Buradasınız
Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin

“Biz, bizlere ‘ne istiyorsunuz, ne yapmaya çalışıyorsunuz?’ diye soran erkeklere şu yanıtı veririz: Biz, her ruhta adalet ve her yürekte sevgi olsun istiyoruz. Biz, barışın ve doğruluğun hâkim olduğu yeni bir dünyayı sizinle birlikte yeniden kurmak istiyoruz.”Bu sözler çok uzun yıllar evvel Fransa’da sömürüye, cins ayrımcılığına, adaletsizliğe karşı mücadele eden emekçi kadınların kaleminden döküldü. Aradan geçen 176 yıla rağmen o emekçi kadınların özlemleri bugünün emekçi kadınları olarak bizim de özlemlerimiz olmaya devam ediyor. Çünkü sömürü, eşitsizlik ve adaletsizlik üzerine kurulu kapitalist düzende yaşıyoruz. Haksızlığın, eşitsizliğin, nefretin, düşmanlığın, savaşın, yalanların üretilip körüklendiği bu düzende hepimiz adalete, sevgiye, barışa, kardeşliğe, doğruluğa özlem duyuyoruz.
Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye biz emekçi kadınlar, kadın olduğumuz için ezilmek istemiyoruz, saygı görmek istiyoruz. Ama bu düzenin efendileri cinsiyet ayrımcılığını kışkırtıp bizi horluyor, emeğimizi değersiz görüyor, toplumu erkek-egemen fikirlerle doldurup zehirliyorlar. Şiddeti, tacizi, baskıyı normalleştirmeye çalışıyorlar. Kadın işçiler olarak doğum ve emzirme izni, kreş gibi haklar istediğimiz için bizi işsizlikle tehdit ediyorlar. Kendimiz ve evlatlarımız için daha iyi bir gelecek düşlerken bu düşlerimizi en acı biçimde solduruyorlar. İş cinayetleriyle, doğal afet dedikleri yıkımlarla, kaza dedikleri katliamlarla, savaşlarla bizim, evlatlarımızın, eşlerimizin yaşamını karartıyor, ömrünü çalıyorlar. Bizi bölüp parçalayanlar, yapay ayrımlarla birbirimize düşürenler, yaşamı bizim için cehenneme döndürenler çektiğimiz acılar üzerinden kendilerine cennetler yaratıyorlar.
Mesela Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı, 6 Şubat depremlerinden bu yana kayıp çocuklarını bulmaya çalışan annelere “kayıp çocuk yok” diyor. Söz konusu kendi iktidarları olduğu için evladı kayıp olan bir annenin bu sözleri duyduğunda ne hissedeceğini umursamıyor. Maden sahibinin avukatları Soma’da ölen evlatları için adalet arayan acılı annelere, eşlere “mağdur edebiyatı yapmayın” demekten çekinmiyor, deştiği acıları görmezden geliyor. Evladı kâr uğruna ölüme gönderilmiş anneler bu sözleri adalet aradıkları mahkeme salonlarında duyuyor. Erzincan İliç’te milyonlarca ton siyanürlü toprak altında kalan işçilerin ailelerinin önüne bariyer konuluyor, arama çalışmalarının devam etmesini istediklerinde kuru sözlerle oyalanıyor, tehdit ediliyorlar. Evlatları hâlâ toprak altında olan anaların bu muameleye tepki göstermesi bile engellenmek isteniyor. Ukrayna’dan Gazze’ye yüzbinlerce çocuk hayatı tanımadan bombalar altında can veriyor. Toprak çocukların kanıyla sulanırken egemenler annelerin yüreğinde nasıl bir cehennem yangınının sökün ettiğini umursamıyor…
Böyle acılara neden olan bir düzende adalet için, sevgi için, barış için, doğruluk için, tüm özlemlerimiz için birleşmemiz ve mücadele etmemiz gerektiği açık değil mi? Kadın erkek işçi ve emekçiler olarak birleşmeden bu zulmün karşısına dikilemeyeceğimiz açık değil mi? İşte bu nedenle bizler sadece emekçi kadınlara değil, bizlerle aynı özlemleri taşıyan erkek sınıf kardeşlerimize de sesleniyoruz.
Toplumun ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölündüğü bir sistemde gerçek adalet ve barış olamaz. Ama gerçek adaleti ve barışı isteyenler olur ve onlar ezilen sınıflardır, kadın erkek işçiler ve emekçilerdir. Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye barışın ve doğruluğun hâkim olduğu bir dünya için mücadele eden kadınlar ve erkekler hep oldu ve olacak. Biz bugünün emekçi kadınları olarak erkek sınıf kardeşlerimizle aramızda düşmanlık değil kardeşlik, dayanışma ve anlayış yeşersin istiyoruz. Bizden önceki işçi kuşaklarının taleplerini ve mücadelelerini sahipleniyoruz. Dünden bugüne kadın işçilerin özlemlerini, tüm işçilerin acılarını, mücadelelerini yüreğimizde hissediyor, yaşıyoruz. Dünden bugüne adalet için mücadelemiz olmasaydı bu adaletsiz sistemde egemenlerin bize bir hak kırıntısı dahi vermeyeceklerini çok iyi biliyoruz. İşte bu yüzden bizden önceki emekçi kadınların, işçilerin barış ve adalet mücadelesini sürdürüyoruz.
