Buradasınız
17 Ağustos Depreminin 21. Yılı: Önlem Yok, Hazırlık Yok!

17 Ağustos 1999’da Marmara bölgesi saat 03.02’de büyük bir uğultuyla sarsıldı. Depremin merkez üssü Gölcük’tü. Sarsıntıyla koca binalar, tesisler karton gibi yıkıldı, limanlar denize gömüldü. Sabah saatlerinde yıkımın boyutları açığa çıktı. Sağlam kalan bina neredeyse yoktu. Kocaeli Sakarya hattında moloz yığınına dönen, çöken, devrilen binalar ve yıkıntıların arasından yardım çığlıkları yükseliyordu. Resmi rakamlara göre 18 bin 373 kişi hayatını kaybetti. Gölcük merkezli deprem Kocaeli, Sakarya, Yalova ve İstanbul’da büyük yıkımlara yol açtı. Ankara ve İzmir’den bile hissedildi. Resmi olmayan rakamlara göre en az 50 bin kişi hayatını kaybetti.
Büyük bir yıkım ve onbinlerce insanın ölümüyle sonuçlanan Büyük Marmara Depremi’nin üzerinden 21 yıl geçti. Aynı acıların bir daha yaşanmaması için gerçekte hiçbir adım atılmadığı, bu süre boyunca meydana gelen irili ufaklı depremlerin yarattığı yıkımla ve hatta hiçbir sarsıntı olmadığı halde kendiliğinden çöken binalarla su yüzüne çıkmış durumda. Siyasi iktidar yapılan uyarıları kulak ardı etmeye, göstermelik uygulamalarla üzerine düşeni yapıyormuş gibi görünmeye devam ediyor.
17 Ağustosta depremle birlikte yıkılan binaları demirinden, malzemesinden çalarak yapanlar hakkında 2200 dava açılmış ve sadece 40 kişi suçlu bulunmuştu. Yalova’da Veli Göçer adlı müteahhit, yaptığı evlerde yaşayan 195 kişinin ölümüne neden olduğu halde 2011’de tahliye oldu. Bu kişi 2018’de yeniden işyerini açarak geri döndü.
Binaların deprem için güçlendirilmesi veya yıkılarak yeniden yapılması, depremzedelerin yaralarının sarılması için toplanan deprem vergisinin akıbeti, diğer vergi ve fonların başına gelenler gibi oldu. Sadece bir yıl için toplanması öngörülen vergi, 2003 yılına kadar sürekli uzatıldı. O dönem AKP hükümetinin Maliye Bakanı olan Kemal Unakıtan’ın ağzından bu vergilerin akıbetiyle ilgili olarak “Bu vergiler zaten deprem nedeniyle getirilmemişti. Öyle olsaydı depremzedeye verilirdi” sözleri dökülmüştü. Sonraki yıllarda sürekli hale getirilen deprem vergisinin nereye harcandığı şu ana kadar açıklanmış değil.
AKP döneminde deprem olasılığına karşı etkili önlemler almak yerine, “kentsel dönüşüm” adı altında inşaat sektörü üzerinden sermaye sınıfına rant sağlandı. 99’dan sonra gerçekleşen Van, Elazığ gibi büyük yıkıma ve çok sayıda hayata mal olan depremlere rağmen, önlemler sözde kaldı. Eylül 2019’da İstanbul’da gerçekleşen ama bir yıkıma yol açmayan depremle birlikte, deprem önlemleri ve afet toplanma alanlarının durumu yeniden gündeme geldi. Bununla birlikte toplanma alanlarının tamamına yakınının özel sermayeye peşkeş çekildiği, bir bölümüne AVM’ler kurulduğu anlaşıldı. Siyasi iktidar gelen eleştiriler karşısında İstanbul’da bulabildiği her alana tabelalar yerleştirerek binlerce afet toplanma alanı olduğunu iddia ediyor. İnşaat Mühendisleri Odası depremin 21. yıldönümüyle ilgili yaptığı açıklamada, alınması gereken önlemlerle ilgili önemli uyarılarda, hatırlatmalarda bulundu:
- 1999 Marmara depreminin 21. yıldönümünde bir kez daha vurguluyoruz: İstanbul depreme hazır değil.
- İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen çalışmayla İstanbul yapı stokunun mevcut olumsuzluğu netleşti.
