Buradasınız
Hakkâri’den Yola Çıkan Kadınlardan Ankara’da Eylem
Ankara’dan bir sağlık emekçisi
“Kimliğimizin, bedenimizin, emeğimizin sömürülmesine karşı mücadele ediyor, barış için yürüyoruz” diyen kadınlar Hakkâri’den yola çıkarak Başbakanlığa ulaşmak için çeşitli illeri dolaşarak Ankara’ya geldiler. KESK öncülüğünde başlatılan eyleme birçok demokratik kitle örgütü ve sosyalist çevre de destek verdi.
Demirtepe’de kortej oluşturup yürüyüşe başlayan kadınlar, “Şiddete son”, “Kadın cinayetlerine son”, “Savaş değil barış”, “Jin, jîyan azadî” yazılı dövizler taşıdılar. Destek için gelen erkekler de kortejin yanında yürüdüler. Bir süre yürüyüşe bulvar üzerinde devam etmek isteyen kadınlara polis engel oldu ve trafiği aksattıkları gerekçesiyle yürüyüşü devam ettirmelerine izin vermedi. Yürüyüş yapma kararlılıklarını dile getiren kadınlar polise tepki göstererek sloganlar attılar. Ses aracı ile kadınları uyaran polisin demagojik açıklamaları oturma eylemi eşliğinde sloganlar atılarak protesto edildi. Basın metnini KESK Kadın Sekreteri okuyarak şunları dile getirdi:
“Sevgili kadınlar; gönül isterdi ki Hakkâri’den başlattığımız yürüyüşümüzde geçtiğimiz şehirlerden sizlere çiçekler toplayarak gelelim. Yapamadık. Bu sefer bizi affedin. Çünkü bizler kadın şiddeti ile kuşatılmış şehirlerden geçtik! Bizler yaşam hikâyeleri gazetelerin üçüncü sayfalarına düşen kadınların yüreklerinden geçtik. Ve bugün buraya onların değil annenizin, kardeşinizin, çocuğunuzun, arkadaşınızın, komşunuzun ve hatta Nimet Çubukçu’nun ve daha da önemlisi sizin hikâyenizi anlatmaya geldik. Bizler Van’dan geçtik, bizler yüreğimiz daha Ceylan Önkol için yanarken kendi hikâyelerini yazmaya bile zaman bulamadan kışladan açılan ateş sonucu hayatını kaybeden 16 yaşındaki Canan’ın, eşi tarafından yakılarak öldürülen Nazime’nin şehrinden geçtik. Bizler Bitlis’ten geçtik, bizler tacize, tecavüze uğrayan, töre/namus için katledilen bütün kadınların ortak adı olan Güldünya’nın şehrinden geçtik. Bizler Siirt’ten geçtik, bizler devletin doğrudan suç ortağı olduğu, cinsel şiddette erkek dayanışmasını bir kez daha gözler önüne seren, çocuk istismarının ayyuka çıktığı, ilköğretim çağındaki çocukların şehrinden geçtik. Siirt’tekiler çocukluklarını yaşamıyorlar ama Ogün Samastlar bu yargı sisteminde en çocuk kalabiliyor. Bizler Diyarbakır’dan geçtik, bizler savaşı, şiddeti değil barışı seçtikleri için, ırkçılığı değil bir arada yaşamı, kardeşliği seçtikleri için, anadillerinde konuşmak istedikleri için, Kürt sorunun demokratik ve barışçıl yollardan çözümünü seçtikleri için yargılanan siyasi tutuklu kadınların şehrinden geçtik.”
“Sevgili Kadınlar; Bizler Hakkâri’de, Van’da, Bitlis’te, Siirt’te, Batman’da, Urfa’da ve Adıyaman’da ne yaşıyorsak, İstanbul’da, Kocaeli’de, Bursa’da, Eskişehir’de de aynısı yaşıyoruz. İsimlerimiz değişiyor, ama gördüğümüz şiddet ve bu şiddete inat büyük bir umutla ördüğümüz dayanışma değişmiyor. Ve son olarak bizler, bugün burada Ankara’dayız. Kadınların emeklerine, bedenlerine ve kimliklerine yönelik şiddete karşı üç maymunu oynayan AKP’nin şehrine geldik, kadına yönelik şiddetle mücadeleye değil, savaşa bütçe ayıran, kadın emeğinin daha da sömürülmesi için çalışma yaşamını giderek esnekleştiren, kadınları daha az ücrete ve daha zor çalışma koşullarına mahkûm eden, onları kayıt dışı ekonomiye iten, yoksullaştıran siyasi iktidarın şehrine geldik. Bunlar bizlerin hikâyeleri ve ancak bu hikâyelerin sahipleri yani bizler isyan ettikçe, direndikçe, bıkmadan usanmadan seslerimizi duyurdukça, örgütlendikçe, daha çok kadına ulaştıkça hayatı baştan yazabiliriz. Her ne pahasına olursa olsun kendi hikâyemizi kendimiz yazabilmek için, çocuklara şiddetten arınmış bir yaşam bırakabilmek için yürüttüğümüz bu onurlu mücadelenin her zaman arkasında olacağız.”
Basın açıklamasının ardından katılımcı örgütlerden birer temsilci ile başbakanlığa gidilerek yaklaşık on dört dosya başbakanlığa verildi. Dosyanın içinde ismi sayılan illerde son bir yıl içerisinde kadına ve çocuklara uygulana şiddet, katliam ve istismar raporları yer alıyor.