Bizler bu nedenle bize ne istiyorsunuz diye soran erkek sınıf kardeşlerimize aynı cevabı veriyoruz: Biz, barışın ve doğruluğun hâkim olduğu yeni bir dünyayı sizinle birlikte yeniden kurmak istiyoruz.
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: 8 Mart Yol Gösteriyor, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Emekçi Kadın, Yaşam, Mücadele, Dönüşüm
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- UİD-DER Kadın Komitesi: Sorunlar, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Güvencesiz ve Esnek Çalışma Modellerine Bir Yenisi Eklendi: “Komşu Annelik”
- Bu Televizyonlar Neleri Gösterir, Neleri Göstermez?
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Clara Zetkin ve Ölümsüz Mirası
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- “Aile Yılı” İlan Edenler Neyin Peşinde?
- Katliamların Sorumlusu Kim?
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- İşçi Dayanışması 202. Sayı Çıktı!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Suriyeliler Geri Dönecek mi?
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
Son Eklenenler
- Rejimin toplumsal muhalefeti sindirmeye, tamamen ezmeye yönelik saldırıları artarak sürüyor. Bir süredir “Kent Uzlaşısı” ile kazanılmış CHP’li ilçe belediyelerine operasyonlar düzenleyen, seçilmiş belediye başkanlarını hapse atarak yerlerine...
- Şubat ayında greve çıkan Tekgıda-İş Sendikasında örgütlü Sunel Tütün, Oryantal Tütün ve TTL Tütün işçileri, İzmir’de aileleriyle birlikte basın açıklaması yaptı. Üç aydır ücretleri ödenmeyen Doruk Madencilik işçileri, şirketin Ankara’da bulunan...
- Diyanet İşleri Başkanlığı, bir yoksulun günlük gıda ihtiyacını göz önüne alarak belirlenen Ramazan fitresinin asgari ücret veya emekli aylığı alanlara da verilebileceğini açıkladı. Bu sözler Türkiye’de işçi ve emekçilerin nasıl bir yoksulluğa mahkûm...
- Sırbistan’da 2024’te Novi Sad şehrinin bir tren istasyonunda 15 kişinin yaşamını yitirmesi üzerine gerçekleşen kitlesel protestolar sonucunda Bakanlar ve Başbakan istifa etmek zorunda kaldı. Ancak bunlarla yetinmeyen, yolsuzlukların son bulmasını ve...
- İngiltere’de emperyalistlerin savaşına karşı emekçilerin barış sesi yükselmeye devam ediyor. 25. Ulusal Eylem Gününde çeşitli şehirlerden başkent Londra’ya akan on binler, İsrail saldırısı altındaki Filistin halkıyla dayanışma içinde olduğunu...
- İşçi sınıfının kapitalist sömürüye karşı mücadelesini, dayanışmasını güçlendirmek için çalışan UİD-DER’in, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle gerçekleştirdiği etkinlikler 16 Martta devam etti. UİD-DER’in İstanbul Avrupa ve Anadolu...
- Dünyanın pek çok ülkesinde işçi ve emekçiler, gençler eşitlik ve özgürlük talepleriyle, daha iyi bir yaşam özlemiyle bir araya geliyor, meydanlara çıkıyor. Almanya’da yapılan görkemli eylemlere katılan insanlar bu eylemlerine “iyi insanların isyanı...
- Geçtiğimiz günlerde, sigorta girişleri 1 Ekim 2008’den sonra olanların, emekli olduktan sonra çalıştıkları takdirde emekli maaşlarının kesileceği gündeme geldi. Üç kuruşluk emekli maaşıyla değil geçinmek, zorunlu gıda harcamasını bile karşılamak...
- Gece vardiyasında çalıştığımız bir gün elektrik kesildi. Biz de karanlıkta ayrı ayrı beklemek yerine üretimdeki arkadaşlarla yan yana geldik. Haliyle sohbet etme şansımız oldu. Bir ablamız iş kazası geçirmiş ve işvereni dava etmiş. İş güvenliği...
- Kapitalizm altında sağlık sistemi bolca kâr elde edilen büyük bir rant kapısı haline getirildi. Sağlık sektörü patronları için durum böyleyken sağlık çalışanları açısından tablo uzun çalışma saatleri, can güvenliğinin olmadığı iş ortamı, ağır...
- Ben Tahran Üniversitesinde öğrenciyim. Üniversiteye bağlı bir yurtta kalıyorum. Örgütlü bir şekilde hareket etmediğimiz için her gün yeni bir felaket haberiyle uyanıyoruz. Geçtiğimiz ay 14 Şubat akşamı bir arkadaşımızı kaybettik. Hem yurt hem de...
- Sağlık çalışanları 14 Mart Tıp Bayramında Türkiye genelinde iş bıraktı, hastaneler ve İl Sağlık Müdürlükleri önlerinde, kent meydanlarında basın açıklamaları yaptı.
- Suriye’nin Lazkiye, Tartus, Humus ve Hama kentlerinde 6 Martta başlayan Alevilere yönelik saldırılarda yüzlerce kadın, erkek, çocuk katledildi. “Eski rejim kalıntılarının temizlenmesi” bahanesiyle gerçekleştirilen saldırılarda cihatçı çeteler evlere...