Buradasınız
“Dumansız Hava Sahası”
Bir metal işçisi
Hükümetin yeni çıkardığı yasaya göre kapalı alanlarda sigara içmek yasak. “Dumansız hava sahası” oluşturmak adı altında yeni yasaklar getiriliyor. Daha önce kısmi olarak uygulanmaya başlanmış olan bu yasa 19 Temmuz itibarıyla bütün kapalı alanlarda sigara içilmesini yasaklıyor. İçen de içtiren de ceza alacak. Bu amaçla devlet “duman avcıları” adı altında bir örgütlenme yaptı. Çok ilginçtir “duman avcıları”nın çoğunluğu sigara içen kişilerden oluşuyor.
Yasa, kapalı alanlarda sigara içenlere 69 TL ceza uygulanmasını öngörüyor. Zaten aldığı ücretle ay sonunu getiremeyen işçi için en iyisi elbette sigarayı tamamen bırakmak olacaktır. Sağlığı fazla bozulmayacak, ekonomik olarak da bütçesinden para gitmeyecektir. Keşke bütün işçi emekçiler sigarayı bırakabilse! Peki bir işçi neden sigaraya başlamıştır? Sanırım bu sistemin insanlarda yaratmış olduğu sorunlardan kaçmak için. İnsanların çoğunluğu biraz rahatlamak ve sistemin dayattığı olumsuzlukları kısa süreliğine de olsa unutmak için sigaraya başlamış durumda. Sistem bunu bilmiyor mu? Sigaranın zararlarını bilmiyor mu? O halde neden tütün üretimini ve satımını teşvik etti? Kendisi için kârlı bir yatırım alanı olan tütün üretimini bugün neden tamamen sonlandırmıyor? Hâlâ üretim devam ediyor.
Sağlık açısından düşündüğümüzde yasa olumlu bir adım gibi gözüküyor. Fakat sigara nedeniyle hastalanmış olanların sorunlarını ya da sigaranın vücutta yarattığı tahribatları bir yasayla silebilir miyiz? Hayır! Bugün milyonlarca insan aktif olarak sigara tüketiyor. Bir o kadarı da pasif içici durumunda. Bu durumda ilerleyen zamanlarda sigaraya bağlı oluşan hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaç ve tedavi masraflarını kişilerin kendilerinin ödemesi de gündeme gelecektir. Bugün zaten hastane masraflarının çoğunu kendisinin karşılamak zorunda kaldığı bir sağlık sisteminde, işçi-emekçilerin sigortadan faydalanmaları iyice zorlaşacak. “Paran varsa hasta ol, yoksa hastalanma” diyor sağlık sistemi. Oysa milyonlarca işçi ve emekçiyi sigara bağımlısı haline getiren kapitalist sistemin kendisi. İş koşullarından dolayı zaten yaşam süresi kısalan işçi, sigara içerek yaşamını daha da kısaltıyor.
Kısacası kapitalizm kendisinin yaratmış olduğu bir pazar alanının sonuçlarının faturasını yine alıcılara yükleyecek. “Dumansız hava sahası” diyerek biz işçi-emekçileri yine kendi ideolojisinin peşine takıyor. Havanın dumanlanmasının koşullarını biz işçiler mi yarattık? Fakat fatura her yönüyle bizlere kesiliyor. Tütün fabrikalarını biz işçiler mi kurduk? Pek çok sektörde fabrikaların üretim kısmında çalışan işçiler çok iyi bilirler ki çeşitli kimyasallar, toz vb. nedeniyle fabrikalar ölüm kusuyor. Neden oraları da denetleyen, daha iyi koşulların oluşmasını sağlayan yasalar çıkarılıp uygulanmıyor? Biz işçilerin sağlığını bu kadar düşünen devlet neden işyerlerinde de “temiz hava sahası” projesi uygulamıyor? İşyerlerinin koşullarından kaynaklı olarak birçok işçi geri dönüşümü olmayan hastalıklara yakalanıyor ve tedavisi de yapılmıyor. Yarın işyerlerinin koşullarından dolayı yakalandığımız hastalıklar bile sigaraya bağlanacak. Patronlar yine aklanacak. Yine patronlar kazanacak. Biz işçi-emekçiler de faturayı ödemeye devam edeceğiz. Nereye kadar? Kapitalizmin yaratmış olduklarının sonuçlarına ne zamana kadar katlanacağız?
İşçiler örgütlenip kapitalist sistemi yıkmadıkça, onu tarihin çöp sepetine gönderip sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya kurmadıkça bu sistem çürümeye, çürüdükçe etrafına daha fazla pislik yaymaya devam edecek. Gelecek güzel günler, yaşanabilir bir dünya, biz işçilerin örgütlü mücadelesiyle gelecek.
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!
Kemal Türkler Aramızda!
Brillant’ta Saldırılar Devam Ediyor
- “Kendini de Beni de Yaktın Celal!”
- Uğruna Mücadele Ettiğimiz Bizimdir
- Grev Çocukları
- “Felsefe Yapma Birader!”
- Şeytanla Dost Olunmaz!
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- “60 Bin Maaşla Çoban Bulunmuyor.” Yersen!
- Bu Kandırmacalara Verilecek Cevabımız Var!
- İşçi Sınıfının Yareni Kim?
- Kapıldığımız Trendler ve Gerçek Sorunlarımız
- Her Yer Bizim Düzenimiz Olsun Diye
- Neden Bu Kadar Stresliyiz?
- “Beni Bırak, Gözünü Bebekten Ayırma Sakın”
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
Son Eklenenler
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/