
- Nefes Almak İçin…
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: 8 Mart Yol Gösteriyor, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Emekçi Kadın, Yaşam, Mücadele, Dönüşüm
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- UİD-DER Kadın Komitesi: Sorunlar, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Güvencesiz ve Esnek Çalışma Modellerine Bir Yenisi Eklendi: “Komşu Annelik”
- Bu Televizyonlar Neleri Gösterir, Neleri Göstermez?
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
Son Eklenenler
- Gebzeli işçi, emekçi kadınlar olarak bir araya geldik ve “UİD-DER ile 1 Mayıslar” videosunu izledik. Sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak, tüm emekçi kadın kardeşlerimizi ortak bir mücadele duygusuyla ayağa kalkmak için 1 Mayıs’a çağırmak...
- Uçak yolculuğu yapanlar bilir. Yolculuk esnasında uçağın kabin basıncının düşmesi, oksijen seviyesinin azalması durumunda oksijen maskeleri devreye girer. Yanımızda çocuğumuz olsa böyle bir durumda çoğumuz maskeyi önce çocuğumuza takmaya çalışırız,...
- Gelsinler yoldaşlar ben hazırım/ İki satır, bir mısra şiirle hazırım/ En karanlık dönemlerde/ Ektiğim tohumlar yeter bana/ Gelsinler yoldaşlar ben hazırım
- Milli Eğitim Bakanlığının proje okul atamalarına tepkiler devam ediyor. Eğitim Sen, proje okul uygulamaları ve atamalarına karşı 18 Nisanda Cağaloğlu Anadolu Lisesi önünde basın açıklaması yaptı.
- Vezir Muhammed Nurtani… Tanıdık gelmiştir bu isim pek çoğunuza… Yine de hikâyesinin bildiğimiz kısmını bir kez daha paylaşalım sizinle: Afganistanlı göçmen işçi Vezir Muhammed Nurtani 10 Kasım 2023’te çalıştığı kaçak maden ocağında kalp krizi...
- Artık eski kuşak işçilerden sayılırım. Mücadele örgütümüz UİD-DER saflarında yaş alıp 60’a merdiven dayadığım için kendimi bahtiyar hissediyorum. İlk 1 Mayıs’a 1979 yılında, İzmir’de, ustamla birlikte katıldım. Katılım oldukça yüksekti. Kalabalıkta...
- TTL tütün işçileri, örgütlü oldukları Tekgıda-İş Sendikası ile birlikte, 41 gün önce “Bu işyerinde grev var” pankartını fabrikanın dört bir yanına asarak greve çıktılar. Grev çadırlarını fabrika önüne kurdular. Büyük çoğunluğu kadın olan işçi...
- DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, 1 Mayıs’ı bu yıl İstanbul Kadıköy Meydanı’nda kutlama kararı aldıklarını basın açıklaması yaparak duyurdu.
- İzmir Çiğli Belediyesine bağlı Çibel’de çalışan işçiler Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 17 Nisanda greve çıktı. İzmir Narlıdere Belediyesine bağlı Narbel’de de Genel-İş İzmir 4 No’lu Şube ile SODEMSEN arasında...
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...