- En iyimser senaryolar bile olası İstanbul depreminde yüzbinlerce vatandaşın can güvenliğinin tehlikede olduğunu gösteriyor. Ne yazık ki 16 milyon İstanbullu çaresizlik içinde depremi bekliyor.
- Kartal Sema Sokak’ta kendiliğinden çöken binada 21 vatandaşımızın hayatını kaybettiği hatırlanırsa, deprem senaryolarının dayanaksız olmadığı anlaşılacaktır.
- Yapı stokunun iyileştirilmesi çalışmalarının zamana yayılarak bitirileceğine dair açıklamalar kaygıları artırıyor. Çünkü İstanbul depreminin ne zaman meydana geleceği bilinmiyor.
- 1999 Marmara depreminden sonra kayda değer mesafe alınmadığı 2019 Eylül İstanbul depremiyle açığa çıktı.
- Son birkaç ayda yaşanan Elazığ, Manisa, Malatya depremleri ülkenin depremselliğini göstermekle kalmadı, deprem güvenliğinin ertelenemez bir sorumluluk olduğunu bir kez daha hatırlattı.
- Ülkemizin ve İstanbul’un depreme hazırlanması için ulusal seferberlik ilan edilmelidir. Ancak bu, ne merkezi ne de yerel yönetimin tek başına altından kalkabileceği bir sorumluluk değildir.
- Ulusal/uluslararası sermaye gruplarına kentsel rant yaratacak olan Kanal İstanbul projesinden vazgeçilmeli, proje için ayrılan bütçe İstanbul’un depreme hazırlanması çalışmalarında kullanılmalıdır.
- İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi bir kez daha uyarıyor: Kanal İstanbul projesinden vazgeçin. Kenti ve yapıları sağlıklı ve güvenli hale getirmek için bütçe olanaklarını vakit kaybetmeden harekete geçirin. İstanbul harap olmadan önlem alın. Yoksa olası bir facianın vebali üzerinizde olacaktır.
Bugün ulaşılan teknolojik düzeyle çok daha sağlam ve güvenli binalar yapmak mümkün. Ancak zaten sağlam ve lüks binalarda kalan sermaye sınıfının ve onun siyasi temsilcilerinin toplumun sağlığını ve güvenliğini düşünmek gibi bir derdi hiç olmadı bugüne kadar. Öyle olsa her ay iş cinayetlerinde yüzden fazla işçi hayatını kaybetmez, önlem almayan patronlara gerçekten caydırıcı cezalar verilirdi. İşçilerin iş kazalarında ölmesini “fıtrat”a bağlayan sermaye temsilcileri, depremleri ve selleri de doğal afete bağlayıp sorumluluğu üzerlerinden atmaktadırlar. Bu önlemlerin gerçekten alınmasını sağlamak, emekçilerden vergi yoluyla toplanan paralarının sermaye sınıfına aktarılmasını engellemek; emekçiler için sağlıklı, güvenli konutların inşa edilmesini sağlamak işçilerin bu talepleri için mücadeleyi yükseltmesine bağlıdır.
- İkinci Yılında Depremin Anlattıkları
- 6 Şubatta Emekçiler Haykırdı: “Unutmak Yok, Affetmek Yok, Helalleşmek Yok!”
- 6 Şubat Depremlerinin 2. Yılı: Felaketlerin Hesabını Örgütlü İşçiler Soracak!
- 6 Şubat Depremlerinde Yaşamını Yitirenler İstanbul’da Anıldı
- 1999’dan Bugüne Önlem Yok, Adalet Yok!
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Patronlara Yeni Teşvikler, Emekçilere Derinleşen Yıkım
- Felaketlerden Dayanışmayla Kurtuluruz
- Avcılar’da 6 Şubat Depremleri Anması
- Beşiktaş’ta 6 Şubat Anması: Unutmadık!
- Depremin Yıldönümünde Yükselen Sesler: Unutmak, Affetmek Yok!
- Hesap Sormazsak Aynı Acıları Yaşamaya Mahkûmuz!
- 6 Şubat 2023’ün Ardından
- 6 Şubat Depremlerinin Birinci Yılı: Asrın Kötülüğünü Unutma, Unutturma!
- Japonya’da Depremler Can Aldı
- 17 Ağustostan 6 Şubata: Bu Sesi Duyan Yok!