İstanbul
UİD-DER Bostancı’da İşçi Bayramlaşması
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Mücadelenin Adıdır Kadın
- Ekmeğe Zam Yapılırsa
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
- Mücadelemizin Sembolü 8 Mart
- Emekçi Kadınlarız, 8 Mart Ruhuyla Birleşiyoruz!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Emekçi Kadınlar Savaşı Durdurmak İstiyor Ama Nasıl!
- Boyun Eğmek mi Birlikte Karşı Durmak mı?
- Bir Şey Yapmalı! Ama Ne?
- Emekçi Kadınlar Savaşa Karşı Durabilir
- Genç Rosalar Olup Mücadeleyi Büyütmeliyiz
- Değişim Küçük Adımlarımızla Başlar
- Direnen Haliç ve Bizim Direnişimiz
- Annelik Kursağımızda Kalmasın, Bu Düzeni Değiştirelim!
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /2
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /1
- Çocuklarımızın Yurtlarda Can Güvenliği Yok
- 1977 MESS Grevine Güç Katan Emekçi Kadınlar
Son Eklenenler
- Mersin’in Gülnar ilçesinde yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Santrali şantiyesinde çalışan işçiler Ocak ve Şubat ayı ücretleri ödenmediği için 27 Martta iş bıraktı. Santralin Türkiye tarafının genel yüklenici firması IC İçtaş bünyesinde çalışan...
- Özak Tekstil işçileri sendika değiştirme hakkını kullanarak BİRTEK-SEN’de örgütlendikleri için patronun işten atma saldırısıyla karşılaşmış ve 27 Kasımda direnişe geçmişlerdi. Tüm baskı ve engellemelere rağmen sendikalarıyla birlikte mücadeleyi...
- Bayburt Grup’a bağlı Agrobay Seracılık’ta çalışan işçiler Tarım-Sen’e üye oldukları için tazminatları ve 2 aylık maaşları ödenmeden işten atılmışlardı. 22 Ağustosta direnişe geçen işçiler patronun yalanlarına, jandarma saldırısına, defalarca...
- İşçilerin, patronların saldırılarına karşı mücadelesi sürüyor, bu mücadelelerin bir kısmı anlamlı kazanımlarla sonuçlanıyor. Sendika düşmanlığına karşı direnişe geçen RC Endüstri işçileri patrona geri adım attırdı. Direnişin 20. gününde üretimi...
- Sermayelerini büyütmeyi her şeyin önüne koyan patronlar sınıfı dünyanın dört bir yanında iş güvenliği önlemlerini almayarak, doğayı tahrip edip felaketlerin önünü açarak işçilerin canını almaya devam ediyor. Türkiye’de ve dünyada depremlerde,...
- İtalya İşçi Sendikası UIL ülkede giderek artan iş cinayetlerine karşı 19 Martta Roma’da protesto gösterisi düzenledi. Sendika öncülüğünde yapılan eylemde giderek artan işçi ölümleri protesto edildi. İş güvenliği önlemlerinin alınmamasının işçilerin...
- Sorunlarımız giderek artıyor. Çevremde pek çok insandan “hiçbir şey değişmiyor” cümlesini duyuyorum. Onlara soruyorum: “Peki, değişmesi için sen ne yapıyorsun?” Herkes çözümü birbirinden bekliyor, sonra da “neden böyle” diye şikâyet ediyor. Sonuç...
- Hak gasplarına karşı işçilerin, emekçi kadınların ve emeklilerin hak arayışı sürüyor. Çeşitli işkollarından işçiler İzmir’den Manisa’ya, İstanbul’dan Ankara’ya kadar direnişlerle, yürüyüşlerle, basın açıklamalarıyla seslerini yükseltiyor.
- Başlıktaki sorunun cevabı aslında çok basit: kim karıştırıyorsa onun işine gelir doğal olarak. Çalışmakta olduğum işyeri ağır sanayi… Genç işçilerin yanı sıra çocuk ve yaşlı emeği sömürüsü de katmerli olarak yaşanıyor. Ücretlerin çevredeki...
- Türkiye’de mevcut siyasi iktidar, pek çok alanda politika değiştirdi, iç ve dış politikalarında keskin zikzaklar çizdi, defalarca doğrultu değiştirdi. Fakat doğrultusunu hiç değiştirmediği, istikrarını hep koruduğu bir alan var: Emek politikaları!
- Binlerce yıl önce atalarımızın avlanmak için kullandığı bumerang, atıldığı noktaya geri dönmesiyle bilinir. Bumerangın bu özelliğine atıfla, kişinin gösterdiği tutum ve davranışların sonuçlarının eninde sonunda kendisine geri dönüşü olacağını...
- Bursa’nın Gemlik ilçesinde faaliyet gösteren Borusan Lojistik A.Ş’de Liman-İş Sendikası’na üye olan 4 işçi işten çıkarıldı. Sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması ve sendikal baskılara son verilmesi talebiyle 21 Martta fabrika...
- Her işçinin belki bir tesadüf neticesinde ve o güne değin ilk kez duyduğu, duyduğunda da “işte aradığım cevap buydu” dediği sözler vardır. Sınıf temelinde örgütlü işçiler buna “kulağına kar suyu kaçırmak” da derler. Benim kulağıma kar suyunu kaçıran...