- Depremi Yaşadık, Cehennemi Yaşıyoruz!
- Samandağ Halkı: “Deprem Öldürmedi Asbestle Öldürecekler!”
- “Devlet Baba” Kime Hizmet Ediyor?
- Kader Değil Felaket!
Son Eklenenler
- Sakarya Hendek’te bulunan, Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu Koç Holding’in şirketlerinden Türk Traktör’ün tedarikçisi olan SAG Hidrolik fabrikasında bir işçinin işten çıkarılması sonrası 12 Ağustosta direniş başladı. TEKSİF Sendikasına...
- İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırıları ve açlık politikası tarifsiz acılar yaşatmaya devam ediyor. Siyonist rejim, iki milyon Filistinlinin bölgeden sürülmesi anlamına gelecek olan Gazze’yi tam işgal planıyla saldırılarını tırmandırıyor....
- Pakistan’da binlerce tekstil işçisi, hakları için haftalardır mücadele ediyor. Arjantin’de emekliler her Çarşamba günü düzenledikleri protestolar devam ediyor. Tunus’un en büyük işçi sendikası Tunus Genel İşçi Birliği (UGTT) üyesi toplu taşıma...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu KESK, 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerine dair, Kamu İşveren Heyeti teklifinin açıklanmasının ardından, 13 Ağustos Çarşamba günü Türkiye’nin pek çok kentinde ortak basın...
- Artık ben de anlıyorum ki; bir işçi hayata bu pencereden bakmaya başlar, işçi sınıfının bir ferdi olduğunu kavrar, hayatını buna göre dizayn etmeye çalışır, örgütlü davranır, mücadelenin ve dayanışmanın gücünden beslenirse gözleri hakikati görmeye...
- Egemenler zenginlik, güç ve iktidar uğruna kavga ederken bunun bedelini hep işçilere ödettikleri için oyunlarında, şiirlerinde işçileri emperyalist savaşa karşı çıkmaya çağırıyordu Brecht. Kendisi 1898’de doğmuştu ve çocukluğu dünyanın da Almanya’...
- 12 Ağustos gece saatlerinde Evrensel Gazetesinin İzmir/Alsancak’ta bulunan bürosuna silahlı saldırı gerçekleştirildi. Gazetenin tabelası hedef alınarak 7 kurşun sıkıldı. Saldırının ortaya çıkmasının ardından bir kişi gözaltına alındı.
- Trendyol Go işçileri, artan iş yükü, düşen kazançlar ve şirketin aldığı tek taraflı kararlar nedeniyle 11 Ağustos’ta Bursa’da eylem gerçekleştirdi. HepsiJet işçileri işyerindeki ağır çalışma koşulları, sendikal örgütlenmeye yönelik baskılar, ücret...
- Kamu İşveren Heyeti 4 milyon kamu emekçisini ve 2,5 milyon emekliyi ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde ilk zam teklifini 12 Ağustosta açıkladı. İktidar 2026 yılının ilk altı ayı için yüzde 10, ikinci altı ayı için yüzde 6, 2027...
- 7 Ekim 2023’ten bu yana 61 binin üzerinde Filistinlinin hayatını kaybettiği Gazze Şeridi’nde İsrail’in soykırımı ve işgali ilerliyor. Hastaneleri, okulları, ibadethaneleri, insani yardım dağıtım bölgelerini hedef alan İsrail, öldüremediklerini aç...
- Türkiye’de rejim ekonomik krizin bütün yükünü işçi ve emekçilerin sırtına yıkmaya odaklanmış durumda. Her alanda darboğazı yaşayan emekçiler bir de vergi yükü altında ezildikçe eziliyor.
- DİSK/Sosyal-İş Sendikası 8 Ağustosta Kadıköy Süreyya Operası önünde gerçekleştirdiği basın açıklamasında mağaza ve market çalışanlarının sorunlarını ve taleplerini dile getirdi. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Edremit Şubeler...
- İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, Temmuz ayında en az 204 işçinin çalışırken hayatını kaybettiğini açıkladı. Yılın ilk 7 ayında yaşamını iş cinayetlerinde yitiren işçi sayısı en az 1165 oldu. Temmuzda 7’si orman işçisi, 5’i AKUT gönüllüsü...